
Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Güntekin Onay, Uğur Meleke ve İlker Yasin, futbol gündemindeki konuları masaya yatırdı.
İŞTE SORULAR
1- Fenerbahçe-Beşiktaş maçının analizi, gözü kapalı bir fil teşhisine benzedi. Kimisi fili ayağından tutup başka bir şey anlatıyor, kimisi hortumundan. Siz derbiyi futbol olarak nasıl okudunuz?
2- Derbi sonrası Ersun Yanal’ın duygusal açıklamasıyla kafalar karıştı. Önce istifa sinyali sanılan açıklama, Emre ile ikili basın toplantısıyla renk değiştirdi. Yanal ne kastetti sizce?
3- Beşiktaş cephesindeyse hakeme tepki var. Ahmet Nur Çebi’nin “VAR kayıtları açıklanmalı” talebi mantıklı mı? Siz derbinin VAR performansını yeterli buldunuz mu?
4- Ahmet Nur Çebi antrenörlerin hakeme belli bir sayıda VAR itirazı hakkı olması gerektiğini de savundu. Bu, dünyada da tartışılan bir konu. Sizce bu uygulanabilir bir öneri mi?
5- Derbinin tozu dumanı arasında gündemden düşse de Fatih Terim de bu hafta aşırı duraksayan Türk futbolundan bahsetti. Sizce Terim gündem mi değiştiriyor? Bahsettiği sorun nasıl aşılabilir?
6- Türk teknik adamların hemen hepsi, “Artık yabancı hocalara gerek yok çünkü bize öğretebilecekleri bir şey yok” diyerek, kendilerinin de iyi yetişmiş olduklarını ifade ediyor. Ne dersiniz, haklılar mı?
UĞUR MELEKE
SAĞ AÇIK LENS’İN ŞUTU YOK, 8 FAULÜ VAR
1- Geçenlerde Paul Merson, El Clasico’yu izlemediğini, bu kadar çok faul olan ve her darbe alanın yere yattığı bir maçın ilgisini çekmediğini açıkladı. Merson, bir de Türkiye’deki derbileri görseydi herhalde Clasico için dua ederdi! Fenerbahçe-Beşiktaş maçında tam 39 faul var. Sağ açık Lens’in maçta şut girişimi yok ama 8 faulü var. Bir sağ açık, neden 8 faul yapar, soyunma odasında hocası ona ne diyor ki sahaya faul yapmaya çıkıyor, anlayan beri gelsin.
TAM BİR TÜRK İŞİ AÇIKLAMA
2- Tam Türk işi bir maç sonu açıklamasıydı. Eğer şu anda bilmediğimiz bambaşka bir detay yoksa, yani Yanal gerçekten de bu açıklamayı TV’de konuşulanlara alınıp yaptıysa akıl almaz bir şey bu. Ersun Yanal bildiğim kadarıyla 30 yıldır İsveç’te yaşamıyor, bu ülkede medyanın önemli bir kısmının ne kadar kalitesiz olduğunu herkes gibi o da biliyor. Durum böyleyken 3-1 kazandığı kritik bir derbi sonrası bu kafa karıştırıcı açıklamaları yapması, en hafif deyimle amatörce. Ve lüzumundan fazla duygusal.
‘VAR’DA HALA STANDARDIMIZ YOK
3- Beşiktaş’ın hakeme tepkisi doğal. 3 tane penaltı kokan pozisyon var maçta. Ayrıca MHK’nın başında hiç hakemlik yapmamış bir spor adamı var. Komitede de VAR dönemini yaşamamış isimler çoğunlukta. VAR, futbol hukukunda yepyeni bir dönem ve bu dönemi doğru yönetebilmek için protokole yüzde yüz hakim olmanız gerek. Ben, Türk hakemlerinin VAR kullanımında bir standart yakalayamadıklarını gözlemliyorum. VAR kayıtlarının açıklanması da makul bir öneri. Tüm maçların VAR kayıtları bence hafta bitiminde açıklanabilir.
BİRER İTİRAZ HAKKI OLMALI
4- Hukuk, yaşayarak gelişen bir organizma. Ofsaytın 30 yıl önceki uygulaması bambaşkaydı, bugün bambaşka. Elle oynama kuralı son çeyrek yüzyılda defalarca değişti. VAR’da da henüz mükemmellik yakalanmış değil. İngiltere ile İspanya’nın VAR uygulama metotları bile aynı değil henüz. Çebi ve Koç’un önerileri de dahil birçok öneri ilerleyen yıllarda hayata geçebilir; VAR uygulaması da dönüşerek mükemmeli bulabilir. Bence de antrenörlere maç başına birer itiraz hakkı tanınmasında bir sakınca yok.
SPOR TOTO FAUL LİGİ
5- Bu konu, benim de defalarca isyan ettiğim bir husus. Bu turnuvaya Spor Toto Faul Ligi ismini taktım, ‘faul arası futbol izliyoruz’ diye de çok çırpındım kendi çapımda. Maalesef dünyanın aldatmaya en meyyal ve utanması en düşük futbolcuları bu ligde. Hakemlerin de çaldıkları faul düdüğüne oranla çok az kart çıkardıklarını düşünüyorum. Ayrıca vakit geçirmenin ve aldatmanın her türlüsüne de ikinci yarıyı beklemeden kart çıkarmak gerek. Bu ahlaksızlığın önüne ancak cezayla geçilebilir.
YERLİ-YABANCI DEĞİL, İYİ-KÖTÜ
6- Genç yerli teknik adamların çıkışı gerçekten de umut verici. Okan Buruk, Sergen Yalçın, Erol Bulut gibi birçok yeni nesil teknik adam, kısa süre içinde büyük takımların başında olacaklar bence. Ancak ülke futbolunun gelişmesi için nasıl futbolcunun yerlisi-yabancısını değil, kalitelisini bulmak mühim; hocanın da yerlisi-yabancısı değil iyisi makbul. Derwall’in, Lucescu’nun ülke futboluna yaptıkları değerli katkıları da unutmamak gerek.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS