• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 27 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 25 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 24 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 23 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Hayal kırıklığının başkenti

Hayal kırıklığının başkenti
Uğur Meleke
13 Haziran 2011

SEZONUN ARDINDAN
6) KAYSERİSPOR

Hemen her hoca, hemen her kayıp puan sonrası şanssızlıktan dem vuruyor; ama hiçbirisi o 4 harfli sözcüğü kullanmayı Şota kadar hak etmiyor! Geçen sezondan başlayan şanssızlıklar (büyük sakatlıklar, şike soruşturması kapsamında giden oyuncular) Kayseri’de bu yıl da devam etti; hatta bu sene şanssızlıkların yanına sanki birtakım beceriksizlikler de eklendi.
Sezona yeniden yapılanarak giren Kayserispor, transferde istikametini Avrupa doğumlulara çevirdi; isabetli takviyelerle kısa sürede uyumlu bir takım hüviyeti kazanıldı. “Şota Van Gaal” topa her an hakim olmaya çalışan, geriden pasla çıkan bir küçük Barcelona olmayı hayal etti; Cangele ve Eren’in uzun sakatlıkları planlara biraz darbe vursa da hedeften dönülmedi. Devre arası yapılan isabetli Ziani-Amrabat takviyeleriyle Avrupa şarkıları tekrar söyleniyordu ki sezonun en büyük vurgunu Amisulaşvili’den geldi. Savunmanın Gürcü generali, sözleşmesindeki “3 milyon euroya serbest kalır” maddesinden faydalanıp elini kolunu sallaya sallaya Rusya’nın yolunu tuttu. Onu Kayseri’de sıkılan Zalayeta takip etti. Eksiklerin faturası ağır oldu, Şota’nın ekibi Mart-Nisan döneminde üst üste aldığı 6 mağlubiyetle Avrupa kupaları yarışından koptu. Oysa Kayseri bu darbeleri yemeyip ligi altıncı değil dördüncü bitirse, zaten sadece havuz primi farkından kasasına 4,5 milyon lira fazla koyacak; o para da Amisulaşvili’yi kadroda tutmaya yetecekti!

Transfer projeksiyonu
Hayal kırıklığının başkentinde 2011 yaz transfer döneminde büyük bir hareketlilik yaşanıyor, yine her gün ajanslar Kayseri’ye gelen-giden oyuncu haberleriyle dolup taşıyor… Kayseri’de kaptan olmak bile bir sonraki yıl takımda kalabileceğiniz anlamına gelmeyebiliyor. Geçen yıl re-organizasyon takdir edilmişti, çünkü yeni hoca/yeni anlayışla birlikte kadroda bir yeniden yapılanma ihtiyacı söz konusuydu. Ama her yıl yeniden yapılanmanın açıklanabilir bir tarafı kalmıyor, re-re-reorganizasyon(!) dikiş tutmayacak bir hale dönüşebiliyor. Kayserispor ligin zirve yarışçılarından biri olmayı sürdürmek istiyorsa, teknik adam konusundaki model istikrarını, kadro iskeletine de yansıtmalı…

Sezonun yıldızı
Serdar Kesimal
Kayseri’de sezonun en iyileri savunma oyuncularıydı, ayrılana kadar Amisulaşvili harika bir liderlik yapmıştı. Hasan Ali de 34 hafta boyunca bir adım gerilemedi. Ama sadece 22 yaşındaki Serdar Kesimal’ın hem stoper hem de sağ bek başarısı onu kürsünün en tepesine çıkardı. Hem sezgileri hem de ayağına hakim olması onu milli takımın da top kullanan birinci stoperi yaptı. Bu sıçrama onun Kayseri’ye de vedası anlamına geldi zaten…

En çok yükseliş göstereni
Hasan Ali Kaldırım
Geçen sezon da dönem dönem forma giydi, ama rotasyon içinde yeteneklerini gösterme şansı bulamamıştı. Bu yıl sezona fırtına gibi girdi, ofansif etkinliği ve süratiyle büyük takımların da transferdeki bir numaralı hedefi oldu. Eğer kafa toplarında biraz kendini geliştirirse A milli takım yolunun da açılması an meselesi…

En çok düşeni
M.Eren Poyraz
Kayseri demek o demek, Mehmet Eren demek Kayseri demekti… Hocalar değişti, etrafındaki oyuncular değişti, onun pozisyonu değişti ama sahaya en önde çıkan Mehmet Eren değişmemişti. Bu yıl yaşadığı sakatlık sonrası yüzde yüzle dönemedi, elinden gelen onu Kayseri’de tutmaya yetmedi. Hiçbir forma onun üstünde Kayserispor forması kadar güzel durmayacak gibi geliyor bana…

En iyi transfer
Nordin Amrabat
İkinci yarıda Kayseri’ye, hatta Süper Lig’e sürat katan adam oldu. Öyle seri koşuyor, öyle çabuk kalenin dibinde bitiyor ki, sözleşme yapmak için Hollanda’dan Türkiye’ye de koşarak gelmiş olabileceğinden şüpheleniyor insan! Çizgide başladığı macerası zaman zaman santrforda devam etti, sezonu 1 gol 5 asistle tamamladı. Kaleye gitmeyi daha fazla düşünürse daha çok skor yapabileceğinin sinyallerini de veriyor zaman zaman…

En kötü transfer
Abdülkadir Özgen
Aslında bu kürsüde bir “içeriye transfer” olmalıydı (Ki o durumda transferin hayal kırıklığı Andre Moritz sayılır). Ama Kayseri’nin herhalde bu sezon transferdeki en büyük şoku devre arasında Buca’ya verilen Abdülkadir’in çıkışı oldu. Şota’nın haftalarca golcüsüz oynadığı dönemde düşünmediği, mecbur kaldığında santrfor arkasında kullandığı Abdülkadir, Buca’da ne kadar yetenekli bir santrfor olduğunu ispat etti! Herhalde Şota, onun Fenerbahçe’ye/Trabzonspor’a attığı golleri izledikçe kafasını duvarlara vurmuştur.

Anahtar sayı
1149 isabetli pas
Yeni sezonda o da (anlayamadığım bir nedenle) Kayseri forması giymeyecek, ama Selim Teber bu yıl sarı-kırmızılıların en etkili oyuncularından biriydi. 32 maçta forma giydi, ligin en çok topla buluşan altıncı, en çok isabetli pas yapan sekizinci futbolcusu oldu. Alex’ten fazla topla buluştu, ondan fazla isabetli pas yaptı. Defansif orta saha rolü oynamasına rağmen 5 asist-2 gole imza attı.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
13 Haziran 2011
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Buruk’un hayali Okan-Emre-Suat’lı orta saha

    2000 yılında Türk futboluna Avrupa kupası getiren o ikonik Okan-Emre-Suat orta üçlüsünün özelliği, aslında hepsinin ‘10 numara’...

    Uğur Meleke 22 Haziran 2022
  • Devamı
    İşin sırrı Jorge Jesus’un orta sahasında

    Jesus gittiği her takımı önce bir 4-4-2’ye adapte etmeye çalışmış. Genelde de orta sahayı bizim baklava, onların...

    Uğur Meleke 16 Haziran 2022
  • Devamı
    Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa

    İzmir’de muhteşem bir tezahürat eşliğinde pırıl pırıl bir milli takım izledik. Uluslar Ligi’nde ilk 4 maçlık periyodu...

    Uğur Meleke 15 Haziran 2022
  • Devamı
    Bizim Lüksemburg’daki gibi bir Luc Holtz projemiz var mı?

    Kuntz’un yerine aday genç bir Türk teknik adamın ümitlerde görev yapması gerekmez mi? Gruptaki üç rakibimizin toplam...

    Uğur Meleke 12 Haziran 2022
  • Devamı
    Artık ağabeylik yok, herkes eşit

    Uğur Meleke, yeni ve gençleşen Milli Takım kadrosunu değerlendirdi. 2008’den bu yana bir büyük turnuvaya gidip tur...

    Uğur Meleke 9 Haziran 2022
  • Devamı
    Futbol tarihimizin en genç kadrosu

    Elbette gelişmemiz gereken noktalar var. Ama umut veren bir grup olduğumuz kesin. 14 yıldır Avrupa’nın son 16’sına...

    Uğur Meleke 8 Haziran 2022
  • Devamı
    Post-Burak süreci başladı

    Artık Milli Takım’da ‘eski Türkiye’den kalan bir abi figürü yok. Uluslar Ligi C seviyesi, elbette bizim ait...

    Uğur Meleke 5 Haziran 2022
  • Devamı
    Kuntz hangi kalibrede bir milli takımda olduğunun farkında değil

    Stefan Kuntz, altyapı kategorisinde çok saygıdeğer bir teknik direktör. Almanya Ümit Milli Takımı’yla yaptıkları, tarihte eşi benzeri...

    Uğur Meleke 2 Haziran 2022

Copyright © 1999 Meleke.com

Schuster tutmadı, Şuster tuttu!
2012'nin sürprizi olabilirler