Alex’in ayrılışı ile Fenerbahçe’de yaşanan post-Alex travması, Şubat 2013’te Kuyt-Webo-Sow ileri üçlüsünün ve 4-3-3’ün bulunmasıyla halledilmişti. On numarasız formasyon bulunduktan sonra Fenerbahçe tekrar çıkışa geçti; bir Türkiye Kupası, bir Avrupa Ligi yarı finali ve bir şampiyonluk getiren hep bu düzendi.
Elbette Fenerbahçe bu sezon da başarısız değil… İlk yarıyı liderlik pozisyonunda, gayet de iyi bir puanla bitirdiler. Ama geçen yıla göre ağızda ufak bir acı tat bıraktıklarını da kabul etmek lazım. Bunun da nedeni belli: Sezonun başında adeta rahat batmışçasına hamleler yaptı Fenerbahçe yönetimi: Takımla uyum sağlamış Ersun Yanal gönderildi. On numarasız oyun nihayet benimsenmişken takıma klasik bir on numara transferi yapıldı. Özellikle sonbaharda da yeni antrenör İsmail Kartal’ın üstündeki baskı hissedildi: Takımın esas liderinin kim olduğunu tartışmaya kapatmak istedi, Caner-Emenike gibi duygusallarla çatışmalar yaşadı İsmail Hoca… Yanal’dan farklı şeyler düşünebileceğini göstermek için sürpriz anlarda Hasan Ali hamleleri yaptı. Maçların çoğunda Sow’u santrforda, Emenike’yi sol açıkta denedi. Oysa Fenerbahçe’nin düzeni oturmuş, kadrosu oturmuş. Amerika’yı yeniden keşfedecek bir ihtiyaç yoktu, tek yapılması gereken bireysel form durumlarını yüksek tutmaktı.
Fenerbahçe’nin ilk yarı notunu yükselten maçsa şüphesiz Başakşehir müsabakasıydı. Daha önce Kocaman ve Yanal’a rakip analizlerinde yardımcı olan Kartal, Başakşehir önünde ne kadar iyi bir ön hazırlıkçı olduğunu gösterdi. Avcı’nın takımının ilk 16 maçta hiç tehdit edemediği, Doka-Visca’nın hiç arkasına sarkamadığı, hiç duran top tehlikesi yaşatamadıkları tek rakibin Fenerbahçe olması tesadüf değil şüphesiz.
Fenerbahçe’nin sorunu kulübede
Takımın 3 Afrikalı forvetinden sadece Sow’un Afrika Kupası’na gidiyor olması iyi. Ama yine de Fenerbahçe’nin hücum hattına takviye yapılması şart. Kuyt 34, Webo 32 yaşında. Emenike’nin de ruhsal yaşı 13! Üç hücum pozisyonu için sadece 4 yabancı alternatifi var ve bu gruba iki yıldır bir takviye yapılması gerekiyor… Geçen sezon ikinci devrenin başında birkaç maçlık krizi bu yüzden yaşamışlardı; tekrar aynı senaryoyu yaşamamaları için bir forvet transferi gerekli sanki.
Erkan Zengin’in hâlâ olma ihtimali varsa tabii ki forvete zenginlik katacak bir isim. Ligde hem açık hem santrfor oynayabilen Adem Büyük var, Antep’in bütün gol yükünü çeken Muhammet Demir var. Bunlar ya da bir başkası, Fenerbahçe’nin ikinci yarıda Kuyt’a-Emenike’ye bağımlı olmaması için bir forvet transferi yapması elzem.
İlk yarının yıldızı
Raul Meireles
Mehmet Topal’a haksızlık etmek istemiyorum, ama o zaten istikrarıyla herkesin kalbini kazanmış durumda. Raul Meireles’se dipten yukarıya çıktı: İlk sezonunda gördüğü 2 kırmızı kart harika CV’sinden kaynaklanan kredisini bir miktar tüketmişti, bu yıl bence hayata tekrar bağlandı. Orta üçlünün en iyi işleyen yeri, onun sayesinde sağ taraf oldu. Sadece defansif değil, ofansif olarak da çok doğru etki yapıyor. Onu ikinci yarıda daha dikkatli gözlerle izlemeliyiz sanırım.
En iyi transfer
Ertuğrul Taşkıran
Fenerbahçe’nin neredeyse transfersiz geçirdiği sezonda belki de yaptığı en doğru hamle Ertuğrul’u kiralamak oldu. Geçen yıldan sonra bu yılı da direkt oynayarak geçiren Ertuğrul’un gelişimini sürdürmesi, yakın gelecekte hem sarı-lacivertliler hem de Türk futbolu için önemli bir artı.
En kötü transfer
Salih Uçan
Orta sahadan Salih-Cristian ve Holmen’in gidip Diego’nun geldiği bir sezonda Fenerbahçe’nin güçlendiğini söylemek pek akıllıca olmaz sanırım. Özellikle Salih’in neredeyse hiç oynamadığı Roma’ya gitmesi, hem genç adam için, hem Fenerbahçe için ciddi bir kayıp sayılır.
En iyi çıkış
Alper Potuk
Birkaç sefer yazdım; Alper’in stili modern futbola ters gözüküyor. Çalım deniyor, kalabalığın arasına dalıyor, risk alıyor. Ama Alper’i de Alper yapan bu zaten. Kimsenin cüret etmediğine cüret ediyor. Ve bu cüretkâr tavrı, onu ülke futbolunda müstesna bir noktaya taşımaya devam ediyor.
En büyük düşüş
Emmanuel Emenike
Sevgiye bağımlı bir sporcu bu. Yücel İldiz’in öyle bir yorumunu hatırlıyorum; bu çocuk gereğinden fazla duygusal. Geçen yılın ilk bölümünde büyük düşüşteydi, Yanal’la bir elektrik yakalayınca çıkışa geçmişti. Bence şimdi benzer bir sorunu Kartal’la yaşıyor. Ama böyle bir sorun yaşıyorsa bile hatanın çok azını Kartal’da, çoğunu Emenike’de aramak lazım. 27 yaşına gelmek ve hâlâ 13 gibi davranmak, hiç anlaşılır bir şey değil.
Anahtar sayı
2
Bu sezon Webo’nun 90 dakikayı tamamladığı maç sayısı. Kamerunlu yıldız, Süper Lig’de sadece 4 maça 11’de başladı ve sadece ikisinde maçı tamamlayabildi. Forvetlerin hepsinin birden formsuz olduğu böyle bir yılda Webo daha fazla şans bulmalıydı gibi geliyor bana.
22 OCAK PERŞEMBE: BEŞİKTAŞ İLK YARI ANALİZİ
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS