• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 8 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 1 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 27 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 25 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

FB ile GS dost olmak zorunda mı?

FB ile GS dost olmak zorunda mı?
Uğur Meleke
26 Temmuz 2010

Çarşamba günü Borussia Park’ta enteresan bir maç izledik gerçekten… Hakemin işi çığrından çıkardığını düşünenlerden değilim, çünkü Kinhöfer mesleğinde tecrübesiz bir adam değil. 42 yaşında, Bundesliga’nın kıdemlilerinden ve FIFA kokartlı. Üstelik de Kinhöfer, daha önce Kore’ye, Katar’a hatta Arabistan’a bile derbi yönetmesi için davet edilmiş, yani değişik kültürlerde değişik atmosferlerde çok farklı müsabakalar görmüş bir hakem… Belli ki F.Bahçe-G.Saray müsabakasındaki olumsuz hava onu böyle bir otorite kurmaya yöneltti, yarım saatte çaldığı düdük kadar kart çıkarttı cebinden. Sonunda da maçı yarım bırakıp çekip gitti içeriye…
Aslında Kinhöfer, bizim yıllardır aramızda konuştuğumuz bir şehir efsanesini de doğrulamış oldu: Eğer FB-GS derbilerini üst düzey bir yabancı hakem yönetirse olacağı bu maalesef…


Tabii esas mesele M’gladbach’ta başlamadı, bunun bir de evveliyatı var. Alex de Souza, internet sitesinde “FB-GS dostluğu” diye bir şey olmadığını söyleyeyazdı; zaten her iki takım sporcularının (ve yöneticilerinin) uzun zamandır davranışlarıyla açıkça ifade ettiği ama dile getirmediği bir şeydi bu. Sanırım bir sonraki derbiye kadar genç sporculara uzatılan mikrofonlarda şöyle bir soru da seslendirilecek: “Sahi, FB ile GS dost olmak zorundalar mı?”
Sade bir sporsever olarak benim bu soruya cevabım şu: Bugünün kaptanları, yani bir anlamda formalı kanaat önderleri Alex’le Arda, bu konuyla ilgili fikir beyan etmeye yetkin değillerdir. Bu soruyu ancak Can Bartu, Turgay Şeren, Coşkun Özarı ya da Ogün Altıparmak gibi belli bir görmüş-geçirmişliğe sahip sporcular cevaplayabilir.
Neden mi? Kendi gerekçemi ifade etmeye çalışayım…

Günümüz futbolu!
Aslında bu hikâye, bir taraftan “günümüz futbolu” adı altında bir şeyler karalamaya, içinde Ferguson, Aykut Kocaman, Abramoviç filan geçen süslü cümleler kurmaya çalışırken, diğer tarafta bir İtalyan kanalında kutu açan ve ağlaşan insanları görmemle başlamıştı!
Doğrusu ben biraz cahilmişim; yüzde yüz şansa dayalı, piyango bileti almaktan temelde hiçbir farkı olmayan bir oyunun, ancak Türkiye’de ciddi bir yarışma programı gibi saatlerce izleneceğini sanıyordum. Oysa aynı oyunun İtalyan versiyonu “Affari Tuoi”de gördüğüm o sahne; gözleri ağlamaktan şişmiş bir kızcağızın, bugüne kadar hayatta ne zorluklar yaşadığını anlattığı ve telefondaki “doktor”un ona daha büyük bir teklif yaparak geleceğini kurtarmasını beklediği o sahne, çıplak gerçekle yüzleştirdi beni… Birden ne kadar sübjektif bir yazıya başlamak üzere olduğumu, kendi kendimize “günümüz futbolu” içerikli mottolar üretip, onlara sorgusuz sualsiz “tapındığımızı” fark ettirdi bana…

Zira o “günümüz futbolu”, “günümüz müziği”, “günümüz teknolojisi” filan diyerek yere göğe sığdıramadığımız gün, yani bugün; insanların sabahtan akşama kadar yemek yiyip dedikodu yapanları, geceleri de üç kuruş piyango için ağlaşanları izlediği gün değil miydi?
“Bugün”, her perşembe akşamı sokakların 2 saat boyunca boşaldığı ve çok sakin geçen o iki saatin sonunda şehirde en azılı suçların işlenmeye başlandığı gün değil mi? İki ortaokul öğrencisinin, tek mahareti iyi rol kesip milyonlar kazanmak olan bir artiste özenip, birbirini bıçakladığı gün değil mi “bugün”?
Bir teknik adamın bir sporcusundan yalnızca ten rengi nedeniyle üstün olduğunu zannettiği gün de “bugün” değil mi sahi? Bir başkasının, “artistik hareketler” yaptığı gerekçesiyle rakip takım futbolcusunun üstüne yürüyüp dövmeye kalktığı… Atılan golde başkanından teknik adamına, masöründen taraftarına herkesin emeği varken, yenen golde hep “bireysel hata” tarifi yaptığımız gün de “bugün” işte..
Bu sabahtan akşama konuşup bitiremediğimiz futbol adamları (ve futbolcular), yeşil sahadaki 90 dakikanın dışında kalan zamanlarında hangi programları izliyorlar, vakitlerini hangi değerli işlere ayırıyorlar zannediyoruz ki? Bugünün futbolunu ya da bugünün atletizmini, bugünün sosyal hayatından/eğlence anlayışından, hatta açıkça itiraf edelim, bugünün kültürel erozyonundan ayrı değerlendirmek mümkün mü? Korkarım ki, 50 yıl sonra tarih kitapları, 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinden öyle sitayişle filan bahsetmeyecekler.

Yarım kupalar
İşte tam da bu yüzden “bugün” ün yıldızları Arda’nın-Alex’in, ya da FB-GS yöneticilerinin söylediklerini/söyleyeceklerini çok ciddi süzgeçlerden geçirmeden benimseyemiyorum ben. Hatta bu yazıyı da çok ciddiye almamak lazım belli ki… Eğer Doğan Ağbi (Koloğlu) FB ile GS dostluğu diye bir şey yok diyorsa; eğer Can Bartu, Metin Oktay’la formasını değiştirip 20 dakika sarı-kırmızı renklerle oynarken mutsuz olduysa kabulümdür Alex’in söyledikleri… Ama eğer Faruk Ilgaz’la Ali Uras (Bilgin Ağbi sayesinde şahit olduğumuz üzere) dostsa, Can Bartu’yla Metin Oktay dost idiyseler, birbirlerinin formalarıyla oynarken gurur duyduysalar; Borussia Park Stadı’nın kenarındaki o yarım kupaları almaya gönülsüz adamların düşmanlığı beni pek ilgilendirmiyor…

http://www.milliyet.com.tr/fb-ile-gs-dost-olmak-zorunda-mi-/ugur-meleke/spor/yazardetay/26.07.2010/1268318/default.htm

Related Items
Yorumları Görüntüle (6)

Yorum Sayısı : 6

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
26 Temmuz 2010
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Bir yerde çoğalırken öbüründe eksilirsin

    Okan Hoca santrforları çiftledi, oyun değişti. Birçok büyük lig ağustos başında start alıyor ama transfer sezonu bir...

    Uğur Meleke 14 Ağustos 2022
  • Devamı
    Türk futbolunun en kritik 3 ayı

    Türk futbolu için tarihi bir üç aya giriyoruz. Önümüzdeki iki hafta içinde Avrupa’daki tüm temsilcilerimiz play-off turu...

    Uğur Meleke 12 Ağustos 2022
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 10 Ağustos 2022

    Spor Toto Süper Lig’de ilk hafta tamamlanırken Hürriyet yazarları Mehmet Arslan, Uğur Meleke, Güntekin Onay ve Fırat...

    Uğur Meleke 10 Ağustos 2022
  • Devamı
    İdmanların %30’unu duran toplara ayıran takım

    Ümraniye, Rangnick’in tespitini hatırlattı. Cuma gecesi Trabzon önüne klasik bir 1.lig kadrosuyla çıkan İstanbulspor’u Norwich City’ye benzetmiştim....

    Uğur Meleke 9 Ağustos 2022
  • Devamı
    Seferoviç topla buluşunca

    Hücumu organize etti, skoru getirdi. Henüz altı maç oynandı ama Süper Lig’in 65’inci sezonuyla ilgili ilk izlenimlerim...

    Uğur Meleke 8 Ağustos 2022
  • Devamı
    Vodafone Park: 1 Kayserispor: 0

    Maçı futbolcularla birlikte tribünler kazandı. Beşiktaş’ın tüm hazırlık maçlarını ve dünkü müsabakayı izledikten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim:...

    Uğur Meleke 7 Ağustos 2022
  • Devamı
    Norwich İstanbul City

    İstanbulspor bana İngilizleri hatırlattı. Bir İngiliz arkadaşım geçenlerde şöyle bir espri yapmıştı: “Fulham’la Norwich aslında aynı takım....

    Uğur Meleke 6 Ağustos 2022
  • Devamı
    Jesus-Ball’un prömiyerini izledik

    Slovacko sadece yaş ortalamasının yüksekliğine bakılarak hafife alınabilecek bir takım değil. Evet dün ilk 11’de 30 üstü...

    Uğur Meleke 5 Ağustos 2022

Copyright © 1999 Meleke.com

Şu fikstür meselesi
Berber timi!