Almanya A Milli futbol takımına mentörlük için düşünülen isimdi efsanevi Formula 1 pilotu Michael Schumacher… Tüm zamanlar spor tarihinin en başarılı isimleri arasında gösterilen Schumacher’in futbol takımına centilmenlik ve şampiyonluk ruhu aşılayacağına inanılıyor. Bizde mentör var mı, bilemiyorum. Galiba meşhur psikoloğumuz Acar Baltaş yapıyor bu görevi…
41 yaşındaki Klinsmann göreve geldiğinde yardımcılarından birini kendisi seçerken (Oliver Bierhoff), birisi federasyon tarafından belirlendi (Joachim Löw). Yakından tanıdığımız, eski Fenerbahçe teknik direktörü Löw, Klinsmann’dan 5 yaş büyük, ve kat be kat tecrübeli bir hoca… Ne Klinsmann, yardımcıları kendim belirlerim diye diretti, ne de Löw, “kendimden tecrübesiz bir hocanın yanında çalışmam” dedi.
Geçtiğimiz günlerde de milli takımın sportif direktörlüğü tartışması vardı bu kez Almanya’da… Klinsmann, hokey milli takımı hocası Bernhard Peters’ı istedi, ama federasyon, göreve Klinsmann’ın Euro’96’dan takım arkadaşı ve küçüğü Matthias Sammer’i getirdi.
Ülkemizde, bir futbol takımı sadece teknik direktörünü belirler ve onun yardımcılarını seçmesine müdahale etmek saygısızlık olarak adledilir. Yardımcılık kurumu cazip olmadığı için, Müfit Erkasap’ın son 15 yılı Terim’in yardımcısı olarak geçmiştir mesela. Yanal’ın yardımcıları Mesut Bakkal 1997’den, Metin Bayındır 1998’ten, Özcan Bizati de 2000’den itibaren Ersun Hoca nerede çalışırsa onu takip etmişler. Asla bu hocaları küçümsemek değil derdimiz… Yalnız, siz inanıyor musunuz ortalama 7-8 yıldır beraber olan bu adamların herhangi bir konuda Yanal’dan farklı düşünebileceğine?.. Bugün bir yardımcı antrenörün takımın kurulmasında herhangi bir etkisi yoksa, veya bütün tecrübesi o hocayla takım takım dolaşmaktan ibaretse, neden bu isimlerden teknik ekip diye bahsediyoruz ki! Teknik adam ve onun onaylayıcıları diyelim o zaman…
Dikkatli okuyucularımız milli takım için ideal ismin Terim olduğunu, 6 yıllık bir analizle anlattığımız 3 Şubat tarihli “Pi’yi üç almak” yazımızı hatırlarlar. Derdimiz Terim’le değil. Haddimiz de değil… Ama Terim profili Piontek’siz, Denizli profili Derwall’siz oluşabilir miydi? Carlos Queiroz’un Real Madrid’de teknik direktörlük yaptıktan sonra Alex Ferguson’ın yardımcılığına dönmesi ayıplanacak bir şey mi? Ferguson’ın aklı kendine yetmiyor mu ki hâlâ Queiroz’a ihtiyaç duyuyor, yada Real Madrid’i çalıştırmış Queiroz, başka hiçbir takımda teknik direktörlük işi bulamıyor mu ki, United’da yardımcı olarak kalıyor? Yada Terim’in yetiştirdiği başarılı bir teknik direktör hatırlıyor musunuz?
Konuştum, konuştum, konuştum… Bir baktım ki daha başlamamışım. Kısacası mentör ve antrenör kavramlarının tanımını baştan yapmamız lazım gibi geliyor bana… En baştan… Terim’i değiştirmek değil çare… Yanına, üstüne, altına koyabilecek Queiroz, Sammer yada Schumacher’leri bulabilmek zorundayız. Acilen…
http://www.milliyet.com.tr/2006/02/10/spor/spo06.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS