Bu maçı Trabzon kazanmasaydı da sadece Broos’un tercihlerine bakarak bordo-mavililerin iyi yolda olduğunu söylemek mümkündü: Öncelikle Broos, Amerika’yı yeniden keşfetme yanlışına düşmemiş, Yanal’ın bir buçuk sezonluk kazanımlarına saygı duymuş, hazır yapının üstüne birkaç kiremit ekleme akılcılığına başvurmuş. Takım Yanal döneminde olduğu gibi 4-3-3 oynuyor, geçen yıl sıfırdan kurulan savunma bloğuna hiç dokunulmamış. Orta üçlüde Hüseyin’in yeri daha efektif bir Tjikuzu ile sağlamlaşırken, belki de ligin şu anda en iyi şut atan yerlisi Ceyhun’un da dakika alması sağlanmış…
Bordo-mavililerde tek sorun hücumda yaşanabilir gibi gözüküyor, geçen sezon sol açıkta mutsuz olan Umut, bu yıl da Gökhan dönünce kulübede kalacağından dolayı huzursuz gibi. Umut’un huzursuzluğu vücut dilinden de anlaşılıyor, 2’nci dakikada Engin’e, 45’te Alanzinho’ya gösterdiği abartılı tepkiler hiç şık durmadı. Trabzon’un Gökhan’ın eksikliğini telafi yeteneğinin Sivas’ta Mehmet Yıldız için olduğunu söylemek zor. Ersen Martin’in Mehmet Yıldız’a anatomik benzerliği, Sivas’ın geçen yılki oyun anlayışını sürdürmesine yetmiyor. Üstelik bu kez maça hızlı başlayıp rakibi abandone şansı da bulamadılar, belli ki Sivas’ı iyi analiz eden Broos ilk 15 dakikada çok agresif oynatarak Uygun’un önemli kartını kullanmasına imkan vermedi.
Ama Sivas’ın esas problemi, bu sezona başlarken izlediği transfer politikası… Birinci garabet; Diallo, Sylla, Tum ve Balili’yi kendi rızasıyla gönderen Bülent Uygun’un ilk 11’inde yeni bir yabancı yok, iki transfer Agbetu ve Mbemba ancak kulübeye girebilmişler!
İkinci garabet de, 2008’in PAF ligi şampiyonu Sivasspor, ilk 18’ine koyacak bir altyapı oyuncusu bulamıyor. Geçen sezon Ümit Çalışkan göstermelik olarak 18’e giriyordu, bu yıl da belli ki bu görev 92 doğumlu Oktay Ayaz’a verilmiş. Yani iki sezondur Sivasspor aslında maçlara 18 kişiyle değil 17 kişiyle çıkıyor! Sivas’ın problemleri, bu maçta kaybedilen 3 puandan ibaret değil gibi…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS