Bazen koca koca adamların oturup saatlerce futbol hakkında ettikleri büyük lafları dinleyince benim de isyan ettiğim oluyor: “Yahu, eninde sonunda 22 kişinin bir topun peşinden koştuğu basit bir oyun bu. Nedir bu dünyayı kurtarıyor pozları?”
Ama bazen futbolun çok ciddi bir iş olduğunu, bu beyin jimnastiği karşısında 100 yıl aynı 100 kelimeyle yapılan yorumların ne kadar sığ kaldığını hissediyor ve antrenörlere, sporculara çok saygı duyuyorsunuz. Dünkü Şili-Hollanda kapışması da üstüne çok kafa yorulmuş, deneysel bir takımın deneysel bir gösterimiydi aslında.
Şili koçu Jorge Sampaoli, turnuvaya 23 iyi futbolcu değil, ne yapmak istediğini tam olarak bilen bir takım getirmiş. Avustralya’ya karşı ofansif 4-3-1-2 oynadıktan sonra İspanya ve Hollanda önünde 5-3-2 dizildiler. Hollanda önündeki 11’in en uzunu, 1,78’lik iki stoper… Stoper dediysek, aslında onlar orijinal stoper de değil, üçlü savunmanın ikisi takımlarında ön libero oynuyor. Takımın hepsi kısa, hepsi ayağına mahir adamlar. Geriden doğal olarak pasla çıkıyorlar, çünkü başka şansları yok. Uzun vururlarsa boy ortalaması 1,85 olan Hollanda’ya kolay yem olurlar sadece! Topu ileriye kadar geçirebildiklerinde uzun-ağır savunmaların arasında çok rahat pozisyon buluyorlar. İspanya’ya karşı yaptıkları gibi… Ama Hollanda gibi kapanan bir takımın arkasında fazla açık bulamadılar. Dün verimsiz görünmelerinin nedeni de bu.
Şili’nin gerideki kısa ve çabuk adamları, Silva-Iniesta gibi büyük yıldızları sahadan silmişti. Robben ve Lens’a karşı da hiç fena değillerdi. Ama tabii büyük bir handikapları var, hava toplarında devler-cüceler misali eşleşme sorunu yaşıyorlar! Eğer Hollanda topu havaya erken kaldırsa, rakibini zor duruma çok erken düşürürdü. Bu Şili ilerleyen turlarda takılırsa da yine bu yüzden takılır.
Bu Hollanda’ysa topu rakibe bırakma üzerine kurgulanmış bir ekip… Van Gaal’in yerinde olsam Meksika-Hırvatistan yerine Brezilya’yla oynamayı tercih ederdim, çünkü aradıkları açıkları onlara ancak büyük takımlar verir. Bir de büyük taktisyen Van Gaal’in kalecisi Cillessen’i uyarması gerek, geri paslarda son ana kadar beklemesi çok riskli. Bir gün bir akıllı Roger Milla çıkar, ona hayatı boyunca unutamayacağı bir fatura keser. Telafisi imkansız sonuçlar çıkar sonra ortaya…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS