Hakemler yönetmemeli, oynatmalı
Bir ülkede hakemliğin seviyesini bence “hataların sayısı” değil, “hataların biçimi” belirler. Lig Tv’de Quiz programını sürekli izliyorum; birçok futbolcu, en beğendikleri hakemin Cüneyt Çakır olduğunu söylüyorlar, sebebini de “hata yapsa dahi, adaletli olduğuna inandıkları” şeklinde açıklıyorlar. Geçenlerde bir restoranda bir milli futbolcuyla karşılaştım, benzer bir şeyi Mete Kalkavan için söyledi: “Yanlış karar verebilir ama bunu bilinçli yaptığını hiç düşünmedim”. Kasım’da Jose Mourinho da hakem Anthony Taylor’ı eleştirdikten sonra şu iki cümleyi eklemeyi ihmal etmemişti: “Her şeye rağmen kötü bir insan olduğunu düşünmüyorum. Bazı başka hakemler gibi ön plana çıkma maksadı yok. Gördüğünü çalmaya çalışıyor”
İşin sırrı da burada zaten. Futbolcular ve antrenörler, hakemin o gün maçı “yönetmeye” değil, ön plana çıkmaya değil, kafasındaki hesapları sahaya yansıtmaya değil, “oynatmaya” çıktığını hissediyorlarsa tamamdır bence. Hakem futbolcuya baktığında şu duyguyu geçirebilmeli ona: “Bugün 26 kişi beraber spor yapmaya geldik buraya. Siz oynayacaksınız, ben oynatacağım. Bugün bende düdük, yarın sende olabilir. Niyetimiz birlikte oynamak olacak, başka bir şey değil”
Bugün Türkiye’de provokatif kulüp yöneticilerinin ürettikleri kasıtlı kakofoniye ve birtakım medya organlarının manipülasyon çabalarına rağmen maçlar olaysız bitiyorsa, temelinde bu duygu vardır. Birçok hakem, maç içinde futbolculara adaletli olduğu duygusunu geçirebiliyor. Futbolcular da hata olsa da devam ediyorlar oyuna… Futbolcu-hakem arasındaki bu güven duygusunu kuvvetlendirmek için MHK, önceki yıllarda olduğu gibi sezon başında 8-10 hakemlik ekiplerle kulüpleri ziyaret etmeli. Hem yeni kuralları anlatmalı, hem de hakemlerle futbolcular arasında diyalog gelişmeli. Sporcular hakemlerin düşman olmadığını, yalnızca işlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştıklarını hissetmeli diyalog yoluyla.
Eğer futbolcu-antrenör-hakem arasında güven köprüsü kuvvetlenirse meselenin yüzde 80’i çözülmüştür zaten. Sonra bir gün bir TFF yönetimi, “Futbol Disiplin Talimatnamesi”ni değiştirip kulüp yöneticilerine verilen hak mahrumiyeti cezalarını “gerçekten bir şeyden mahrum eder” hale getirirse, meselenin kalan yüzde 20’si de hallolmuş olur zaten. Bir yönetici çıkıp bir hakemi tehdit ettiğinde, tetikçilikle itham ettiğinde ona 500 bin lira para cezası verir, ikinci provokasyonunda da ömür boyu kulüplerde görev almasını engelleyecek talimatnameyi hayata geçirirseniz, kimse bir daha o şekilde konuşamayacaktır zaten.
*************
TÜRKİYE’DE VIDEO HAKEM UYGULAMASI NASIL OLMALI?
Adana-Başakşehir maçındaki hakem hatasını izlemişsinizdir. Göçek ve ekibi, Mossoro’nun nizami golünü önce verdiler, sonra ofsayt nedeniyle iptal ettiler. Olabilir, yanlış karar verilebilir, dünyanın her yerinde yapılıyor hata. Almanya’da auta giden topu gol verdi hakem! Dünyanın sonu gelmedi, hayat devam etti. Yüz yıldır futbolda hatalı kararlar veriliyor, önümüzdeki yüz yılda da verilecek. Ancak… Hüseyin Göçek’in, yardımcısı Erkan Akbulut’un yanına pozisyonu konuşmak için gidip konuşamaması bence esas mesele. Esas fiyasko o. Bir orta hakem pozisyonu tartışmak için yardımcısının yanına gidiyor. Ve konuşamıyor! Çünkü maçın en kritik pozisyonu tartışılırken Adanasporlu Bekir, iki hakemden daha çok konuşuyor orada. Zira Bekir de dahil bir sürü oyuncuyu uzaklaştıramıyorlar yanlarından. Göçek sarı kartını kullanarak oyuncuları oradan uzaklaştırıp sağlıklı bir toplantı yapamıyor hakemlerle. Türkiye’nin en tecrübelilerinden birisi, FIFA kokartlı uluslararası bir hakem, sporcuları yanından gönderip bir pozisyonu 3 arkadaşıyla sağlıklı biçimde değerlendiremiyorsa ben oradan çıkacak karara güvenmem ki zaten! Futbolcu da güvenmez, antrenör de…
Adana’daki o pozisyon, olası video hakem yılları için de kılavuz görevi görüyor bence. Eğer bir gün Türkiye’de video hakem uygulamasına geçilirse, yöntem kesinlikle “FIFA Kulüpler Şampiyonası”ndaki gibi olmamalı. Dışarıda yayın aracında müsabakayı izleyen hakemler pozisyondan eminlerse orta hakeme görüşlerini söylemeli, o kadar. Orta hakem kesinlikle kenara gelip monitörden pozisyonun tekrarını seyretmeye kalkmamalı, çünkü bizim hakemlerin bir kısmı o pozisyonu sağlıklı izlemeyi başaramazlar, çok fazla zaman kaybıyla oyunun ruhuna aykırı bir durum oluşur orada.
Dilerim TFF gelecekte video hakem teknolojisini hayata geçirirken, Adana-Başakşehir maçında Göçek’in halini de göz önüne alır.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS