70 yıl boyunca dünya futbol filminde bir figüran olmaktan öteye gidemeyen Türkiye’yi esas masaya oyuncu olarak oturtan nesil, 1993 Akdeniz Oyunları şampiyonlarıydı. Emre Aşık, Alpay, Abdullah, Bülent, Tugay, Hakan, Sergen, Arif ve Ergün’lü o altın nesil Euro’96 katılımıyla ülke futbolunun kaderini değiştirdi. 6 sene içinde 500 sayfalık Türk futbol tarihi kitabının 400 sayfasını elleriyle yazdılar.
Euro 2008 yarı finalisti ikinci altın neslin temelleriyse 2004 Avrupa Ümitler Şampiyonası elemelerinde atıldı. O elemelerde Cole’lü İngiltere, Ronaldo-Quaresma’lı Portekiz gibi devleri yenen jenerasyon, 7-8 yıl boyunca milli takımımızın temel taşlarıydılar: Volkan, Servet, Tuncay, Hamit-Halil, Sabri, Toraman, Selçuk ve arkadaşları…
Arada tabii ki çok iyi oyuncular çıkıyor, 87’li Arda, 88’li Nuri gibi parlak yıldızlarımız bizi 2012-2014’ler için umutlandırıyor. Ama galiba ulusal futbolumuzun modern zamanlardaki üçüncü altın nesli için biraz daha beklememiz gerekecek. 2005’te Peru’da Dünya dördüncüsü olan jenerasyondan kulüplerimizdeki harika(!) yönetim anlayışı nedeniyle yeterince faydalanamadık. Ama 2009’da Nijerya’da çeyrek final oynayan U17’lerimizin kaderi galiba biraz daha farklı olacak… Sanki üçüncü altın nesil, Nijerya’da gizli gibi…
Üçüncü nesil
Nijerya’da çeyrek final oynayan 92’lilere Liechtenstein’daki Avrupa Şampiyonası’nda yarı final yapan (Taşkın Çalış, Recep Niyaz, Okay Yokuşlu gibi) birkaç 93-94’lünün katılacağını da düşününce bu nesil için umutlanmamak elde değil. Ama beni bu 92’liler konusunda esas heyecanlandıran detay (88’lilerden farklı olarak) kulüplerinde müsabaka oynama şansını erken bulmaları…
Birkaç ay önce bir sohbet sırasında eski hocası Ferhat Südoğan’dan ismini duyduğum 1992’li Ali Dere , Konyaspor gibi can havliyle savaşan bir takımda forma şansı bulabiliyor mesela. Nijerya fatihi arkadaşlarına bir yıl sonra Valentin Granatkin Turnuvası’nda dahil olan Dere, Manisa karşısında attığı golle bu sezon bolca dakika almayı da garantiledi gibi.
Aynı haftanın bir başka sevindirici golü de Nijerya ekibinin yıldızlarından Ömer Ali Şahiner ’den geldi. Konya Şekerspor’un kupada Manisa’yı şoke ettiği maçta Ömer, bir gol ve bir asistle Nijerya’daki formunu sürdürdüğünü gösterdi.
Aykut Kocaman’ın bir Süper Lig maçında sahaya sürerek takdirleri topladığı genç sağ beki Okan Alkan bu aralar pek ortalarda yok. Ama aynen Okan gibi büyük umutlar bağladığımız takım arkadaşı Gökay Iravul , Nijerya’dan sonra F.Bahçe’de de forma şansları bulmayı sürdürüyor. Türkiye Kupası’nda Ankaragücü önünde ilk 11’de sahaya çıkan Gökay, Kocaman’ın güvendiği isimlerden biri.
Sadece kulüpteki teknik direktörünün değil, milli takım kurmaylarının da güvenini kazanan Orhan Gülle ise 1992 ekibinin bir başka gurur kaynağı… Antep’te son haftalarda ilk 11’de sahaya çıkan orta saha oyuncusu, dün geceki Hollanda müsabakası kadrosuna girerek hızlı bir gelişim gösterdiğini ispat etti.
Gurbetçiler
Dün geceki Hollanda kadrosunun bir başka spektaküler ismi, yine bir 1992’li, Nadir Çiftçi idi. Portsmouth’un profesyonel kadrosuna bu sezon başında çıkıp İngiltere Championship Ligi tarihinin en genç skoreri olan Çiftçi, Hollanda genç takımlarından sonra Türkiye A Milli formasını seçti. Portsmouth’a Liam Lawrence’ın katılımıyla daha az forma şansı bulan Çiftçi’nin oynayabileceği bir takıma kiralanması da gündemde.
Bu kadroda olmasını beklediğimiz (ama neden olmadığı açıklanmayan) bir başka gurbetçi Gökhan Töre de, kiralık olarak Chelsea’den dışarıya çıkmasını beklediğimiz bir gencimiz. Chelsea’nin genç takımında sol açık pozisyonunda etkili maçlar oynayan Töre de, 1992 Köln doğumlu bir Samsunlu.
Hiddink’in, İngiltere seferinde gündeminde olan ve A Milli Takıma katacağını umduğumuz Arsenalli Oğuzhan Özyakup da rezerv takımda forma şansı bulan oyunculardan biri. Geçen sezon 12 maç oynayıp 4 gol atan oyun kurucu Oğuzhan, şu anda Hollanda saflarında.
Oğuzhan, Gökhan ve West Ham kalecisi Deniz Mehmet’in de, Hiddink’in çabalarıyla A Milli Takım saflarına katılacağı umudunu da eklersek, harika bir 92 nesli var elimizde. Bursa’da bir kontrat saçmalığıyla kadro dışı kalan forvet Muhammet Demir, halen Beşiktaş A2 takımında stoper oynayan Furkan Şeker, Portolu “genç Kaka” Engin Bekdemir de üst yapıda forma giyme şansını hızla bulabilirlerse, onlarla beraber 2016 kadromuzun temellerinin çok sağlam olduğunu söylemek mümkün…
Dün geceki maçta hedefimiz Hollanda’yı yenmek değil 2014 kadromuzun temellerini atmaktı. Ama bu 92-93’lü çocuklar kulüplerinde oynamaya devam ederlerse bir sonraki Hollanda eşleşmemizde hedefin daha farklı belirleneceği konusunda çok umutluyum ben…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS