Geçtiğimiz hafta bu sütunda yer alan “Hakemlere gözlük (google glass, hololens vb.)” önerisine hem olumlu, hem de olumsuz birçok geri dönüş aldım… Olumsuz görüşler genelde teknolojinin girişiyle futbolun masumiyetinin bozulduğu yönündeki itirazlar. Doğrusu bu itirazkâr güruh, zamanında uçakla seyahate ya da kabloyla yazının/sesin aktarılmasına karşı çıkanlardan farksız bana göre! Gol çizgisi teknolojisinin kime ne zararı oldu Allah aşkına, ya da hakemlere sprey köpük verilmesi de mi sizi rahatsız ediyor sahi?
Bu hafta da, futbolun daha hızlı ve daha âdil olması için başka ne yapılabileceği üstüne kafa yoracağız biraz. Bu konuyu hemen her yıl IFAB toplantısı öncesi ele alıyoruz, futbolun kural belirleyicileri bu sene de 27 Şubat’ta Belfast’ta toplanıyorlar. Biz o 8 futbol seçkininin içinde olsaydık, o 3 günlük Belfast toplantısına katılsaydık ne konuşurduk, neyin değişmesini isterdik acaba, ona odaklanalım bu Perşembe de…
Ne konuşacaklar?
IFAB, 1886’da doğan ve futbolun oyun kurallarını belirleyen kurul. 8 üyesi var, 4’ü FIFA’dan, 4’ü ise İngiliz, İskoç, İrlanda ve Galler Federasyonu’ndan. Kurulda bir karar alınabilmesi için 6 oy gerekiyor; yani FIFA’nın tek başına bir kuralı değiştirme yetkisi yok.
Bu toplantıda desteklenmesi beklenen (yani 8 üyeden en az 6’sının onayladığı sanılan) üç konu şöyle:
1)Uzatmaya giden maçlarda takımlara dördüncü bir oyuncu değişikliği hakkı verilmesi hususu.
2)Gole giden son adamı ceza alanı içinde düşüren futbolcuya sarı kart verilerek yetinilmesi konusu. Yani üçlü ceza olarak bilinen ve Markus Merk’in çok itiraz ettiği ağır uygulamanın hafifletilmesi.
3)Sporcuların son dönemde formalarının altında gördüğümüz elektronik performans ekipmanlarının kullanılmasına müsaade edilmesi.
Ben de bu değişiklikleri destekliyorum doğrusu.
Gündeme alınma ihtimali olan konular ise şöyle:
a)Bir karar masası kurularak, video desteği ile pozisyonların tekrar izlenebilmesi hususu.
b)Sarı kart gören oyuncunun 5-10 dakika kenarda cezalı oturma hususu.
c)Amerikan Futbol Federasyonu’nun önerdiği, top dışarı çıktığında saatin durdurulması hususu.
d)FIFA Kural Kitabı’nın elden geçirilmesi.
Bu konularda bir karar alınmasını beklemiyoruz doğrusu.
Peki ne konuşmalılar?
1)Hentbolde bilinçten fazlası
Bu hafta FB-TS ve Rize-BJK maçlarında iki kez daha yaşadık: Constant orta sahada yüksek bir topu kontrol ederken önce ayağıyla sonra eliyle dokundu topa. Eren de çizgide sakladığı topu eline çarptırdı. Evet elle temaslarda bilinç yoktu ama neticede kendi ayaklarından geldi top ele.
Bence bir top ele, oyuncunun kendi vücudundan ya da bir takım arkadaşından geliyorsa bilinç aranmaksızın endirekt vuruş kararı verilmeli. Çünkü futbol sadece kasıtlı halleri değil dikkatsizliği de cezalandıran bir oyun.
2)Çizgide savunmacı bloğu
10 yıldır karşı çıktığımız bir başka husus. Auta çıkan topu vücudunu siper ederek koruyan savunmacı hareketi. Normalde orta sahada böyle bir blok yapılsa yüzde 99 düdük çalacakken, aut çizgisi kenarında yapılınca hakemlerin kör kesilmesi.
3)Sakatlanan oyuncunun aniden canlanması
Sakatlanıp kenara gelen oyuncunun 5 saniyede canlanıp oyuna tekrar girmek için prese başlaması ve tribünleri de galeyana getirmesi. Oysa bir oyuncu sakatlanıp kenara geliyorsa, isterse anında iyileşsin, bir sonraki düdüğü beklemeli. İsterse 5 dakika oyun durmasın, düdük çalmadan oyuna girememeli.
4)On bir adım meselesi!
Hakemler, hücum oyuncusunun talebi yoksa serbest atışta “düdüğümü bekle” gösterisi yapmamalı, oyunu yavaşlatmamalı.
Kornerlerde iki oyuncuyu yanına çağırıp uyarı seremonisinden vazgeçmeli, atışı yaptırıp faulse faul, penaltıysa penaltıyı çalmalı.
Ayrıca özellikle Türkiye’deki hakemlerin baraj mesafesini hep 11 adım sayarak ölçmesine özel olarak takıntılıyım ben! Yahu benim 11,5 adımım 9,15 metre yapıyor; sizin hepinizin adımı tek tip mi ki, hepinizin 11 adımı 9,15 yapıyor? Bence MHK, bir seminerinde hakemlerin kaç adımda 9,15’e gittiğini de test etmeli.
5)Geri pas ayıbı
Nasıl 80’lerdeki maçları izlerken kaleciye verilen geri pasların elle tutulması bize şu anda çok garip geliyor, 10 yıl sonra da bugünkü müsabakaları izlerken kafayla atılan bilinçli geri paslara güleceğiz. Bence bilinçli geri pas tamamıyla ihlal sayılmalı.
Alanımız bitti, önceki yıllarda değindiğimiz ofsayt, aut atışı gibi bazı itirazlara yer kalmadı. Eğer sizin de futbolu daha âdil ve daha hızlı hale getirecek farklı önerileriniz varsa www.meleke.com veya twitter.com/ugurmeleke yoluyla bana iletebilirsiniz. Mutlu haftalar…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS