Kutsal kitaplar dahil, herhalde insanlık tarihinin en katı, yorumlanmaya en kapalı kitabı FIFA Kural Kitabı oldu çıktı! Söylediğimin biraz garip hatta absürt gelebileceğinin farkındayım. Ama bir miktar düşündüğünüzde siz de hak vereceksiniz: Semavi dinler dahi, inananlarına çağın gerekliliklerini yorumlayabilmeleri için kitaplara, peygamberlere, ardından âlimlere başvurmalarını öğütlerken, eni konu sıradan bir oyun olan futbol, 150 yıl önce yazılmış yüzeysel bir kural kitabını ölümüne koruyor, kutsuyor, kolluyor! Oyunun özgünlüğü, kurallarının basitliği bahane edilerek anlamsız bir savunma geliştiriliyor kural kitabının etrafında…
10 sporcunun oynadığı, sadece 420 metrekarelik basketbol oyununda hakem sayısı 6… Yani futbolun yarısı kadar oyuncunun yer aldığı, 15’te biri kadar alanda oynanan bir spordaki hakem sayısı futbolla aynı. Samim Veziroğlu hatırlatmış, teniste iki sporcu için 6, boksta 4 hakem var. Üstelik Amerikan futbolu gibi, basketbol gibi sporlarda video görüntülerden de faydalanılıyor. Hafta sonu Süper Lig’de izliyoruz; Orhan Taşdelen’in, Sow’un pozisyonları, Serkan Balcı’nın çizgiden çevirdiği top, Sadiku-Franco pozisyonu gibi sayısız anda hem daha fazla hakeme, hem de video görüntüye ihtiyaç var. Ama son 40 yılda sadece iki başkan tarafından yönetilen, Havelange’ın 82 yaşında bıraktığı, Blatter’in 80 yaşında halen bırakmadığı FIFA ve herhalde dünyanın en mafyatik yapılanmalarından biri olan IFAB, izin vermiyorlar futbolun özgürleşmesine…
Bir önceki FIFA Başkanı Havelange’ın en azından bir yüzme kariyeri vardı. Mevcut başkan Blatter’in herhangi bir sporcu geçmişi yok. IFAB’ın, yani futbol oyun kurallarını belirleyen 8 kişilik grubun bir diğer güçlü üyesi FA Başkanı Greg Dyke’ın, ya da İskoç Ogilvie’nin de hiçbir spor geçmişlerinin olmadığı gibi. Yani futbolu yönetenler ve kurallarını belirleyenler, maalesef bu oyunu belki de hiç oynamamış, mahallede meşin topun peşinden hiç koşmamış adamlar…
Oysa futbolun gerçek aktörlerine sorsanız problemler ve çözüm önerileri konusunda muhtemelen bir görüş birliği olacaktır: Futbolun artık daha fazla adalete ihtiyacı var. Belki daha fazla hakeme. Belki her antrenöre maç başına birer itiraz hakkı tanınan bir video desteğine. Hatta çok yakın zamanda hayatımızın her alanına girecek, birçok sektörü temelden değiştirecek bir teknolojiye: Akıllı gözlüklere… Yani çoğumuzun “Google glass” olarak tanıdığı, geçenlerde Microsoft’un da HoloLens tanıtımıyla beklentilerimizi yükselttiği o teknolojiye.
Çok uzakta değil, maksimum 10 yıl, belki 5 yıl sonra, birçok sporda saha kenarı hakemleri, akıllı gözlüklerinden pozisyonların tekrarını anında izleyip kararlarını verecekler. Hem karar mekanizması hızlanacak, hem de adalette kusursuzluğa yaklaşılacak. Peki futbolda ne olacak? Orası muamma… Mevcut FIFA başkanlık seçiminde bence bir numaralı söylem bu olmalıydı; yeni başkan, futbolu yeni teknolojiye en hızlı adapte edebilen olmalıydı belki de… Bu kez olmadı. Bekleyip, göreceğiz…
Kart cezası kargaşası
NTV’de Güntekin Onay, Rıdvan Dilmen’e güzel bir soru yöneltmiş: Ligde Rize önünde 4’üncü sarı kartını görerek cezalı duruma düşen Selçuk İnan, hafta içinde kupada Eskişehir deplasmanında da kırmızı kart görseydi ne olacaktı? Selçuk zaten statü gereği Bursa önünde cezalı. Kupada gördüğü kırmızı kartın cezasını nerede çekecekti?
Mevcut statü gereği cezalar birikmiyor, yani Selçuk’un Bursa maçında oynamaması yeterli olacaktı. Ama kabul etmeliyiz ki bu yanıt da, Güntekin Onay’ın altını çizdiği adaletsizliğe çare olmuyor.
Konuyla ilgili bir absürt detay da BAL temsilcisi Cizrespor’dan: Bizim Mustafa Anıklı’dan öğrendiğime göre Türkiye Kupası’nda iki Cizreli Traore’nin 5, Serkan’ın 4 sarı kartı var ama bir ceza söz konusu değil. Çünkü amatör lig statüsünde sarı kart, ceza gerektiren bir husus sayılmıyor!
Bu kargaşanın çözümü sanırım açık: Ligle kupanın disiplin uygulamalarını ayırmak gerek. Ligde görülen kartlar sadece ligde, kupada görülen kartlar sadece kupada cezalandırılmalı. Gerekirse kupa için daha tavizsiz bir sarı kart ceza uygulaması olabilir: Mesela, kupada (üst üste olması gerekmeksizin) görülen her iki sarı kartta bir ceza uygulanabilir.
Böylece ligde kırmızı kart gören bir oyuncunun öbür hafta yeniden sahada olmasından kaynaklanan şaşkınlığımız, adaletsizlik duygumuz da giderilir bu biçimde…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS