1-Futbol kalitesinin çok düşük olduğu derbiyi (genel olarak lig de çok kötü) Beşiktaş kazandı. Yapılan revizyon sonrası 3 maçtır toparlanma işaretleri veren bir Beşiktaş var.
Türkiye’de kronik bir “faul sorunu” var. Bu müsabakada tam 35 faul düdüğü çaldı. Her faulde oyun duraksıyor, her faulde itiraz! Bu kadar çok faulün olduğu bir ligde futbol akışkan olabilir mi? Üstüne şimdi bir de nur topu gibi VAR problemimiz doğdu. Medel-Vida pozisyonunda hakeme nasıl “izle” tavsiyesi yapılır, nasıl vakit kaybedilir anlamıyorum. Eren-Necip pozisyonunda oyun 3 dakika 11 saniye durdu. Ortada hiçbir şey yok. Faul arası, VAR arası futbol izliyoruz Türkiye’de. Ve bu iş fena halde can sıkıcı olmaya başladı.
2-G.Saray, derbiye 40 bin taraftarın önünde idman yaparak gitti. F.Bahçe maçından bu yana TFF ve kurullarına karşı bayrak açmış durumda. 30 milyonluk camia vurgusu yapılıyor sürekli. Bu kavga stratejisini sürdürmek doğru mu?
Bin yıllık eskimiş taktikler bunlar… Sezon başında Gomis’i zorla gönderiyorsun, yerini Muğdat’la dolduruyorsun(!). Konyaspor’a ve Beşiktaş’a karşı sadece 2 buçuk hücumcuyla sahaya çıkıyorsun. Konya’yla 3 gün-3 gece oynasan gol atacak gibi bir görüntü yok ortada. Hakemler saçmaladıkları için yine kötü futbolun konuşulmuyor. Karşındaki meslektaşın Güven’i-Dorukhan’ı 11’de oynatıyor ama sen Yunus’a dakika vermiyorsun. Önce oyuna bakmak lazım, ki ortada bir oyun yok Galatasaray’da.
3-Kulüpler Birliği, Galatasaray’a haber vermeden bir bildiri yayınladı. Bir nevi korsan bildiriye dönüştü. Böyle bir şey nasıl olabilir?
Ülke futbolunu neresinden tutsan elinde kalır vaziyette! 30 yıldır Türk futbolunu izliyor, 13 yıldır yazıyorum; ilk kez kelimelerin bu kadar kifayetsiz kaldığı bir dönem yaşıyorum itiraf etmek gerekirse. TFF’nin Göçek-Özkahya konusunda verdiği görüntü hatalıydı. Hak ettikleri cezayı uygularsınız, dilerseniz maç vermezsiniz, gerekirse alt kategoriye düşürürsünüz ama bunu doğal akışı içinde sessizce yaparsınız. Kulüpler Birliği açıklaması ise bir komedi filmi gibi. Gülünç olmayan bir komedi üstelik.
4-F.Bahçe-Kasımpaşa maçı kural hatası tartışmasına sahne oldu. Genel kanı penaltının tekrarı yönünde. Aynı pozisyon Bundesliga’da oldu, hakem penaltıyı tekrar etti. Bizdeyse edilmedi. Uğurlu bu kuralı nasıl bilmez? Diğer yandan F.Bahçe’de nispeten iyi oynasa da Kasımpaşa ile 2-2 berabere kaldı. Haftaya Akhisar ile oynayacak ve kaybederse düşme hattına inecek. Bu psikolojik açıdan camiayı muhakkak etikler…
Uğurlu’nun hatası evlere şenlik. Monitöre gidip, izleyip, her iki takımdan 4 futbolcunun ceza alanına girdiğini görüp bu kararı vermesini akıl, izan, mantıkla açıklayamıyorum. Üstelik yeni bir kural değil bu. Bilmemesine imkân yok diye düşünüyor insan. Fenerbahçe’de yavaş da olsa gelişim var ama devre arasında muhakkak ön tarafa kaliteli 1-2 futbolcu almak zorundalar. Çünkü kadro kaliteleri rakiplerinin bence çok altında.
6-Milli Takım’ın 2020 eleme grubu rakipleri belli oldu. Fransa ve İzlanda… Şansımızı nasıl görüyorsunuz?
Fransa, sadece bugünün değil, yarının da takımı. 2020 de dahil, önümüzdeki birkaç turnuvaya damga vuracaklar. Futbolda Messi/Ronaldo çağı yavaş yavaş sona gelirken Mbappe çağı başlıyor, Fransa’yı izleyip keyif almaya bakacağız dünyanın dört bir tarafındaki futbolseverler olarak. Ama İzlanda yaşlanan ve ana stratejisi deşifre olmaya başlayan bir takım. Çok saygıdeğerler ama yenilmez değiller. Eğer İzlanda’ya karşı bu kez 2 maçta 4 puanı koparan taraf biz olursak 2020 bileti alacağımıza inanıyorum.
6-UEFA Avrupa Ligi 2’yi de ilan etti. Avrupa Ligi bile çok tartışılırken 2’cisi çok gerekli miydi? Futbola olan ilgiyi artırır mı azaltır mı?
Bizim çocukluğumuzda 32 olan ülke sayısı, bugün 55’e çıkmış durumda Avrupa’da… Konvansiyonel devler Şampiyonlar Ligi’ni sürprize kapattıkça, Avrupa Ligi’nin cazibesini artırmak gerekiyordu. Bu yıl 4’e katlanan para ödülleriyle bir miktar yaptı bunu UEFA… Üçüncü bir kupaya ben olumsuz bakmıyorum, ancak isminin ve formatının UEL2 olacağını hiç zannetmiyorum. Daha prestijli bir isimle, farklı sponsorlarla yeni bir turnuva yaratmalı UEFA… Yoksa “Avrupa Ligi 2” isimli bir turnuva uzun ömürlü olmaz, olamaz.
Haftanın olayı: Yaşar Kemal Uğurlu’nun monitörden de izlediği halde penaltıyı tekrarlatmaması skandalı
Haftanın takımı: Beşiktaş
Haftanın teknik direktörü: Hakan Keleş
Haftanın futbolcusu: Umut Meraş
Haftanın hakemi: Cüneyt Çakır
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS