Bu köşede verilen sözleri tutmama ihtimalimiz yok… İki hafta önce Song’un fantastik gol sevincinin ardından tartışmaya açtığımız bu konuyla ilgili baskılar yoğunlaştı, biz de yerimiz el verdiğince değinelim en beğendiğiniz gol sevinçlerine.
Bebeto’nun 1994 Dünya Kupası’ndaki beşik sevinci bir klasik tabii. O sevincin türevleri yıllarca artarak devam etti, 2002’de Kore’yi 3-2 yendiğimiz üçüncülük maçında Hakan Şükür’ün Emre’yi kucağında sallaması var ve bir de geçen hafta Lyon’lu Fred’in şortundan emzik çıkarması… (Nils Filmer)
Herkes çocuklarını gündeme getirmeye kalkmıyor tabii, bazıları da kuzenlerine selam söylemeye çalışıyor. Eski Galatasaraylı Franck Ribery, geçen yıl belki 10 maç formasının altında kuzenlerine sevgi gönderen mesajı taşıdı. Gol atamayacağına kanaat edip forma altı mesajı vermekten vazgeçtiği maçta, kupada Fenerbahçe önünde, (şanssızlık eseri) Türkiye kariyerindeki ilk golünü atıyordu…
Taklalarıyla meşhur Interli Obafemi Martins, Shakhtarlı Julius Aghahowa ve Portsmouthlu Lua Lua var tabii. (Nezih Gülden) Onların attığı 10-15 takla tabii Bursaspor’un timsah yürüyüşünün yerini tutmaz asla. Bursaspor’un 1996-1997 Intertoto Kupası yarı finalinde Karlsruhe’ye penaltılarla elendiği o çok kritik maçın belki de en çok akılda kalan kısmıdır (rahmetli) Mususi’nin timsah yürüyüşü… (U.Dündar) Bir de Tugay’ın baş döndüren gol sevinci. İlk olarak Şampiyonlar Ligi’nde Sparta Prag’a attığı golden sonra yapmıştı sanırım. (Cemil Koçak) Fatih Terim, maçtan sona onun için, “Her maçta gol yapabilecek bir oyuncudur” demişti, unutmuyorum. O da, golleriyle, istikrarıyla Terim’i mahcup etmedi, bizleri de gururlandırmaya devam ediyor.
Bu aralar Appiah’ın kulaklarını işaret ettiği gol sevinci var ki, aynısını Fiorentinalı Luca Toni de yapıyor. Nobre’nin değişik taklasını da Espanyol’lu Fredson’da görmüştüm. Galiba Türkiye Ligi, sandığımızdan daha fazla takip ediliyor(!)
http://www.milliyet.com.tr/2006/03/21/spor/spo16.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS