2010 Dünya Kupası harikaydı ama belki de tarihin en büyük hakem hatalarının buluştuğu turnuva olarak kayıtlara geçmişti: Lampard’ın Almanya’ya karşı sayılmayan golü gerek 6 hakem, gerek gol çizgisi teknolojisi tartışmalarının fitilini ateşlemişti. Kasım 2013 itibariyle o konuda ciddi gelişmeler kaydedildiği tartışılmaz… Howard Webb’in sarı kartla geçiştirdiği De Jong tekmesi hakemleri yaralayıcı hareketler konusunda hassaslaştırdı, hatta bu konudaki hassasiyet bazen abartılı noktalara ulaştı. Güney Afrika’daki turnuvanın üstünden geçen üç buçuk yılda ilerleme kat edilemeyen konuysa, “Henry’nin eli” ile sembolize edebileceğimiz hakem hataları oldu.
18 Kasım 2009 Çarşamba gecesi, Henry’nin sonradan elle aldığını itiraf edeceği topla Dünya Kupası’ndan olan İrlandalı futbolcular, söz birliği etmişçesine aynı itirazı yapmışlardı FIFA’ya: “Futbola artık video teknolojisi eklenmeli. Golle-penaltıyla-kırmızı kartla neticelenen pozisyonlar, masa hakemleri tarafından videodan izlenip değerlendirilebilmeli”.. Bu hadiseden tam 4 yıl sonra, yine bir Kasım gecesi, yine Paris’teki Fransa-Ukrayna maçında iki ofsayt kararı birden yanlış verilip, yine Dünya Kupası biletinin kaderine direkt tesir edildiğine göre belki de İrlandalılar haklıydılar o gece…
Futbola video desteği eklenir mi bilinmez, (bence iki teknik adama maç başına birer itiraz hakkı tanınarak eklenmesi uygun olabilir) ama sporun 21’inci yüzyıldaki esas açmazının hakem hataları değil aldatma güdüsü olduğuna inanıyorum ben… Bu öneriyi 2 yıl önce de yapmıştım, FIFA’nın ayrımcılığa karşı gösterdiği kararlı tavrı, yalancılığa karşı da göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki en büyük futbolcular, en büyük maçlara kollarında “respect (saygı)” yazan bantlarla çıkıyorlar, nasıl ki takım kaptanları ayrımcılık karşıtı metinleri milyonların önünde okuyorlar; benzer bir kampanya “truth (gerçek)” sloganıyla da yapılmalı bence… Takım kaptanları maçlardan önce, “Gerçek tektir ve eşsizdir. Spor onursuzca kazanmak değil, onurunla kaybetmektir” yazan metinleri okumalılar milyonlara bu kez. Basit bir taç atışı menfaati için bile hakemi kandırmaya çalışmanın ne kadar onursuz bir davranış olduğunu haykırmalılar.
Hatta FIFA, belki de bu Dünya Kupası’yla birlikte merkeze artık “gerçeği ve dürüstlüğü” koymalı. Nasıl ki bir oyuncu faul almak için rakibini aldattığında sarı kart görüyorsa, kendinden çıktığını göre göre kolunu kaldırıp taç atışını çalmaya çalıştığında da, korneri gasp etmeyi denediğinde de sarı kart görmeli. Dürüstlük, yalnızca sembolik fair-play törenlerine hapsedilmemeli, daha geniş mecralarla ödüllendirilmeli. Ve aldatma daha ağır cezalandırılmalı.
“Respect (saygı)” harika bir kampanyaydı ve bence miâdını doldurdu. Şimdi “truth (gerçek)” veya “honesty (dürüstlük)” zamanı. 2014 Dünya Kupası, sporda dürüstlük hareketini başlatmalı. Bir taç atışını gasp etmeyle, marketten bir elma çalma arasında teknik olarak bir fark olmadığı, ikisinin de hırsızlığa eşdeğer olduğu anlatılmalı. Aldatan kınanmalı. Dürüstlük, ödüllendirilmeli. Spora istediğiniz kadar yeni kurallar, istediğiniz kadar yeni teknolojiler koyun; hiçbirisi gerçeği tutkuyla istemenin yerini tutmayacaktır. Çünkü gerçek tektir, onurludur ve eşsizdir.
UEFA ülke puanı
2011-12’de UEFA ülke puanımızla ilgili ufak bir haksızlığa uğradığımızı bu sütundan birkaç kez okumuştunuz: O yıl (Fenerbahçe’nin diskalifiye edilmesiyle) 4 takımla yarıştığımız halde toplam puanımız 5’e bölünmüş; üstelik Trabzonspor’un Avrupa Ligi’nde kazandığı puanlar hanemize yazılmamıştı.
2013-14 daha da karanlık bir yıl… İki takımımız birden diskalifiye edildi ve sezon sonunda toplam puanımız yine 5’e bölünecek. Ancak bu kez Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin ön elemelerde kazandığı toplam 2,5 puan hanemize yazılacak gibi görünüyor. Bu iki buçuk puan, beş yıl boyunca bizim için hayati önem taşıyabilir.
UEFA ülkeler sıralamasında hemen altımızda bulunan Yunanistan ve İsviçre’ye geçilirsek, 2015-16 sezonunda lig şampiyonumuz da Devler Ligi’nde ön eleme oynamak zorunda kalacak, malum… Olympiakos, PAOK ve Basel’in güncel performanslarına bakılırsa 3 ülke arasındaki yarış ilkbahara kadar kıran kırana sürecek gibi…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS