3 Eylül’de FIFA ülkeler sıralaması açıklandı ve şu anda 10’uncu durumda olduğumuzu öğrendik. En son 6 Ağustos’ta yayınlanan listede 13’üncüydük, Kasım 2007’de yani Dünya Kupası elemeleri için torbalar belirleneceği sırada da yerimiz 16’ncılıktı. Maalesef o günkü dünya 16’ncılığı (ve Avrupa 13’üncülüğü) bizim kuraya ikinci torbadan girmemize ve seri başı İspanya ile aynı gruba düşmemize neden oldu. Oysa kuralar bugün çekilseydi, biz de birinci torbada yer alacaktık ve gruptaki en güçlü rakibimiz İspanya değil, İskoçya, Bulgaristan veya İsrail olabilecekti…
FIFA Coca-Cola Dünya sıralaması yapılırken ulusal takımların son 4 yılda oynadıkları tüm müsabakalar dikkate alınıyor (Yani pek önemsemediğimiz hazırlık maçları puanlamaya dahil)… FIFA, milli maçlarda normal süredeki galibiyete 3, penaltılar sonucu kazanılan galibiyete 2, beraberliğe ve penaltılarla gelen yenilgiye 1 puan veriyor.
Daha sonra bu puanlar Dünya Kupası maçında kazanıldı ise 4’le, Avrupa Şampiyonası’nda ise 3’le, eleme müsabakalarında ise 2,5’la, özel karşılaşmadaysa 1’le çarpılıyor…
Eğer müsabaka son 1 yıl içinde yapıldı ise puan aynen değerlendirmeye katılırken, sondan ikinci yılın yüzde 50’si, sondan üçüncü yılın yüzde 30’u, sondan 4’üncü yılın da yüzde 20’si hanenize yazılıyor… Dördüncü aşamada ülkelerin hangi kıtalardan geldikleri dikkate alınıyor ama rakibiniz ve siz Avrupa ülkesiyseniz puanınıza dokunulmuyor. Mesela takımların biri Avrupa biri G.Amerika ülkesi ise yüzde 1’lik; biri Asya biri Afrika temsilcisi ise yüzde 15’lik bir kayıp söz konusu…
Tabii son tahlilde, hanenize yazılacak puanda rakibinizin FIFA sıralaması da son derece etkili oluyor. Eğer FIFA sıralamasının birincisi ile oynuyorsanız kazandığınız puan ikiyle çarpılırken, 100’üncü ile oynadığınızda aynen kalıyor. 150 ve daha aşağıdaki rakiplerden aldığınız puanlarsa ikiye bölünüyor…
Mesela 20 gün önce Şili’ye son dakikalarda Halil’in attığı gol, takımın moral kazanmasının ötesinde anlamlar taşıyordu aslında… İzmit’te kazanılan 3 puan, hazırlık maçı olduğu için 1, son bir yıl içinde yapıldığı için 1, rakip G.Amerikalı olduğu için 0,99, Şili’nin FIFA sıralaması 39 olduğu için 1,61 ile çarpıldı ve en son 100 katı alınarak 478 puan olarak değerlendirmeye katıldı. Bu 478 puan, bir sonraki şampiyonanın torbaları belirlenirken son derece kritik olabiliyor bir ülke için…
Sonuç
1- FIFA zaten bir sezondaki hazırlık karşılaşması sayısını kısıtlamış ve takvime yıllık ortalama 2-3 özel maç tarihi sıkıştırmış. Özel maçlar için rakip belirlerken, FIFA sıralamasının üstlerinde olmasına gayret göstermek gerek. Ve de ciddi olup kazanmak gerek. Örneğin Ağustos 2006’da Lüksemburg’la, Şubat 2007’de Gürcistan’la oynanan maçların 2010 Dünya Kupası torbaları belirlenirken bize pek bir fayda getirmediğini söyleyebiliriz…
2- Avrupa Şampiyonası’nda elediğimiz Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti’nin bugünkü sıralamada hâlâ üstümüzde olduğunu da not etmek gerek… Zira bu iki ülke 29’ar puanla Euro 2008 eleme gruplarını lider tamamlarken, biz Moldova, Malta, Bosna gibi rakiplere dağıttığımız puanlar neticesinde 24’te kaldık. Artık bizim düzeyimizdeki bir ülkenin tek hedefi gruptan çıkmak (veya play-offa kalmak) olmamalı, Ermenistan’a, Estonya’ya, Bosna’ya karşı çok ciddi olup, elemelerde toplayabileceğimiz maksimum puanı toplamalı.
3- Esasında önümüzde çok büyük bir fırsat var.. FIFA eskiyen yılları ciddi bir biçimde zayıflatarak değerlendirmeye kattığı için, Euro 2008 yarı finalisti Türkiye’nin Dünya Kupası elemelerinde iyi bir netice alması ve bu süreçte hazırlık maçlarını zararsız geçmesi; FIFA sıralamasında çok rahatlıkla ilk 6-7’nin içinde kalması ve bir sonraki torbalar oluşturulurken seri başı olması anlamına gelecektir. Bu durumumuzu yitirmemek gerek…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS