Ferguson’ın Beckham, Scholes ve Nevilleleri takıma ilk kattığı günlerde bu çocuklar kadar anne ve babaları ile de görüştüğünü okudum geçenlerde… Bir an düşündüm de, acaba Gerets, Arda’nın babası Adnan Bey’i tanır mı?
Alex Ferguson’ın Manchester’ın başında yirminci yılını kutladığı şu günlerde önümde birikti sörle ilgili kitap, anekdot ve makaleler… En dikkat çekicisi 90’ların başlarında Scholes, Beckham, Giggs ve Neville’leri takıma adapte ettiği dönemde Sör’ün oyuncuların aileleriyle kurduğu samimi kontak… O aralar neredeyse her hafta ararmış mesela Scholes’un babasını Ferguson…
O altın jenerasyonun başarısını biliyorsunuz. Ferguson’un her an kapının önüne konabileceği ilk 5 yılının ardından yakaladığı Beckham’lı Scholes’lu Butt’lı parlak grupla gelen 8 Premier Lig, 1 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu… Belki abartılı olacak ama, Türkiye şartlarında düşünürsek, şu sıralarda Galatasaray’ın elindeki 87-88 doğumlu kuşak da, sarı-kırmızılılara tarihinin altın çağını yaşatacak düzeyde… Ve korkarım Gerets, onlara Ferguson kadar ihtimamla yaklaşmıyor.
Bu grubun yetişmesinde en büyük pay sahibi olan Abdullah Avcı, “Kızım olsa Arda’ya verirdim” demiş bir röportajında. Okur dostumuz Fahrettin Özdemir’in gözünden kaçmamış, Arda PSV maçı sonrası kendisine hakem hataları sorulunca, “Biz işimize bakalım” demiş muhabir arkadaşımıza. Bu çocuğun olağanüstü yeteneğinin yanında iyi bir insan ve de olgun bir adam olduğunu da anlıyoruz bu laflardan. Ama basit bir gerçeği de unutmamak gerek sanırım, Arda’nın nüfus kağıdında doğum tarihi hanesinde hâlâ 1987 yazıyor. Sadece 19 yaşında bir genci, lig-kupa-Avrupa bütün maçlarda oynatıp, sonra da başarısızlıklara sorumlu arayanların önüne bırakmak yıpratıyor ve geriletiyor Arda’yı…
Tabii Galatasaray’da bu gençlerin şans bulması da bir kazanç, zira Beşiktaş yöneticisi Sinan Vardar’dan kulaklarımızla duyduğumuza göre Tigana, geldi geleli PAF takımı sadece bir kez, o da 20 dakika izlemiş! Transferde birkaç milyon euro harcanarak alınan gençlere gösterilen ilgi, altyapıya karşı unutulmuş Beşiktaş’ta. Gerets unutmuyor, zaman zaman şans veriyor, ama bir hafta ilk 11’de oynayan gençler bir sonraki maçta PAF’ta buluyorlar kendilerini. Yine Abdullah Avcı’ya göre A takımda oynayan gençleri PAF’a göndermek büyük bir hata. Özgüvenlerine vurulmuş çok büyük bir darbe. Bir varsın, bir yoksun demek onlar için…
Galatasaray’ın elindeki bu gençler Ferguson’ın elinde olsa idi, Manchester ikinci altın jenerasyonu yakalamış olurdu gibi geliyor bana. Bugün ara ara A takımda şans bulan Aydın ve Oğuz’un Arda kalitesinde olduğunu düşünüyorum ben. Ferhat, Mehmet Güven ve Özgürcan’ın da gelecekleri parlak, Belediyespor’a kiralık giden Cafercan (19 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nın yıldızıydı) ve Erkan Ferin’in de… (Stoper ve sağ bek oynayabiliyor, Galatasaray PAF takımının kaptanıydı)
Bunlara yine kiralık olarak gelişmeleri beklenen İlker Erbay, Mülayim, Cihan Can ve üç Uğur’u (Uçar, Demirok ve Erdoğan’ı) da ekleyin. Acaba bu gençleri bir yolunu bulup 2-3 yıl Arsenal’e veya Ajax’a mı kiralamalı? Yoksa Gerets’i bu konuda ciddi biçimde uyarıp hem Galatasaray’da hem Türk futbolunda gelecek on yıl metazori mi kurtarılmalı?
Gerets zeki, karakterli bir adam… Mutlaka bu gençlerin yeteneklerinin de farkında. Ama kısa vadede başarı baskısı onu bu gençleri kazanmaktan alıkoyabilir. Galatasaray’ın bugünkü yönetiminin stat, transfer, gelir gider, Süper Lig veya Türkiye Kupası’ndan önce düşünmesi gereken en önemli konu bu gençler… Bu yönetim ve hoca bu jenerasyonu bir yolla kazanırlarsa eminim Galatasaray tarihine geçerler. Tabii Türk futbol tarihine de…
http://www.milliyet.com.tr/2006/11/07/spor/ymeleke.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS