SEZONUN ARDINDAN
6) KAYSERİSPOR
Hemen her hoca, hemen her kayıp puan sonrası şanssızlıktan dem vuruyor; ama hiçbirisi o 4 harfli sözcüğü kullanmayı Şota kadar hak etmiyor! Geçen sezondan başlayan şanssızlıklar (büyük sakatlıklar, şike soruşturması kapsamında giden oyuncular) Kayseri’de bu yıl da devam etti; hatta bu sene şanssızlıkların yanına sanki birtakım beceriksizlikler de eklendi.
Sezona yeniden yapılanarak giren Kayserispor, transferde istikametini Avrupa doğumlulara çevirdi; isabetli takviyelerle kısa sürede uyumlu bir takım hüviyeti kazanıldı. “Şota Van Gaal” topa her an hakim olmaya çalışan, geriden pasla çıkan bir küçük Barcelona olmayı hayal etti; Cangele ve Eren’in uzun sakatlıkları planlara biraz darbe vursa da hedeften dönülmedi. Devre arası yapılan isabetli Ziani-Amrabat takviyeleriyle Avrupa şarkıları tekrar söyleniyordu ki sezonun en büyük vurgunu Amisulaşvili’den geldi. Savunmanın Gürcü generali, sözleşmesindeki “3 milyon euroya serbest kalır” maddesinden faydalanıp elini kolunu sallaya sallaya Rusya’nın yolunu tuttu. Onu Kayseri’de sıkılan Zalayeta takip etti. Eksiklerin faturası ağır oldu, Şota’nın ekibi Mart-Nisan döneminde üst üste aldığı 6 mağlubiyetle Avrupa kupaları yarışından koptu. Oysa Kayseri bu darbeleri yemeyip ligi altıncı değil dördüncü bitirse, zaten sadece havuz primi farkından kasasına 4,5 milyon lira fazla koyacak; o para da Amisulaşvili’yi kadroda tutmaya yetecekti!
Transfer projeksiyonu
Hayal kırıklığının başkentinde 2011 yaz transfer döneminde büyük bir hareketlilik yaşanıyor, yine her gün ajanslar Kayseri’ye gelen-giden oyuncu haberleriyle dolup taşıyor… Kayseri’de kaptan olmak bile bir sonraki yıl takımda kalabileceğiniz anlamına gelmeyebiliyor. Geçen yıl re-organizasyon takdir edilmişti, çünkü yeni hoca/yeni anlayışla birlikte kadroda bir yeniden yapılanma ihtiyacı söz konusuydu. Ama her yıl yeniden yapılanmanın açıklanabilir bir tarafı kalmıyor, re-re-reorganizasyon(!) dikiş tutmayacak bir hale dönüşebiliyor. Kayserispor ligin zirve yarışçılarından biri olmayı sürdürmek istiyorsa, teknik adam konusundaki model istikrarını, kadro iskeletine de yansıtmalı…
Sezonun yıldızı
Serdar Kesimal
Kayseri’de sezonun en iyileri savunma oyuncularıydı, ayrılana kadar Amisulaşvili harika bir liderlik yapmıştı. Hasan Ali de 34 hafta boyunca bir adım gerilemedi. Ama sadece 22 yaşındaki Serdar Kesimal’ın hem stoper hem de sağ bek başarısı onu kürsünün en tepesine çıkardı. Hem sezgileri hem de ayağına hakim olması onu milli takımın da top kullanan birinci stoperi yaptı. Bu sıçrama onun Kayseri’ye de vedası anlamına geldi zaten…
En çok yükseliş göstereni
Hasan Ali Kaldırım
Geçen sezon da dönem dönem forma giydi, ama rotasyon içinde yeteneklerini gösterme şansı bulamamıştı. Bu yıl sezona fırtına gibi girdi, ofansif etkinliği ve süratiyle büyük takımların da transferdeki bir numaralı hedefi oldu. Eğer kafa toplarında biraz kendini geliştirirse A milli takım yolunun da açılması an meselesi…
En çok düşeni
M.Eren Poyraz
Kayseri demek o demek, Mehmet Eren demek Kayseri demekti… Hocalar değişti, etrafındaki oyuncular değişti, onun pozisyonu değişti ama sahaya en önde çıkan Mehmet Eren değişmemişti. Bu yıl yaşadığı sakatlık sonrası yüzde yüzle dönemedi, elinden gelen onu Kayseri’de tutmaya yetmedi. Hiçbir forma onun üstünde Kayserispor forması kadar güzel durmayacak gibi geliyor bana…
En iyi transfer
Nordin Amrabat
İkinci yarıda Kayseri’ye, hatta Süper Lig’e sürat katan adam oldu. Öyle seri koşuyor, öyle çabuk kalenin dibinde bitiyor ki, sözleşme yapmak için Hollanda’dan Türkiye’ye de koşarak gelmiş olabileceğinden şüpheleniyor insan! Çizgide başladığı macerası zaman zaman santrforda devam etti, sezonu 1 gol 5 asistle tamamladı. Kaleye gitmeyi daha fazla düşünürse daha çok skor yapabileceğinin sinyallerini de veriyor zaman zaman…
En kötü transfer
Abdülkadir Özgen
Aslında bu kürsüde bir “içeriye transfer” olmalıydı (Ki o durumda transferin hayal kırıklığı Andre Moritz sayılır). Ama Kayseri’nin herhalde bu sezon transferdeki en büyük şoku devre arasında Buca’ya verilen Abdülkadir’in çıkışı oldu. Şota’nın haftalarca golcüsüz oynadığı dönemde düşünmediği, mecbur kaldığında santrfor arkasında kullandığı Abdülkadir, Buca’da ne kadar yetenekli bir santrfor olduğunu ispat etti! Herhalde Şota, onun Fenerbahçe’ye/Trabzonspor’a attığı golleri izledikçe kafasını duvarlara vurmuştur.
Anahtar sayı
1149 isabetli pas
Yeni sezonda o da (anlayamadığım bir nedenle) Kayseri forması giymeyecek, ama Selim Teber bu yıl sarı-kırmızılıların en etkili oyuncularından biriydi. 32 maçta forma giydi, ligin en çok topla buluşan altıncı, en çok isabetli pas yapan sekizinci futbolcusu oldu. Alex’ten fazla topla buluştu, ondan fazla isabetli pas yaptı. Defansif orta saha rolü oynamasına rağmen 5 asist-2 gole imza attı.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS