Geçtiğimiz hafta Kadıköy’de F.Bahçe’yle 1-1 berabere kalan G.Antepspor’un kulüp başkanı, maç sonrası yayıncı kuruluş mikrofonlarına, “Bu denli kısıtlı imkanlarla sahada üstün mücadele veren takımımı görünce gözlerim doldu, duygulandım” açıklamaları yaptı. Bu sözlere artık o kadar alıştık ve İstanbul’dan puan alan her takımın yaptığı işi öyle destansı sanmaya başladık ki; milletçe takındığımız bu ruh hali, hedefleri büyük olanların da önünü görmesini engellemeye, realist ama bundan bir boy büyük planları da köreltmeye/anlamsızlaştırmaya başladı… Gerçekten de bir Anadolu takımının, İstanbul’dan bir puan alması duygulanılacak, ağlamaklı olunacak bir şey midir; o zaman Sivasspor oturup aylarca ağlayacak puan kazanmışken neden hâlâ fazlasını istiyor, insan düşünmeden edemiyor gerçekten…
Tabii ki sayın başkanın haklılık payı olduğunun farkındayız, 4 büyük takımla kalan 14’lünün gelirleri aynı düzeyde değil; ama futbolda müsabakaların neticelerini belirleyen tek unsur ekonomik tablo olsaydı, Chelsea şu anda 5 tane Ş.Ligi şampiyonluğu kazanmış, R.Sociedad-Villarreal gibi ekipler Devler Ligi’ne gidememiş olmalıydı… Üstelik de bahsettiğimiz 14 takımımızın yıllık gelirleri de, o puanları kazanmak için mucizeler üretmeyi gerektirecek kadar az değil…
Asgari 15 milyon TL
Tribün hasılatı, altyapı üretimi, forma satışı, sponsorlar gibi ekstra gelirleri bir kenara bırakın, vasati bir Süper Lig takımının yayıncı kuruluş, lig/kupa isim hakları ve bahis firmasından sezon sonu kasasına girecek ortalama miktar, aynı düzeydeki bir Hollanda veya bir Belçika ekibinin üstünde… Örneğin ilk devreyi sekizinci bitiren Antepspor’un bu yıl sonunda havuzdaki dayanışma payı 4,320 milyon, isim hakkı 75 bin, puan performansından kazanması beklenen 6,258 milyon, yani toplam geliri yaklaşık 10,650 milyon TL… Eğer ilk yarıdaki performanslarının üstüne çıkarlarsa galibiyet başına 327, beraberlik başına 164 bin, lig altıncılığına 640 bin, beşinciliğine de 1,290 milyon TL fazladan kazanacaklar.
Yine Antep’in ilk yarıda İddaa’dan kasasına 1,204 milyon girmiş, ki sezon sonu bu rakam hiçbir Süper Lig takımı için 2,5 milyonun altında olmayacak. Ve yine bu rakamlara yıllık yaklaşık 28 milyona satılan Süper Lig ve 18 milyona satılan Türkiye Kupası isim hakkı payıyla sponsor gelirleri eklenecek… Kaba bir hesapla, hiç forma satmasa, hiç sponsor bulmasa, maçlarına hiç seyirci gelmese bile ortalama bir Süper Lig ekibinin sezonluk asgari geliri, 15 milyon TL’nin üstünde…
Yıllık 15 milyon TL geliri olan Antepspor, kendi imkânları çerçevesinde yaklaşık 23,4 milyon euroluk bir takım yapmış. Uluslararası bir kıyas yapmaya çalışırsak, bu rakam, halen UEFA Kupası 4. turunda mücadele eden NEC Nijmegen (Hol) ve L.Poznan (Pol) gibi ekiplerin biraz üstünde… Ş.Ligi gruplarında saygın işler yapan Anorthosis’in bir buçuk katı, Aalborg’la da aşağı yukarı aynı… Hollanda Ligi’nde 18 takımın 9’u, Yunanistan’da 16’da 9, Belçika’da 18’de 12, İskoçya’da da 12 ekibin 9’u Antep’ten daha az bir paraya kurulmuş. Ve eminim bu Hollanda, Belçika, İskoçya ekiplerinden çoğu Kadıköy’e, İnönü’ye, Ali Sami Yen’e gelip 1 puan kazansa, biz kendi içimizde bunu destansı olarak algılamayacağız.
Gaziantep boyutu
Üstelik o 23 milyonluk Antepspor, ufku geniş hocası ve yetenekli sporcularıyla bu sezon hedeflerini gerçekten yüksek tutmuş, ligin en fazla topla buluşan (11.262), en fazla isabetli pas yapan (7.564) takımı olmuş. Rakibi F.Bahçe’den ilk 18 hafta toplamında daha fazla isabetli şut atmış (107-104), açık ara daha fazla faule maruz kalmış (293-241). Yani anlaşılan sahanın içindeki adamların, Nurullah Sağlam, Murat Ceylan, İsmail Köybaşı’nın filan bu işe bakışları, hedefleri daha farklı… Zaten Alex’in o müthiş golü olmasa, maçın sonunda F.Bahçe’yle aralarındaki puan farkı sadece 4 olacak, üstelik ikinci yarıda rakipleri Ankaraspor, Beşiktaş, Trabzon, G.Saray ve Sivas’ın tamamını Antep’te ağırlayacaklar!
Yönetim boyutu
Evet, Hollanda’da PSV’nin NEC’ten, Yunanistan’da Olympiakos’un Iraklis’ten, İngiltere’de Chelsea’nin A.Villa’dan, Türkiye’de de üç büyüklerin Antep’ten 2-3 kat fazla gelirleri var… Bir yönetici de bu gelir adaletsizliğinden dem vurabilir. Ama o yöneticilerin (ve Süper Lig’deki bütün benzerlerinin) bu adaletsizliğe değinmeden önce yapması gereken başka şeyler yok mu? Mesela bu sezonluk 15 milyon TL geliri daha efektif kullanmak, 5 yılda 71 oyuncudan daha azını alıp, 81’den daha azını göndermek… Mesela Jozic, Drincic, Melliti, Kaondera, Neira, Sedlak, Abdelilah Fahmi gibi ismini şu anda zorlukla hatırladığımız oyuncuları Antep’e daha az getirmek… Mesela, son 10 yılda 3 sezonu değil de, daha fazlasını tek teknik direktörle tamamlayabilmek… Mesela o 10 yılda 14 hoca değişikliği yapmamak…
* * *
Taraftarı, Antep’ten, G.Birliği’nden, Bursa’dan daha fazlasını bekliyor. İstanbul’dan ara ara alınan 1 puanları değil, en azından ara ara sıralamada İstanbul takımları arasında bir yerlerde olmayı… Sanırız, bunu istemeye de hakları var.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS