• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 18 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 17 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 16 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 13 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 12 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Futbolun "Kuzey Kore"si

Futbolun "Kuzey Kore"si
Uğur Meleke
11 Eylül 2014

Milli takım koçu Terim, Salı gecesi mikrofonlara Türk futbolundaki büyük resimle ilgili çarpıcı bir özet yaptı: “Takımda çok sayıda yıldızımız olduğu iddia ediliyor ama gerçek böyle değil. Bizde herkes kağıt üstünde yıldız! Ama sahada yıldız yok. Yıldız dediğin sorumluluk almalı. Yıldız dediğinin performans istikrarı olmalı”

Tabii ki bu görüntünün tek bir nedeni yok, ama nedenler içinde en çarpıcısı şu: Sahada çok silik gözüken bu adamlar, aynaya baktıklarında muhteşem bir futbolcu görüyorlar! Zira Türkiye’de kendilerine maddi-manevi yüklenen değer akıl dışı. Sokakta gördükleri hürmete sözümüz yok, değiştirme şansımız da yok hatta. Ama pekâlâ banka hesaplarının kabarıklığını değiştirebilirdik; Avrupa’da euro cinsinden beş yüz bin etmeyen oyuncuya, lira cinsinden beş milyon ödemeyebilirdik.

Bir yabancı sınırlaması sevdasına tutulduk, bütün dünyanın aştığı bir meseleyi ömür billah aşamadık maalesef. Ülke futbolunda serbest piyasa ekonomisi lafta kaldığı, yerliler lehinde bir ayrımcılık olduğu için, İsviçre’de 200 bin euro maaş alamayacak adam Türkiye’de 3 milyon lirayı rahatlıkla cebe atınca asla yurt dışına gitmeyi düşünmedi. Malaga’da forma savaşına girmektense, Hoffenheim’da üç yüz-beş yüze talim etmektense Fenerbahçe’de-Galatasaray’da-Konya’da-Mersin’de kazandığı milyonları bırakmadı. Viyana sokaklarında dolaşarak vizyonunun gelişeceğini öngöremedi, Birmingham’a gidip İngilizce öğrenmek ve dünyayla entegre olmak istemedi. İzlanda’nın bile şu anda Avrupa’da 70 küsür futbolcusu oynarken, Süper Lig’in ihraç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yurt dışına gidip, öğrenip, değişip kimse ulusal takıma gelişmiş olarak dönmüyor. Ulusal takım bu uygulamayla Türkleri kazanayım derken kaybediyor aslında… Yurt dışına gidip gelişip milli formaya katılacak Türkleri…

Sınırlamanın endirekt zararı da gurbetçilerle ilgili… Yabancı sınırı, kulüpleri çifte pasaportlulara yönlendiriyor, sadece bu sezon Almanya’dan Türkiye’ye gelen futbolcu sayısı 50’nin üstünde. Bu kadar talep olunca Türkiye’ye gelme yaşı 19-20’ye kadar düştü; bir Bundesliga ekibinin ikinci takımında 20 maç oynamış oyuncu milyonluk sözleşmeler yapıyor Anadolu takımlarıyla. Doğal olarak onların da gelişimleri yarım kalıyor, Alman tedrisatı tamamlanamıyor, ve dahi küçük yaşta kazandıkları milyonlarla başları dönüyor. Olmadan oldum sanıyor hepsi. Ve bir kez daha, milli takım kazanacak zannederken kaybediyor aslında. Gurbetçileri de kaybediyor…

Yabancı sınırını açarsak yerliler oynayamaz diyorlar ezberden. HALBUKİ, O YABANCILARLA BU LİGDE REKABET EDEMEYECEK YERLİ, ZATEN ULUSLARARASI MAÇTA DA ONU YENEMEYECEKTİR Kİ! Bu ligde Caner, Skulason’dan formayı alamayacaksa, milli maçta Türkiye nasıl yensin ki İzlanda’yı?

Sen Kuzey Kore tarzı kapalı bir ekonomiyle batıyla yarışmak istiyorsun. Ve yarışamıyorsun doğal olarak. Çünkü küçük resimden çıkıp büyük resime baktığında her türlü kaybediyorsun, zarar görüyorsun, kaynaklarını kendi elinde yok ediyorsun…

++++++++++

Yasak değil teşvik

Benim önerim şu: Yabancı kısıtını bir biçimde açalım. Yöntem, Avrupa Birliği oyuncusu serbestiyeti olabilir. Ya da bir tür milli olma kriteri konulabilir. Transfer edeceğin her yabancının herhangi bir kademede en az 1 kez milli olmasını kriter olarak koyabilirsin. Yöntem tartışılabilir, en doğrusu bulunabilir.

Yabancı sınırını açtıktan sonra kendi 22 yaş altı oyuncumuzu korumak için başka bir enstrümandan faydalanalım: Her Süper Lig kulübüne ilk 18’de 5, ilk 11’de 2 adet altyapı oyuncusuna yer verme şartı getirelim. Şu anda bu statü, ilk 18’de 1 şeklinde… Onu da uygulamayanlar, para cezasıyla kurtulabiliyorlar hatta.

Oysa böyle bir zorunluluk olsa Salih ve Alper Fenerbahçe’de, Muhammet ve Atınç Beşiktaş’ta sürekli oynayacaklardı. 22 yaşına kadar sürekli oynayan bir genç de 22 yaş sonrası geniş rekabete artık hazır olacaktı zaten.

+++++++

“5 artı 3” nasıl açıklanır?

Bu “beş artı üç eksi yedi bölü dokuz” şeklindeki yabancı kısıtlaması illa sürecekse, bu kadar açık veriler olmasına rağmen ısrarcı isek, TFF’ye işini kolaylaştıracak küçük bir statü önerisi yapmak istiyorum. Kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için statüye pekâlâ şu cümleyi ekleyebilirler: “Süper Lig’de her bir takım, ilk 11’inde ve ilk 18’inde yabancıdan daha fazla yerli bulundurmak zorundadır”

Bu basit cümleyi statüye eklerseniz, zaten otomatik olarak 5+3 uygulamasını tarif etmiş oluyorsunuz. Fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi daha iyi ifade etmenizden de memnun olurum bir Türkçe sevdalısı olarak.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
11 Eylül 2014
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Galatasaray planlarını ‘2 soyguncu’ üzerine kurmalı

    B.Münih’teki Robben ve Ribery etkisini G.Saray’da Yunus-Kerem yaratabilir. Bayern Münih yönetimi, 2007 yazında Ribery’yi, 2009 yazında da...

    Uğur Meleke 17 Mayıs 2022
  • Devamı
    İyi futbol iyi futbolcuyla oynanıyor

    Futbolun gerçeğini Fenerbahçe – Karagümrük maçında hepimiz bir kez daha gördük. Futbolun en ilkel gerçeklerinden biri şudur:...

    Uğur Meleke 16 Mayıs 2022
  • Devamı
    Yeni TFF Başkanı’na mektuplar (2)

    Seçimde 5-10 bin delegenin oy hakkı olsa daha doğru olmaz mı? 16 Haziran’da Türk futbolunun yeni patronu...

    Uğur Meleke 13 Mayıs 2022
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 11 Mayıs 2022

    Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Uğur Meleke ve Güntekin Onay, haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1) Derbide kazanan...

    Uğur Meleke 11 Mayıs 2022
  • Devamı
    Hak eden taraf kazandı

    Kayseri’de belki de sezonun en kötü Trabzonspor’unu izledik… İki ekibin bu sezonki dördüncü karşılaşmasını izledik dün. Daha...

    Uğur Meleke 11 Mayıs 2022
  • Devamı
    Bir İskoçya 4. küme maçı kaosu

    Derbide sürekli itiş-kakış vardı seyretmek istediğimiz bu değildi. Dün dakika 33’tü, ekrana pas istatistiği yansıdı: Beşiktaş 48,...

    Uğur Meleke 9 Mayıs 2022
  • Devamı
    Maradona ile Jordan kapışması gibi bir karşılaşma

    Derbilerin orta saha savaşı şeklinde geçmesine alışığız ama bu kez öyle olmayacak. İsmael genelde direkt oyunu tercih...

    Uğur Meleke 8 Mayıs 2022
  • Devamı
    Yeni TFF Başkanı’na açık mektup

    Türk futbolunun yeni patronu, yaklaşık 40 gün sonra seçilecek. Bu seçim, bence çok kritik bir seçim. Zira...

    Uğur Meleke 6 Mayıs 2022

Copyright © 1999 Meleke.com

Diego ayarı gereksiz
15 dakikası bile yok