
Hürriyet Futbol Konseyi bu hafta 9.hafta maçları ve Beşiktaş – Galatasaray derbisini değerlendirdi. Ertuğrul Özkök, Mehmet Arslan, Uğur Meleke ve Güntekin Onay, Futbol Konseyi’nde moderatör Kenan Başaran’ın soruları yanıtladı. İşte sorular ve Uğur Meleke’nin yanıtları:
Sorular:
1- Avcı, bu kez topu rakibine bırakıp derbiyi aldı. Sezon başından beri yapılan eleştirilere kulak verdi yani… G.Saray galibiyeti, Avcı ve ekibinin her açıdan (sistem, kadro ve yarışma) gidişatını nasıl etkiler?
2- Fatih Terim, geçen sezonki gibi yine “Ocak’ta operasyon” dedi. Terim, TFF’yi, yönetimi, taraftarı eleştirdi. Sıra futbolcularda… Kendisini anlamadıklarını söyledi. Peki Terim’in hiç mi suçu yok?
3- Cumhurbaşkanı F.Bahçe divan üyesi oldu. Futbol ve siyaset bağlamında bunu nasıl okumalı? Geçen sezon “Başakşehir’i ben kurdum” deyince, “Başakşehir şampiyon” denildi. Peki şimdi?
4- Fenerbahçe, sistem sadakati en yüksek takımlardan Konya’yı 5 golle geçti. Kruse de yoktu üstelik. “Vurduğu gol oldu” diye okumak mı doğru, yoksa “F.Bahçe yelkenleri doldurmaya başladı” diye mi?
5- Zevkli maçta Başakşehir ve Trabzon 2-2 berabere kaldı. Karaman’a hakkını teslim etmiştik. Başakşehir’i alışık olduğu yere taşıyan Okan Buruk da bazı büyük koltuklara göz kırpar hale geldi sanki…
6- Milli Takım 2020’yi neredeyse garantilerken kulüp takımları genel olarak Avrupa’da dökülüyor. Oysa 14 yabancı ile birlikte tersi bir tablo bekleniyordu, öyle değil mi?
UĞUR MELEKE: BEŞiKTAŞ’IN EN BÜYÜK AÇMAZI; TOPU VERiP VERMEMESi

ALANYA HİKÂYESi GiBiYDi
1- Beşiktaş’ın bundan önce galip geldiği ve takdir topladığı son maçta da hikâye benzerdi: Alanyaspor, Beşiktaş’a karşı dominant oynamayı denemiş, şutlarda 14-7, kornerlerde 8-4 üstünlük sağlamış ve geride verdiği açıklarla maçı kaybetmişti. Yalnız Beşiktaş gibi bir takım için ‘rakibe topu bırakmak’ kalıcı bir yöntem olamaz, çünkü türkiye’de büyüklerin rakipleri de genelde aynı şekilde ‘topu bırakır’. Yani mesela Rize’ye-Ankaragücü’ne topu bırakamazsınız. Abdullah Avcı’nın en büyük açmazı da bu zaten.
ON iKi KiŞi DÜŞERSE SORUN HOCADADIR
2- BİR takımda iki oyuncunun performansı düştüyse o iki kişiye kesebilirsiniz faturayı. Ama 12 kişinin düştüyse sorunu artık başka yerde aramalısınız. Marcao, Luyindama, Nagatomo, Mariano, Feghouli, Belhanda, Donk hepsi geçen sezonun gerisindeyse, dünyanın her yerinde sorun antrenörde de aranır. Fatih Terim’in basın toplantılarında sürekli oyuncularına mesaj vermesi de ayrı bir gariplik. Terim’le oyuncular haftanın 5 günü idman yapmıyorlar mı? Orada konuşmuyorlar mı? Enteresan gerçekten.
DAHA ÖNEMLi MESELELERi VAR
3- Cumhurbaşkanı’nın partisi 17 yıldır iktidarda. Bu 17 yılda Fenerbahçe 5 kez şampiyon olabilmiş, aynı dönemde Galatasaray dördüncü yıldızı takmış. Belli ki iktidar partisiyle ya da Cumhurbaşkanı’nın taraftarlığıyla Süper Lig arasında bir korelasyon yok. Memleketin daha önemli meseleleri var bence Cumhurbaşkanı’nın uğraştığı.

YANAL, 4-3-3’TEN VAZGEÇMEZ GiBi
4- ‘Sistem sadakati yüksek’ bir takıma karşı ‘sistem sadakati yüksek ve kaliteli bir takımın maçıydı bu. Sonunda da kazanan kaliteli taraf oldu. Fenerbahçe’nin iki haftadır uyguladığı 4-33, sanki Ersun Yanal’ın istediklerini sahaya daha fazla yansıtması anlamına geldi. Sağ iç Ozan ve sol iç Emre rolleri, Moses ve Rodrigues’i de özgürleştirdi, Fenerbahçe ofansını daha verimli hale getirdi. Bana öyle geliyor ki Yanal, bu 4-3-3’ten vazgeçmeyecek ve Kruse döndüğünde de ona ya 8 numara ya da kanat rolü verecek.
SIRA DIŞI BiR LiG YAŞIYORUZ
5- Çok aktörlü, sıra dışı bir sezon yaşıyoruz. Ligin lideri Alanya. Ligin en fazla gol atanı ve son 3 haftada kayıpsız giden tek takımı Malatya. Ligin en fazla topla oynayanı ve en yüksek pas isabeti tutturanı Fenerbahçe. Ligde açık oyunda en fazla golü Sivas atmış. Başakşehir, deplasmanlarda 17,3 şut ortalamasıyla açık ara lider. Bence ritmini yakaladığında da en iyi futbolu Trabzonspor oynuyor. Tüm bu takımların ve daha fazlasının, zirve adayı olarak sonuna kadar götürdüğü çok rekabetçi bir lig yaşarız umarım.
BiR YERLi ANTRENÖR ÇETESi VAR
6- Bu doğru. Ama bence ligdeki oyuncu kalitesi yükselirken, antrenör kalitesi aynı kaldı. Çünkü aynı 30 antrenör arasında dönen kapalı devre bir düzen bu. Bir yerli antrenör çetesi var ve hem o çeteden olmayanları, hem de yabancıları sisteme sokmuyorlar. Süper Lig, Avrupa’nın 5 büyük ligine durmaksızın futbolcu ihraç ederken; bırakın batıyı, doğuya bile doğru düzgün antrenör ihracatı yapamayan bir ülkeyiz. Yeni yetişen antrenör neslinden umutluyum, lisan biliyorlar, vizyonerler ve dünya ile bağları daha kuvvetli. Biraz daha zaman alacak bu dönüşüm.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS