İki finalli geceler

Milenyumda ilk kez 5 Eylül 2001’de (yani bundan tam tamına 10 yıl önce) böyle iki büyük finalli bir geceye başlamıştık.
12 Dev Adam’ın Euro’2001 çeyrek finalinde Hırvatistan’ı yendiği gece, Şenol Güneş’li futbol milli takımımız İsveç’e son iki dakikada yediği iki şok golle teslim olmuştu. Dünya Kupası 2002 elemelerindeki o kritik mağlubiyet, ulusal takımı play-offlara göndermiş; Hakan Şükür’ün gol attığı bir milli müsabakada da ilk yenilgimiz olmuştu.

Yine bir Eylül gecesi, 8 Eylül 2007’de böyle bir travma yaşadık… Euro’2008 elemelerinde Malta deplasmanına giden A milliler, zayıf rakiplerinden şok bir beraberlik alarak evlerine döndüler.
O gece teselliyi basketbolda da bulamadık. 2007 Avrupa Şampiyonası ikinci tur ilk maçında Slovenya karşısına çıkan 12 Dev Adam, (üçüncü çeyrekteki 17-1’lik seriyle) rakibine farklı mağlup olmaktan kurtulamamıştı.

2 Eylül 2011 Cuma gecesi de aslında böyle bir çifte hezimetin kıyısından döndük. Euro’2011’de 12 Dev Adam ilk yenilgisini Litvanya’dan alırken; 11 kardeşleri Euro’2012 elemelerinde Kazakistan’ı 90+6’da geçebildi…

6 Eylül 2003’te futbolda Liechtenstein galibiyeti, basketbolda Yunanistan mağlubiyeti… 3 Eylül 2005’te basketbolda İtalya zaferi, futbolda Danimarka üzüntüsü… Ve 9 Eylül 2009’da basketbolda Polonya sevinci, futbolda Bosna hayal kırıklığını da göz önüne alınca… Yarının Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda boş gün olması nedeniyle garip bir mutluluk duymamız gerek gibi geliyor bana…