Hürriyet gazetesi, Aydınus’la Güiza arasındaki “You haven’t ball” diyalogunu haber yapmış, Attila Ağbi (Gökçe) de bu konuyu köşesinde enine boyuna değerlendirmiş. Aydınus, grameri kusursuz bir cümle kurmamış, ama ben de o pozisyonda derdini anlatabildiğini düşünüyorum. Hatta bildiğim kadarıyla Fırat Hoca’nın günlük hayatında profesyonel olarak yaptığı iş de İngilizce öğretimiyle ilgili. Dolayısıyla onun yabancı oyuncularla kurduğu iletişimle ilgili şüphemiz yok.
Yalnız çok enteresandır, Colin Kazım Richards, aylar önce kişisel sayfası twitter.com/colin_kazim08’de şunları yazmış: “Türkiye’de hakemler kötüdür demiyorum (…) Ama hakeme topa baktığımı anlatmak için iki parmağımla gözlerimi gösterdiğimde neden sarı kart görüyorum? Derdimi İngilizce anlatamıyorum, çünkü Türkiye’de hiçbir hakem İngilizce konuşmuyor! Oysa İngilizce, dünyanın her yerinde futbolun ortak dilidir!”
Kâzım’ın bu yazdıklarını dikkate almak gerektiğini düşünüyorum, çünkü milli oyuncu son derece haklı. Merkez Hakem Komitesi’nin FIFA listesine yazdığı 7 hakemin İngilizce bilmesi yetmez (Ki listedeki 7 hakemden son derece tecrübeli bir tanesinin, ligde yabancı oyuncularla diyaloga giremediğini, onun yerine sert yüz ifadesi, jest ve mimiklerle otorite kurmaya çalıştığını gözlemliyorum). Süper Lig’de maç yöneten tüm hakemlerin derdini İngilizce anlatabilmesi gerekir.
Kâzım haklı. Çünkü futbolun ortak dili, dünyanın her yerinde aynı.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS