Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ardından milli takımı bırakan Zidane’a gazeteciler, Fransa-İsrail eleme maçını izleyip izlemediğini sorduğunda, Real Madrid’li yıldızın cevabı manidar: “İzlemedim, çünkü o sırada Madonna konserindeydim”
Gerçi sonraları Zidane, Thuram ve Makalele bile geri döndüler Fransa Milli Takımı’na ve iskeleti korudu Fransa… Almanya’da da Kore/Japonya’da olduğu gibi Vieira, Henry, Makalele, Zidane ve Trezeguet olacak yine baş rolde. Brezilya da çok farklı değil, Rivaldo hariç çok önemli bir rotasyon olmayacak Sambacılarda… Almanya, İtalya ve Arjantin de öyle.
Ama bizim üçüncü bitirdiğimiz 2002 Dünya Kupası’nda tavan yapan yıldızlarımızın çoğu, yer yurt bildirmeden kayboldular bir anda. Halbuki gözlerimiz hâlâ Senegal’e koskoca dünya kupaları tarihinin en erken altın golünü kaydeden İlhan Mansız’la, 634 dakikanın (7*90=630+4 çeyrek final uzatma dakikası) dibine kadar oynayan Fatih Akyel’i arıyordu. Gönlümüz hâlâ Tugay, topu alsın, şöyle bir dönsün ve sonra sahanın en unutulmuş yerine servisi yapsın diliyordu, umuyordu. Olmadı.
Alpay Özalan, 2002 Dünya Kupası’nın en iyi 16 oyuncusundan biriydi. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeyse Emre Belözoğlu ile birlikte unutmak zorunda olduğumuz iki adamdan biri… İlhan Mansız’ın şiir gibi futbolu, Küçük İskender’e ilham oldu, Japonlara futbol tarihlerinin en büyük parasını harcattı. Sonra koltuk değnekleriyle Laila kapısına dayandı, ardından Sezen konserinde aşkının ‘İstanbul İstanbul Olalı’ en büyük olduğunu ilan etti. Şimdilerde bildiğimiz kadarıyla minik çocuğuyla yalnız kaldı, ve Japon hayranları da onu bıraktı, milli takım da…
Ümit Davala’dan ‘2-0-0-4 sene 2004’ yada ‘Dinle bak ne diyor Kayahan ağbi’ nidalarını duymamak için kulaklarımızı tıkıyoruz. Biz hâlâ ‘turnuvanın en kötü saçına sahip’ Ümit’i özlüyoruz. Bülent Korkmaz kulübeden taktik veriyor artık, Emre Aşık da zaman zaman bu taktikleri alıp 15-20 dakika gözükür durumda. 1972 doğumlu Arif Erdem’i spor programlarında, 73’lü Hakan Ünsal’ı maç yorumlarında duyuyoruz, aynı yaşlardaki Zidane, Makalele ve Thuram dünya kupasına hazırlanırken…
İngiltere’deki gururumuz Tugay Kerimoğlu bir ara ulusal takımı bırakma modasını başlattı, ama bu modaya sadece kendisi uydu galiba. Zafer Özgültekin’le Ömer Çatkıç zaten oynamamışlardı. Abdullah Ercan Lig A’da, Mustafa İzzet konusuna ise hiç girmeyelim isterseniz…
Hakan Şükür bir muamma… Okan Buruk, Tayfur Havutçu ve Ergün Penbe’nin de artık ulusal takımda olmaları mucize olacağına göre, listede Rüştü, Yıldıray, Hasan Şaş, Nihat ve Ümit Özat kalıyor.. Gerisi mi? Yoksa onlar da Madonna konserinde miydi?
http://www.milliyet.com.tr/2006/04/21/spor/spo00.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS