
Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Güntekin Onay ve Uğur Meleke futbol gündemi değerlendirdi
SORU 1- Sumudica ve Tomas dışında ligimizde yabancı teknik adam olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? “Artık yabancı hocalarla Türkiye’de başarılı olamazsınız” diyenlere katılıyor musunuz?
FUTBOLUN KUZEY KORE’Sİ OLACAĞIZ!
Futbolcularla ilgili görüşüm, teknik direktörler için de geçerli. Futbolcunun yerlisi yabancısı yok, iyisi kötüsü var. Teknik adamın da öyle…Özellikle soyunma odasındaki yabancı oyuncu sayısı arttıkça Türkler’e özgü olduğu iddia edilen duygusal takım karakteristiğinin de azalmış olması lazım zaten. 20 yıl önce bizi “Türk futbolcular motivasyon konuşmasından hoşlanıyor, yabancı hoca motive edemiyor” diye kandırıyorlardı. Şimdi zaten soyunma odaları Birleşmiş Milletler gibi. Böyle bir bahanenin kalmamış olması lazım. Süper Lig’e Jupp Derwall gibi, Gordon Milne gibi, Zico gibi yabancı teknik direktörlerin gelmesini özledik. Umarım biter bu kapalı devre düzen. Antrenör havuzu anlamında futbolun Kuzey Kore’si olma yolundayız.
SORU 2- Kamuoyu Erol Bulut konusunda 2’ye bölündü. Yolların ayrılması gerektiğini düşünenler de var, sabredilmesi gerektiğini savunanlar da… Sizin görüşünüz nedir?
HASTALIĞI DOĞRU TEŞHiS ETMELi
Evet, Erol Bulut için işler kesinlikle iyi gitmiyor. Doğru kararlar veremiyor. Kötü gidişatı kabullenmiyor, benzer hataları tekrarlıyor. Ancak şöyle de bir gerçek var: Eğer Bulut hastalığı doğru teşhis edebilirse, kadrosunun içinde tedavi yolları var. Mert Hakan ve Sosa gibi yeterince çaba göstermeyenleri ayıklamalı. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek anlamsız. Artık yeni bir şeyler denemeli. Üçlü savunma mesela. Eğer aynı yöntemlerde ısrar ederse, bence yılbaşını görememesi de doğal olur
SORU 3- Beşiktaş son 9 resmi maçta 7 galibiyet alırken, bol gol attı. Erzurum karşısında 4-0 kazanan siyah beyazlılar için “3 puandan fazlasını kazandı” diyebilir miyiz?
BEŞiKTAŞ ARTIK 11-12 DEĞiL, 16-17 KiŞi
Beşiktaş için bir 3 puandan fazlası kesinlikle. Fenerbahçe yenilmiş ve bir teknik adam krizi söz konusu. G.Saray yenilmiş ve muhtemel cezalarla yara almış. Bu ortamda Beşiktaş kazanıyor ve üstelik kadrosuna da ufak ufak genişlik kazandırıyor. Bu maçta kulübede olan Montero, Dorukhan, Larin gibileri de ilk 11 oyuncusu olarak sayıyoruz normalde. Cezalı Rosier de var. Sergen Yalçın için bu dönemdeki en önemli kazanç kadrosunu artık 11-12 değil, 16-17 oyuncu olarak sayabilmemiz.
SORU 4- G.Saray, Karagümrük karşısında sadece 3 puan değil, Terim ve Marcao’yu da kaybetti. 7 maçtır yenilmeyen sarı kırmızılı takımın serisi sizce neden bozuldu?
GERiDEN iYi ÇIKAMAYINCA AKICI OYNAYAMIYOR
Galatasaray’ın bu yıl kaybettiği maçların ortak yanı, önde baskı yapan takımlara karşı çare üretememeleri. 1.5 ay önce o baskı Marcao’ya yapılıyordu, şimdi Donk’a yapılıyor. G.Saray geriden sağlıklı çıkamayınca akıcı bir oyun da oynayamıyor. Karagümrük özellikle Sobiech-Aatıf’ın baskısıyla G.Saray’a rahat oyun kurdurmadı. Bunun yanına bir de Emre Akbaba kırılganlığını ekleyin. Günümüz futbolunda tek bir adamınızın bile kırılgan olması, ikili mücadele savaşında sizi çok geride bırakıyor.
SORU 5- Karagümrük maçının hakemi için, “Sen hakem misin Mustafa Öğretmenoğlu! Bekçi bile olamazsın” diyen Fatih Terim bu kadar sinirlenmekte haklı mıydı?
SERDAR TATLI O iSiMLERDE ISRAR ETMEYi BIRAKMALI
Olayın iki boyutu var: Mustafa Öğretmenoğlu bence de kötü bir hakem. Serdar Tatlı’nın, 40 yaşını aşmış ve halen tatmin edici bir seviyeye ulaşmamış Öğretmenoğlu, Bayarslan, Gençerler gibilerde niye ısrar ettiğini anlamıyorum. Ancak hiçbir kötü hakem kararı da, Terim’e de o sözleri söyleme yetkisi vermez.
SORU 6- Takımların kadrolarını ve sezon başından beri yaşananları dikkate alarak; beklenti-sonuç sıralaması yapar mısınız? Hangi hoca kadrosundan en iyi verimi aldı?
SEZONUN PERFORMANS LiDERi ÇAĞDAŞ ATAN
Bu sezonun performans/kadro kalitesi anlamında lideri şu an Çağdaş Atan. Bir diğer zirve ortağı üçlü savunmayla ezber bozan Sumudica. Sumudica’nın üçü de 10 numara oynayabilecek yetenekte Mirallas-Vetrih-Maxim’li merkezine bayılıyorum. Ayrıca Şenol Can, Ömer Erdoğan, Hamza Hamzaoğlu ve Sergen Yalçın’ı da koyabiliriz listeye.

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS