• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 20 Nisan 2021
    • Avrupa Süper Ligi yorumu, beIN Sports, 19 Nisan 2021
    • beIN Manşet, 15 Nisan 2021
    • beIN Manşet, 13 Nisan 2021
    • beIN Manşet, 12 Nisan 2021
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Euro 2016'ya gideriz

Euro 2016'ya gideriz
Uğur Meleke
Uğur Meleke
18 Ekim 2012

Önceki gece televizyon başında Macaristan’ın üçüncü golünü izlerken yüzümün kızardığını, içimin sıkıldığını, kalbimin fena halde kırık olduğunu hissettim. Böyle bir duyguyu en son çeyrek asır önce şerefli mağlubiyetler döneminde yaşamıştım sanırım… Artık kabul edelim, Salı gecesi Türk futbolunda bir çağ değişikliği yaşadık, 80’lerdeki “yenildik ama ezilmedik” devrine geri döndük ve net olarak dibe vurduk…

Hedefimiz liderlik değildi
Aslında bu netice sürpriz değildi, Abdullah Hoca hazırlık maçlarında yeni nesil yıldız adaylarımızı küstürüp takımı Emre’lerin Hamit’lerin etrafına kurduğunda filmin sonunu hissetmeye başlamıştık. Ekim’de Estonya’nın üstünde averajla dördüncü durumdaki Abdullah Avcı’nın Eylül’de hedefinin liderlik olması ne garip değil mi? Oysa biz tarihimizde hiçbir grubu lider bitirmedik ki! Avcı’yı da milli takımın başına bizi grup lideri yapması için getirmedik. Ulusal takımımız son 5 büyük turnuvanın yalnızca birine gitmişti, bizi 2008 yarı finaline taşıyan neslimiz artık kaybetmeye alışmıştı. Bir süredir Emre’yi, Hamit’i, Volkan’ı galibiyet sevinci yaşarken değil, peş peşe hayal kırıklıkları sonrası felsefi açıklamalar yaparken izliyorduk. Avcı’dan da beklentimiz bu jenerasyona yavaş yavaş teşekkür edip planlarını yeni nesil üstüne kurması, sorumluluğu Selçuklara, Gökhanlara, Nurilere, Onurlara vermesiydi.

Zaten milli takımdan beklentimiz grup liderliği olsaydı göreve yarışma alışkanlığı olan, bu stresleri yaşamış ve atlatmış bir hoca getirirdik. İBB’deki en büyük başarısı altıncılık olan, iç sahada en fazla 200 kişinin önünde oynamaya alışmış bir hocanın ulusal takımın başına getirilme nedeni yarışmacı değil, eğitimci yönü idi…

Avcı’ya yardımcı atanmalı
Aslında dün karşılaştığımız Macarlar’ın da amacı aynıydı: 2009 Dünya Gençler Şampiyonası’nda üçüncü oldular, o ekibin hocası Egervari’yi A milli takımın hocası yaptılar. Aynen bizim 2005’te U17 Avrupa Şampiyonu olmuş hocamız Avcı’yı başa getirmemiz gibi. Egervari bu nesil değişikliğini gerçekleştirdi, o takımdan Koman, Nemeth, Gulacsi, Korcsmar gibi adamları üstyapıya taşıdı. Üstelik önceki gün Budapeşte’de tam 10 tane 25 yaş altı futbolcuyu da sahaya çıkarmayı başardı.

Avcı’nın gençleştirdiğini iddia ettiği takımıysa, ilk rakibimiz Hollanda’dan yaşlıydı. Romanya karşısına da 26,5 yaş ortalamalı bir takımla çıkmıştık… Romanya önünde Volkan bir talihsizlik yaşayıp sakatlansa arkasında Trabzon’da direkt oynayan Onur değil, takımlarında yedek bekleyen iki kaleci vardı. Macaristan maçı öncesi Gökhan sakatlandı, kadroya ona alternatif bir sağ bek alınmadığı o sırada fark edildi!

Belli ki Avcı’nın kafası karışık. Belli ki (aynen Avcı gibi hiçbir üst düzey teknik direktörlük tecrübesi olmayan) teknik ekibi de ondan farklı düşünmüyorlar. Öyleyse bu ekibe yarışma tecrübesi olan, antitez üretebilecek bir yardımcı eklenmeli. Avcı’dan farklı fikirler üretecek, onunla Onur konusunda, Selçuk konusunda, Emre konusunda çarpışacak biri. Beyin fırtınası yapabilecek biri. Benim önerim Tolunay Kafkas… TFF’nin veya Avcı’nın daha iyi bir fikri varsa, o da olabilir tabii ki…

Hamit-Emre gibilere teşekkür edilmeli
2014 trenini büyük ölçüde kaçırdık. Artık hesaplarımızı Euro 2016’ya göre yapmak durumundayız. Fransa 2016’da Emre 36, Volkan 35, Hamit, Egemen 34, Umut ve Hakan 33 olacakları için büyük ihtimalle onlardan faydalanamayacağız. Öyleyse direksiyonu bugünden 2016’ya çevirmeli; bize 2008 gururunu yaşatan bu altın neslimize layıkıyla teşekkür edip, sorumluluk sıradaki jenerasyona verilmeli. Yeni milli takım 85’li Gökhan, Selçuk, Burak, Olcan, 86’lı Mehmet Topal, 87’li Arda, 88’li Onur ve Nuri, 89’lu Ömer, Sercan, 90’lı Serdar Aziz, 91’li Semih ve Soner gibilerin etrafında kurulmalı.

Euro 2016 planına başlanmalı
Brezilya 2014 için hâlâ şansımız olduğunu düşünenlerden değilim, ama Euro 2016’ya gideceğimize yüzde yüz inanıyorum.
Belli ki bu grupta herkes Estonya-Andorra’yı yenecek; Hollanda da geri kalan tüm takımları mağlup edecek. İkinciliğin kaderi Türkiye-Romanya-Macaristan arasında oynanacak 6 maçta belli olacak ve biz bu mini lige 2’de 0 çekerek başladık. Şimdi Romanya’yla Macaristan her iki maçta birbirleriyle berabere kalırlarsa, Estonya onlara çelme takarsa, Hollanda son maçta Türkiye’ye garantilemiş olarak gelirse, İngiltere ağlarsa, Fransa gülerse gibi hesaplar yapıyoruz ama iş ister istemez bir Yiğit Özgür karikatürüne dönüyor!

Euro 2016’ya ise elemelerde yarışacak 52 Avrupa ülkesinden tam 23 tanesi bilet alacağı için büyük bir ihtimalle gideceğimizi düşünüyorum. Hele önümüzdeki 6 eleme maçını, Euro 2016 için 6 ciddi hazırlık müsabakası olarak görüp planlarımızı ona göre kurarsak Fransa’da tablonun daha da parlak olacağına inananlardanım.

Son söz
2010’a gidemedik. 2012’ye gidemedik. 2014’e de gidemezsek dünya başımıza yıkılmaz. Maçlar kaybedilebilir, bu ne ilk Macar mağlubiyetimizdi, ne de son olacak. Hatta ve hatta Andorra’ya da, Estonya’ya da yenilsek bunu dünyanın sonu olarak görmeyiz; yeter ki ortada somut bir plan, net bir proje olsun. Ne hedeflediğimizi, ne yapmak istediğimizi bilelim; 4 maçta 9 değil 99 puan da kaybetsek üzülmeyiz; geleceğe umutla bakarız.

Nesil değişikliğini Belçika yaptı, Macaristan yaptı, Hollanda yaptı. Biz de yapabiliriz…

Related Items
Yorumları Görüntüle (9)

Yorum Sayısı : 9

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
18 Ekim 2012
Uğur Meleke
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Bu filmin sonu ‘UEFA Avrupa Süper Ligi’ olabilir

    Avrupa Süper Ligi’yle ilgili global spor kamuoyunda oluşan duygusal reaksiyonu çok iyi anlıyorum. O hisleri paylaşıyorum da...

    Uğur Meleke 20 Nisan 2021
  • Devamı
    İstikamet doğru ama bazı rötuşlar yapmak lazım

    Muhtemelen sezon sonuna kadar bu anlayışla oynayacak Fenerbahçe’de bazı değişiklikler şart. 12 Nisan saat 19:00’da Fenerbahçe bir...

    Uğur Meleke 19 Nisan 2021
  • Devamı
    Gösterişli futbol bekledik ama Türk tipi faul şöleni izledik

    Maalesef bu ülkede oyun akmıyor. Akamıyor. İsyanım Trabzon-Hatay maçına özgü değil. Süper Lig’in bütünü böyle. Hatayspor ligin...

    Uğur Meleke 18 Nisan 2021
  • Devamı
    Beşiktaş 60. dakikada adeta kontak kapattı

    Karaman, son yarım saatte ileri 4’lünün yerini sürekli değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozdu. Futbolda özgüven önemli bir...

    Uğur Meleke 17 Nisan 2021
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 14 Nisan 2021

    Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Güntekin Onay ve Uğur Meleke, futbol gündemindeki konuları masaya yatırdı. SORU 1- Emre...

    Uğur Meleke 14 Nisan 2021
  • Devamı
    Fenerbahçe 2-8-0 oynadı

    Sarı lacivertliler en doğru dizilişle sahaya çıktı. Fenerbahçe’nin bu sezonki kadro mühendisliğinin biraz sıkıntılı olduğunu bu sütunda...

    Uğur Meleke 13 Nisan 2021
  • Devamı
    F.Bahçe ve G.Saray’dan bir farkı var

    Beşiktaşlı futbolcular işler kötü gittiğinde bile sakinliklerini korumayı başarıyor. Zaman zaman şöyle eleştiriler geliyordu okuyuculardan/izleyicilerden: Beşiktaş, Fenerbahçe’den...

    Uğur Meleke 12 Nisan 2021
  • Devamı
    180 dakikada akan oyun golü yok

    Emre Belözoğlu, teknik direktörlükte 180 dakikayı doldurdu. İki maçta kazandığı 4 puan, duran toptan atılan 2 gol...

    Uğur Meleke 9 Nisan 2021

Copyright © 1999 Meleke.com

Hüsran
Terim'in adaleti