Enzo Schifo, 15 Haziran 1986’da Sovyetler Birliği’ne karşı ulusal takımının ilk golünü atarken 20 yaşını henüz doldurmuş bir gençti. Bu, onun Dünya Kupası’nın ilk haftasında kaydettiği ikinci goldü. Euro’96’nın favorilerinden Hollanda, İskoçya karşısına çıkarken Hiddink, ön liberoya Cocu’yu değil bıyıkları henüz terlemiş bir çocuğu, Seedorf’u koyduğunda acımasız eleştiriler yöneltilmişti kurt teknik adama. Tabii zaman kimin haklı olduğunu gösterdi doğal olarak. Cristiano Ronaldo ise Seedorf kadar şanslı değildi, Euro 2004’te Portekiz Milli Takımı’nın 11’ine dahil olmak için iki kez oyuna sonradan girip etki etmesi gerekliydi. Avrupa Şampiyonası’nın ikinci turunda, henüz 19 yaşındayken sırtına geçirdiği Portekiz formasını, bir daha hiç çıkarmadı tabii bugünkü kaptan.
Milli takımımızın bugünkü koçu Terim de, aynen efsanevi Belçikalı Guy Thys ya da Hiddink gibi gençlere formayı erken vermeyi seven bir teknik adam. 1996’da İngiltere’de Vedat’a, 2008’de İsviçre-Fransa’da Arda’ya verdiği güveni, 2016’da da Fransa’da Emre Mor’a vermeye hazırlanıyor şu sıralar. Tüm kalbimle destekliyorum Emre’nin oynamasını ben de. Yalnız bu turnuvanın güzel bir özelliği, hemen hemen tüm teknik adamların çoluk çocuğa verdiği erken formalar zaten. Fransa’da belki de tüm zamanların en genç turnuvalarından birini izleyeceğiz, tüm zamanların en fazla genç yıldızının sahneye çıktığı şampiyona olacak bu. İsviçre koçu Petkoviç, 1995 ve üstü doğumlu tam 4 çocuk aldı kadroya. Löw’ün kadrosunda da üç çocuk, Weigl, Kimmich ve Sane yer buldular. Terim, prensi Ozan’ın yanına Emre’yi de ekledi bu kez. Peki biz Emre’nin yıldızlaşmasını bekliyoruz da, başka kimler çıkış yapabilir bu turnuvada sahi? Bir önizleme yaptık Fransa 2016’nın gençlerine…
5)Marco Pjaca (1995-Hırvatistan)
World Soccer dergisine göre “sıradaki büyük şey” o… 2014-15 sezonunun hem en iyi genci hem de en iyi oyuncusu seçilince ulusal takımın sağ açığına da yerleşti. Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih’e karşı oynadığı etkili oyunla Guardiola’yı etkiledi ve City’nin radarında. Santrafor arkasındaki üç pozisyonda da oynuyor, driplingci ve şutör. Hırvat basını onun hâlâ kazandıklarını ailesine verip harçlık alan bir genç olarak yaşıyor olmasını da çok önemli buluyor. Muhtemelen Euro 2016 sonrası ailesinin yanından ayrılmak zorunda kalacak genç adam…
4)Ondrej Duda (1994-Slovakya)
Bu listeyi 1995 ve üstü doğumlulardan kurguladım ama Aralık’94’lü Duda’yı sıralama dışı bırakmaya gönlüm el vermedi doğrusu… Turnuvada parlamasını beklediğim en önemli oyuncu. 19’unda Legia formasıyla Trabzonspor’a karşı Avrupa Ligi’nde oynadığı futbolla beni büyülemişti, sonrasında yeteneğiyle dünyayı büyülemeye devam ettiği için Dudinho, hızı dolayısıyla da “Ondrej Di Maria” lakaplarını hak etti. Yaş grubunda gördüğüm en vizyoner futbolculardan biri. Slovakya milli takımının zorlu turnuvasında on numara pozisyonunda ön plana çıkması sürpriz olmayacak.
3) Dele Alli (1996-İngiltere)
Kontrol edemediği siniri nedeniyle Yacob’un midesine yumruk atıp sezonu erken kapaması tabii ki Tottenhamlıları kızdırdı. Ama öyle yetenekli ve öyle çok yönlü ki, Euro 2016’da muhtemelen bu cezasından pek bahsetmeyeceğiz. 1997’li Marcus Rashford’ın gol attığı Avustralya hazırlık maçında kulübede oturdu ama onun Fransa’da o bankta fazla kalacağını tahmin etmiyorum. Eğer turnuvada Paul Pogba’yı gölgede bırakabilirse 3 haneli milyon Eurolar konuşulmaya başlanabilir onun için.
2)Kingsley Coman (1996-Fransa)
Bir numaraya onu mu yoksa Sane’yi mi koymalıyım diye çok düşündüm doğrusu. Maç içinde zaman zaman kayboluyor oluşunu göz önüne alarak Coman’ı iki numaraya koydum üzülerek. Bu yıl Bayern Münih’in sıkışan oyunlarının kilit çözücüsüydü. Nasıl Manchester United Pogba’yı yok yere kaybettiği için önümüzdeki 10 yıl boyunca üzülecek, Juventus da Coman’ı 20 milyonluk satış opsiyonuyla kiraladığı için dizlerini dövecek bence senelerce. Dar alanda çabuk, geniş alanda uçuyor zaten. Üstüne üstlük sadece çizgiye inip asist yapan bir kenar adamı değil, gerektiğinde gol de düşünüyor. Turnuvada ibrenin Fransa’ya mı Almanya’yı kayacağını belirleyebilecek adamlardan biri.
1)Leroy Sane (1996-Almanya)
Şu sıralar sağlık sorunlarıyla uğraşan değerli meslektaşım, gelmiş geçmiş en yetenekli Türk futbolcu Rıdvan Dilmen’i canlı izlemiş şanslı bir futbolsever gözüyle, onu seyretme şansı olmayanlara şöyle aktarabilirim efsaneyi: Dilmen’in diğer süratli futbolculardan farkı hızlı koşması değil, hızlı durması idi. Allah ona özel bir şanzıman vermiş, koşarken değil dururken döndürür başınızı! Ondan 30 sene sonra onun gibi duran bir adam izliyoruz şimdi: Leroy Sane… Üstelik on numara yeteneğine de sahip. İspanya, futbol tarihinde 3 büyük turnuvayı (2008, 2010 ve 2012’yi) üst üste kazanan ilk ulusal takımdı. Eğer ikincisini Almanya başaracaksa, sebeplerinden biri Sane olacak kesinlikle.
Turnuvada yıldızlaşması beklenen 1995 ve üstü doğumlu diğer olağan şüpheliler: Hector Bellerin(İspanya), Julian Weigl, Joshua Kimmich (Almanya), Marcus Rashford (İngiltere), Renato Sanches (Portekiz), Jason Denayer, Divock Origi (Belçika), Nico Elvedi, Denis Zakaria (İsviçre), Bartosz Kaputska (Polonya), Paddy McNair (K.İrlanda), Tin Jedvaj (Hırvatistan)…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS