İnanın, hakemlerin ofsayt kuralını kusursuz olarak uygulaması insanüstü bir çaba gerektiriyor. Bu “insanüstü” tabirini de lafın gelişi kullanmıyorum: FIFA’nın yakın zamanda bir çift insan gözünün ofsaytı doğru tespit edebilmek için aynı anda hareket eden en az 5 cismi (hücum eden 2 oyuncu, savunma yapan 2 oyuncu ve 1 top) görüş alanında barındırması zorluğu üstüne çalışacağına inanıyorum.
Bir yardımcı hakemin bir çift gözünün ofsayt kararında ön planda olan sakkadik hareketi (her iki gözün beraber yaptığı kısa hızlı hareketi) için ihtiyacı olan süre ortalama 0,2 saniyeymiş. Akomodasyon (odaklanma) içinse bu süre ortalama 0,36 saniyeye çıkıyor, uzaktan yakına fikse oluyorsa 0,64 saniyeyi de buluyormuş. Hatta oyuncunun hakeme mesafesi 6 metreden uzaksa, gözün odaklanma süresi 1 saniyeye ulaşabiliyormuş! Bu da anında doğru karar isteyen futbol oyunu için hata riskini fazlasıyla artırıyor tabii. Bir de değişen ofsayt kuralı daha fazla oyuncu takibini gerektirebildiği için, bir çift insan gözünün her seferinde ofsayt bayrağını doğru kaldırmasını beklemek gerçekten abesle iştigal… Yani bir bakıma, hata yapan yardımcı hakemin değil, hata yapmayanın gözlerinde bir anormallik var demek aslında!
Yenilenen kural
Yalnız bizim burada üstünde duracağımız pozisyon, insan gözünün yetersizliğiyle açıklanabilecek bir karar değil, başka türlü bir meşhur hata… Mâlumunuz, birkaç sene önce yenilenen ofsayt kuralının ihlal tanımı şu şekilde değişti: “Ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına DOKUNDUĞU veya takım arkadaşı tarafından OYNANDIĞI anda aktif oyunun içinde olursa ofsayt olarak cezalandırılır” Yani hâlen bu ülkede maalesef çokça dile getirildiğinin aksine ofsayt pozisyonunda olan oyuncunun topa hareketlenmesi filan mühim değil. Öyle ellerini havaya kaldırıp “Ben pozisyonun içinde değilim” jesti yapmasına da lüzum yok. Topa doğru da koşabilir pekâlâ… Artık yardımcı hakemler ofsayt bayrağını kaldırmak için ofsayt pozisyonundaki oyuncunun “topa dokunmasını veya rakibin görüş çizgisini engellemesini” beklemek zorunda. (Eğer imkânınız varsa lütfen geçen sene Fenerbahçe-Arsenal maçında Adebayor’ün 10’uncu dakikada attığı golü, topun ofsayttaki Walcott’un bacaklarının arasından geçişini izleyin)
Galat-ı meşhur
Olimpiyat Stadı’ndaki Süper Kupa finalinin 30’lu dakikalarında yaşandı böyle bir pozisyon… Beşiktaş’ın hücum yönüne göre sağ çizgiye paralel Ernst’e doğru bir top atıldı. Ernst ofsayt pozisyonundaydı, ama arkasından gelen Yusuf ofsaytta değildi. Orta hakem, topa henüz hiç kimse değmemişken düdüğü çalıp durdurdu oyunu… Cuma akşamı da Beşiktaş-Antep maçının 60’lı dakikalarında araya atılan bir topa koşan iki adamdan Nihat ofsayttaydı ama S.Özkan değildi. Orada da yardımcı hakem Nihat’ın topa değmesini beklemeden kaldırdı bayrağını. Hatta yeni kuralı bilen Serdar, Nihat’a topa dokunduğu için sitem bile etti pozisyonun ardından. Burada pozisyonlara giren oyuncuların/takımların hiçbir önemi yok benim için… O pozisyonlarda Yusuf ya da Serdar topla buluşsalar gol atacaklarının da garantisi yok, bu detaylar hiç önemli değil. Hakemler Yusuf’la Serdar’ı görmemiş de olabilirler, bu da çok doğaldır yukarıda bahsettiğimiz bilimsel gerçekler nedeniyle… Bu ülkede 20 yıldır bütün futbol meselesi, hakem kararları üstünden kuruluyor; bu durumdan da son derece rahatsızız.
Ancak bu pozisyonları bu sütunlara taşımamın basit nedeni şu: “Kuralı yanlış biliyoruz”. Maalesef hâlâ spiker arkadaşlarımız “Yardımcı hakem bayrağını geç kaldırdı” diyorlar, oysa yardımcı hakem ofsayttaki oyuncunun topla oynayıp oynamayacağını bekliyor! Televizyonlarda “Filan oyuncu topa hareketlendi, o yüzden ofsayttır” şeklinde bir galat-ı meşhur oluştu. Böyle bir “hareketlenme” ile ofsayt bayrağı kaldırılabilmesi için, o takımdan başka herhangi bir oyuncunun kesinlikle topa ilgisinin olmaması gerekiyor. Bu da ancak 20 maçta 1 kez oluyor.
Pazar günü, bayram günü canınızı sıktıysam affedin. Bir meşhur yanlışı düzeltme çabasıydı sadece bu küçük yazı…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS