• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 20 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 19 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 18 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 14 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 12 Ocak 2021
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
    • Çift Santrfor, Nesine, 24 Temmuz 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

G.Saray, Kadıköy’de neden kazanamıyor?

G.Saray, Kadıköy’de neden kazanamıyor?
Uğur Meleke
Uğur Meleke
19 Mart 2015

Aslında bu tarz seriler çok olağanüstü değil, sporun içinde var: Atletico Madrid’in 2003-2013 arası 22 maç Real Madrid’i hiç yenememesi… Ya da Real Madrid’in, tam 18 yıl Deportivo deplasmanında kazanamaması gibi. Üstelik o süreçte, yani 90’lar ve 2000’lerde 3 kez de Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmalarına rağmen… Lâkin, Galatasaray’ın Başakşehir maçındaki tavrı, meselenin sportif olmaktan çok psikolojik olduğunu hissettirdi bana. Bu yazının çıkış noktası da, 10 gün gecikmeli kaleme alınma nedeni de bu zaten.

Bence bu tarz serilere yakalanmış takımların çıkış metodu şu olmalı: Eğer siz, büyük bir engelle karşılaşacaksanız ve esasında bu engeli aşacak kadar iyi olduğunuzu düşünüyorsanız, en önemli sır, sakin kalmaktır. O müsabakaya herhangi bir müsabaka sükunetinde bakabilmektir. Kadıköy’e giderken, bunun Sivas’a, Bursa’ya, Kopenhag’a veya Kasımpaşa’ya gitmekten çok farklı olmadığına inanmak ve ekibinizi inandırabilmektir.

Eğer Hamzaoğlu da buna inanıyorsa ve ekibini inandırmak istiyorsa, Kadıköy’de takımını en sıradan, en kanıksanmış haliyle, ezberlendiği formda sahaya sürmeliydi. Bakınız, Hamzaoğlu’nun sahaya sürdüğü takımın iyiliğini/kötülüğünü, doğruluğunu/yanlışlığını tartışmıyorum. Aslında mesele, Galatasaray-Fenerbahçe meselesi de değil. Misalimiz, Celtic-Rangers ya da Anderlecht-Brugge de olabilirdi. Aşağıdaki bilgilere de Belçika Ligi’nin derbisine bakıyormuşçasına uzaktan bakmaya çalışın lütfen.

Ligde 21’inci hafta. Galatasaray, Sivas deplasmanında. Muslera-Sabri, Chedjou, Koray, Olcan-Hamit, Selçuk-Bruma, Sneijder, Yasin-Burak 11’i ile sahaya çıkmış… 3-2 kazanmış…

Derbiden bir hafta önce… 22’nci hafta. Sarı-kırmızılılar, içeride Erciyes’i ağırlamış. Takım değişmemiş, sadece sakat Burak yerine Umut 11’e girmiş. Galatasaray 3-1 kazanmış.

Derbiden 1 hafta sonra… 24’üncü hafta. Galatasaray, içeride Başakşehir’i ağırlamış. İki hafta önceki Erciyes maçının aynı 11’ini sahaya sürmüş Hamza Hoca…

21’inci hafta zorlu Sivas deplasmanında aynı takım. 22’nci hafta nispeten zayıf Erciyes’e karşı aynı takım. 24’üncü hafta, lig beşincisi sükseli Başakşehir’e karşı aynı takım.

Eğer siz 3 farklı seviyeden 3 rakibe karşı; biri dışarıda, ikisi içeride, ikisi hücumcu, biri savunmacı 3 rakibe karşı, bire bir aynı 11’leri çıkarıyorsanız, sizin olağan 11’iniz bu demektir. Ve Fenerbahçe maçının öncesindeki 11’le, sonrasındaki 11, bire bir aynıyken, Kadıköy’de takımı yarı yarıya değiştirmenin tek açıklaması olabilir: Fenerbahçe deplasmanını, diğer 33 maçtan bambaşka bir yere koyuyorsunuz. Öyleyse belki de bu yüzden kaybediyorsunuz işte… Kadıköy deplasmanında doğal davranamadığınız için.

Umut’tu Telles’ti, Hakan’dı Koray’dı detaylarına inmeden; Türk derbisine yabancı bir Amerikalıymışçasına dışarıdan baktığımda bunu görüyorum ben. Bir hoca, 21,22 ve 24’üncü haftalarda aynı takımla oynuyor; 23’te bambaşka tercihler yapıyorsa… 21 ve 22’de galip geldiği halde 23’te takımı yarı yarıya değiştiriyor, 24’te yine eski tercihlerine dönüyorsa… 23’te sakin kalamamıştır bence. Oyuncularına da bu sükuneti geçirememiştir. Problemlerinden biri de, muhtemelen en büyüğü de budur zannımca…


Futbola masa hakemi geliyor

Bu sütunun dikkatli takipçileri anımsarlar: Uluslararası Futbol Birliği, yani futbolun kural koyucuları, Şubat sonunda Belfast’ta toplandılar ve biz de gündemlerine değinmiştik geçtiğimiz ay…

Toplantının sonuçları kurul üyeleri tarafından parça parça açıklandı ve merak edenler için neticeler şöyle:

1)Gole giden oyuncuyu ceza alanı içinde düşüren son adama verilen üçlü ceza hakkında UEFA’nın önerdiği sarı kart formülüne sıcak bakmıyorlar. Yani gole giden adamı ceza alanında düşürürseniz kırmızı kart-penaltı cezası devam edecek. Sadece oyuncunun bir maç oynamama cezasını kaldırmayı görüşeceklermiş. (Ben, son derece saçma buldum doğrusu. Öneriyi yapan UEFA da IFAB’ı kendilerini anlamamakla suçlamış)

2) Uzatmaya giden maçlarda dördüncü değişiklik hakkı konusunu şu anda lüzumlu bulmadılar. Sadece alt yaş gruplarında oyundan çıkan futbolcunun bir daha girebilmesine onay verecekler.

3) Hollanda Futbol Federasyonu’nun saha kenarına masa hakemi koyma önerisini de ileride görüşme gerekçesiyle reddettiler. Ama FIFA Genel Sekreteri Valcke, bunun net bir ret olmadığını, çalışacaklarını ve önümüzdeki yıla kadar yeni bir karar çıkabileceğini söyledi.

Şahsi görüşüm, futbola video karar masası girişini sonsuza kadar engelleyemeyecekleri yönünde. Er veya geç çıkacak bu uygulama. Hollanda’nın kendi liginde böyle bir çalışma yapmasını engellemeyi de ancak Kuzey Kore tarzı tutuculukla açıklayabiliyorum ben. Zaten futbolun süratli gelişememesinde en önemli engel de bu tutuculuk.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
19 Mart 2015
Uğur Meleke
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    İlk golü atınca ‘Harlem’e dönüşüyorlar

    Fatih Terim bu iki ekipten ilkini daha çok tutuyor, kritik maçlara genelde onlarla başlıyor. Dün de tercihi...

    Uğur Meleke 21 Ocak 2021
  • Devamı
    19 faul ve 16 şut

    Bir Erol Bulut takımı oyuncusuysanız savunma yapmak zorundasınız. Dün dakikalar 67’yi gösteriyordu. Valencia önde baskıyla kazandığı top...

    Uğur Meleke 19 Ocak 2021
  • Devamı
    Rıdvan ve Josef fark yarattılar

    Genç Rıdvan her ofansif aksiyonun içinde vardı, Souza da klasik bir büyük maç oyuncusu gibiydi. Bu müsabakayı...

    Uğur Meleke 18 Ocak 2021
  • Devamı
    Bir taç atışı bile derbinin sonucunu değiştirebilir

    Galatasaray açık oyunda ligin en az gol yiyen takımı, Beşiktaş ise ligin kader adamlarından Aboubakar sayesinde taç...

    Uğur Meleke 17 Ocak 2021
  • Devamı
    Terim oyuncuyla, Yalçın oyunla kazanma peşinde

    Sergen Yalçın’ın iç sahada oyunundan feragat etmeyeceğini, topa daha fazla sahip olmak isteyebileceğini tahmin ediyorum. Terim ise...

    Uğur Meleke 16 Ocak 2021
  • Devamı
    Ozan Tufan olmayınca orta saha aksıyor

    Türkiye Kupası’nın enerjisi bu sezon bir tık daha yüksek doğrusu. O saçma sapan, Dünya’da eşi benzeri olmayan...

    Uğur Meleke 15 Ocak 2021
  • Devamı
    Defansif on numara Mert Hakan

    Bulut, herkesin kusursuz savunma yapmasını öncelik olarak benimsemiş. Fenerbahçe geçen hafta içinde Bayern Münih’e karşı 90 dakika...

    Uğur Meleke 12 Ocak 2021
  • Devamı
    Dünyanın en çok hakem atışı yapılan ligi

    Yere yatan kalkmıyor. Hakemler de akan oyunu sürekli durduruyor, böyle olunca da tempo düşüyor. Türkiye’de oynanan futbolla...

    Uğur Meleke 11 Ocak 2021

Copyright © 1999 Meleke.com

Emenike’nin manevi babası
Sıradan, kaybetmeye mahkum