Konfederasyonlar Kupası’nda yarışan 8 ülke içinde İspanya ile İtalya’nın diğer 6 rakiplerine karşı bir dezavantajları vardı, aynı günlerde Avrupa U21 Futbol Şampiyonası’nda da mücadele ettikleri için genç oyuncularını iki ekibe bölüştürmüşlerdi.
İspanya, U21 için yaşları tuttuğu halde Pique, Fabregas, Mata, Silva, Ramos ve Busquets’i Afrika’ya götürdü, sadece Krkic ve Capel’i İsveç’e gönderdi. Belki de bu yüzden İspanya için İsveç’teki U21 Şampiyonası tam bir hayal kırıklığına dönüştü, favori gösterilirken gruptan çıkamadılar. Konfederasyonlar Kupası’nı ise üçüncü tamamladılar.
İtalya antrenörü Lippi ise, Afrika kadrosunda çok fazla genç oyuncuya yer vermedi; 23 yaş altı sadece 1 oyuncuyu (G.Rossi’yi) oynattı. A milli oyuncuları Motta ve Bocchetti’nin İsveç’e gitmesine izin verdi. A takıma geçişlerini Afrika’da sağlayabileceği Giovinco, Balotelli, Acquafresca gibi genç yıldızları da kadroda düşünmedi. Sonuçta U21 turnuvası İtalya için gayet iyi geçti, şampiyon Almanya’ya yarı finalde üstün bir futbolla elendiler. Konfederasyonlar Kupası’nı ise unutmaya çalışıyorlar!
Ancak İtalya’nın Dünya Kupası 2010 ve sonrası için bir tesellisi var: U21’in hocası Casiraghi, A milli takımda Lippi’nin oynattığı düzenin aynısını uyguluyor. Çok iyi duran top kullanıyorlar, Balotelli’yle Giovinco çizgiden içeriye girip girip harika şutlar atıyorlar. ABD karşısına ilk 11’de tam 8 tane 30 yaş (ve üstü) oyuncuyla çıkan Lippi’ye iyi bir alternatif takım yapmış. Benim görüşüm, ABD maçına İtalya ön tarafta Camoranesi-Gilardino-Iaquinta üçlüsüyle değil de Giovinco-Acquafresca-Balotelli ile çıksa idi, bu kupa büyük bir ihtimalle onlar için işkenceye dönüşmeyecekti.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS