
Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Uğur Meleke ve Güntekin Onay haftanın gelişmelerini değerlendirdi.
SORU 1- Trabzonspor şampiyonluk ilanını geciktirebilecek 2 puan kaybı daha yaptı. Nwakaeme, Visca, Bakasetas gibi kilit oyuncularda son dönemde ciddi bir form düşüklüğü olduğu ortada. Abdullah Avcı artık kadroda bir revizyon yapmalı mı?
KONSANTRASYON DÜŞTÜ
Bu tarz bir şey pek sık yaşanmıyor. En son 2014’te Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’si son bölüme böyle avantajlı girmişti sanırım. Hedefe bu kadar yaklaştıktan sonra tüm oyuncuların konsantrasyonunu yüksek tutmak sanırım kolay değil. Abdullah Avcı kesinlikle kadroda rotasyon yapmalıydı, devre arasında 5 pırıl pırıl genç oyuncu transfer ettiler. Tahalar, Enisler, Batuhanlardan hangisinin gözleri parlıyorsa, bu maçlarda faydalanılabilirdi bence.
SORU 2- Beşiktaş, Alanyaspor’u sükseli bir oyunla geçti ve umut tazeledi. Siyah beyazlılardaki bu farkın tek nedeni Valerien İsmael mi? Fransız hoca takımda neleri değiştirdi? İki maçlık verilerin ışığında gelecek sezona yönelik neler söyleyebilirsiniz?
TOPA DEĞİL, OYUNA SAHİPTİ
İsmael’in çok basit bir oyun tanımı var: Topu kendi yarı alanında tutmak istemiyor. Geride topu gevelemiyor, özellikle kalecisinin ayağından uzun vuruyor. Forvetleri topu indirebilirse ne âlâ. İndiremezse o serseri topa kalabalık baskı yaparak tekrar kazanmaya çalışıyorlar. Bazen Alanya’nın kendi alanında kullandığı bir taca 7 kişiyle birden gitti Beşiktaş. Topa sadece yüzde 34 sahip oldular ama oyuna hep sahipti siyah beyazlılar.
SORU 3- İsmail Kartal seri galibiyetlerle kendine olan güveni bir doz daha artırdı. Ligi ikinci bitirirse görevde kalacağını düşünüyor musunuz? Böyle bir durumda kalmalı mı?
BU RİTİMDE DEVAM EDERSE KALIR
Bu sezon üç büyük takım da sezon ortasında hoca değiştirdiler. Bu değişim sonrası İsmail Kartal takımını toparladı, bu toparlanma sonuçlara da yansıdı. İsmael ilk 2 maç için iyi görüntü verdi. Torrent henüz bu anlamda kredi toplayabilmiş değil. Eğer kartal yılı vites düşürmeden bu ritimde bitirirse, iyi oyundan feragat etmezse, ikinci basamağı da alırsa yeni sezonda da devam edeceğini düşünüyorum. Futbolun tabiatı böyle. Milan da Pioli’yi gönderecek, Rangnick’i getirecekti. Pioli başarılı olunca görevde kaldı. kartal da şu ana kadar hak etti görevde kalmayı.
SORU 4- Süper Lig’de haftanın maçında gülen taraf, Fenerbahçe oldu ve lig ikinciliği el değiştirdi. Derbideki oyunu genel olarak nasıl buldunuz? Hocaların tercihleri ve mantaliteleri nasıldı?
HAKEM FUTBOLU ÖLDÜRDÜ
Derbideki oyun tatmin edici değildi. Zaman zaman saman alevi gibi ama genelde sönük bir oyun. Top da zaten 51 dakika oyunda kalmış. Ancak bu durumla ilgili iki takım hocaları ve futbolcularından çok hakemin sorumlu olduğunu düşünüyorum ben. Düdük elinde dolaştı sahada. Her küçük temasta faul çaldı ve oyunun akışkanlığına müsaade etmedi. Tabii ki hakemin kendini koruması, riske girmemesi açısından mantıklı bir tavır. Ancak futbol öldü.
SORU 5- Torrent, “Türkiye’de proje yok. Tek proje bir sonraki maçı kazanmak. Halbuki büyük hocalar kendilerine zaman tanındığı için başarılı oldu” dedi. G.Saray bu zamanı ona vermeli mi?
ARTIK 1980’LERDE DEĞİLİZ
Evet, büyük hocalar kendilerine zaman tanındığı için başarılı oldular ama aynı büyük hocalar o başarıya ulaşacaklarının sinyallerini de ilk sezondan veriyorlardı. Herkes 30 sene önce Alex Ferguson’a verilen krediyi örnek gösteriyor ama bunu ezberden yapıyorlar: Ferguson ManU’daki ilk tam sezonunu ikinci bitirdi. O yıl takıma Steve bruce, brian McClair gibi takviyeler yaptı ve geleceğin parlak olacağına dair sinyaller verdi. Ayrıca artık 80’lerde değiliz. 2020’lerde bir büyük takım çalıştırıyorsanız gelişirken yarışmacı da olabilmelisiniz.
SORU 6- Pazar akşamı saat 18.30’da Manchester City-Liverpool, 20.30’da Fenerbahçe-Galatasaray oynandı. İki büyük maçı nasıl gözlemlediniz? Benzerlikler ya da farklar nelerdir?
BAŞKA BİR SEVİYE
Ben iki maçın da beklenenin bir tık altında kaldığını düşünüyorum. Elbette Manchester City-Liverpool’un seviyesi bambaşka. Sadece İngiltere’nin değil, futbol oyununun en büyük maçı. 10 yıl boyunca futbolun en büyük aseti Real Madrid-Barcelona kapışmasıydı. Artık bence o rütbe Manchester City-Liverpool’a geçti. Ancak bu kapışmanın daha iyi maçlarını izlemiştik, bunun seviyesi bir tık geride kaldı. Bizim derbide de hakemin elinde düdükle dolaşması sebebiyle akışkan bir oyun oynanamadı. MHK’nın başarısıdır bu düşük hakem standardı.

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS