“Çağın sanatı”, “günümüz müziği”, “günümüz sporu” filan diye öveöve bitiremediğimiz aktüel durumun çok da harika olmadığını farkediyorum sıklıkla. Yaşlanmanın bir belirtisi midir bilemiyorum; dün gece oynanan futbolun, 80’lerden 90’lardan daha kötü olduğunu hissediyorum. Evet futbolcular daha atlet, evet daha fazla koşuyorlar. Evet, pozisyon disiplinine olağanüstü sadıklar. Herkesin görev bilinci muazzam, takım hüviyeti eksiksiz. Ama bu makine disiplini, herkesin birbirine fena halde benzemesine neden oluyor. Herkes hata yapmaktan korkuyor, kimse risk almıyor. Çalım yok, şut yok, risk yok.
Sonra birisi isyan ediyor bu duruma… Tek bir kişi. Bir seyahat sırasında muhabbet şansı bulduğumuz bir FIFA hakemi onu “ligde izlemekten keyif aldığı tek oyuncu” olarak tanımlamıştı. Dün 11’inci dakikada iki kişinin arasına girmeye o cesaret ettiği için golü attı Kweuke… 6’da sağdan, 14’te soldan bindirmelerini, 40’ta verdiği ayak dışı pası herhalde ancak “isyan” sözcüğüyle özetleyebiliriz. Futbolun sıradanlaşmasına isyan… Gençlerin risksiz oyununa, yeni hiçbirşey denememelerine isyan… Fenerbahçe’nin finişi erken görmesine, Rize’nin tepetakla düşüşüne isyan etti Cernat… Eğer ona biraz Sercan, biraz Tevfik yardım etse belki bu isyanını daha ilk 45’te en azından bir puanı garanti ederek taçlandırabilirdi.
Emektar Cernat’ın pilinin tükendiği ikinci 45’teyse isyan eden Fenerbahçelilerdi bu kez… Bunda Çalımbay takımlarının büyüklere karşı takındığı klasik koruyucu tavır da, Sow’un başarılı sağ çizgi performansı da etkili oldu tabii… Ersun Hoca yine cesaretle 4 forvete dönerken, Rıza Hoca’nın Kweuke’nin yerine Sezer’i sokup sahaya korku dolu mesajlar göndermesi de… Evet, sezonun en iyi Rizelisi Sercan dün çok top kaybetti. Evet, normalde garantili oyunuyla herkesin saygısını kazanan Silvestre de gününde değildi. Ama dün gece maçı esas kazanan Yanal’ın cesareti, kaybedense Çalımbay’ın korkusu idi.
Bir takım, 14 maçın 13’ünde rakibinden fazla koşuyorsa, tam 5 müsabakayı son dakikalarda çeviriyorsa bu tesadüf olamaz. “Yanal takımları belli bir noktadan sonra düşüyor” tevatürü de boşa çıktı gibi, zira 20 gün sonra devre bitiyor ve Fenerbahçe hâlâ zıpkın gibi. Fenerbahçe geriye düşse bile hem fiziksel hem de ruhsal olarak ayakta kalıyor, Yanal Hoca takımını ayakta tutmayı başarıyor. Bu fiziksel seviye de izleyenlere fena halde şampiyon takımların seviyesini hatırlatıyor.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS