Grubumuzdan Dünya Kupası’na giden tek takım Almanya… Play-off oynamayı başaran yok. Öyleyse grubu Almanya ve diğerleri olarak ele alırsak kendimize şimdilik çok büyük bir haksızlık yapmış olmayız.
21’inci yüzyılda kuralardaki yerini ikinci torba olarak sağlamlaştırmış, son 8 eleme grubunun altısını ikinci, ikisini de üçüncü bitirmişiz. Dolayısıyla çekeceğimiz her kurada bizi en çok ilgilendiren play-off mücadelesine girişeceğimiz üçüncü-dördüncü torba takımları oluyor. Burada da doğal rakiplerimiz Avusturya ve Belçika…
Son 20 yılda bir sınıf aşağı inmiş Avusturya’yı çekmemiz önemli şans. Üstelik rakibin hoca istikrarsızlığı da bir sınıf yükselme şanslarını azaltıyor.
Advocaat’lı Belçika bize problem çıkarabilir, hele de Hollandalı hocayı Alkmaar’dan gönderip sadece milli takıma konsantre sağlarlarsa… İlk 11’inde bir Arsenalli, bir Evertonlı, bir M.Cityli barındıran takım tabii ki tehlikeli. O yüzden grupta rakibimizin Vermaelen ve arkadaşları olması sürpriz sayılmaz.
Ama sanırım bu grubun en eğlenceli tarafı, ilk üç torbadan gelen üç takımın orta sahasının göbeğinde Türk kimlikli 3 oyuncu olması olacak. Alman formalı Mesut, Avusturya formalı Yasin ve Türk Aurelio’nun karşılaşması bizi çokça konuşturacak…
Grubun bir diğer enteresan tarafı da 6 takımın üçünün hocasının Alman olması. Eğer biz Hiddink’i görevlendirirsek 2 de Hollandalı karşılaşmış olacak! Bu elemeler yüzümüze, 21’inci yüzyılın globalizasyon gerçeğini çok sağlam bir biçimde çarpacak galiba…
http://www.milliyet.com.tr/her-yer-turkiye/spor/haberdetayarsiv/08.02.2010/1196147/default.htm
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS