Türkiye’de son 5 yıl içinde 3 hakem başından yaralandı. Tarık Ongun’a kafasına dikiş attırılarak maç yönettirildi. Bir hakem sahaya giren onlarca seyirci tarafından linç edilmek istendi. 43 taraftar stadyuma bıçak sokmak isterken yakalandı. 42’si aynı gün salıverildi.
Bir antrenör saha içinde bıçaklandı. Ameliyat sonrası hasta yatağından canlı yayına bağlanıp hesap verdi.
Önce Diyarbakırlı futbolcular, sonra siyahi konuklarımız ırkçı tacize maruz kaldılar.
Tribünde kafasına viski bardağı isabet eden 10 yaşındaki Batuhan ağır yaralandı.
19 yaşında gencecik bir vatandaşımız bıçaklanarak hayatını kaybetti.
Daha geçtiğimiz aylar içinde Fernandes’e saha içinde bir saldırı gerçekleşti. Burak’ın yüzü yaralandı…
Ülke olarak saha içi oyun performansımız tartışılır ama şiddette hızla liderliğe tırmanıyoruz. Ve bu duruma birilerinin acilen dur demesi gerekiyor.
Şiddeti durdurmanın yollarından biri, şiddete neden olanı, masum vatandaştan ayırabilmek. Bunun da en etkili metodu, kameralarla sporsevmezleri sporseverlerden ayrıştırmak. Ve oturduğu koltuk bilgisi sayesinde o sporsevmezi tespit edip cezalandırmak. E-bilet uygulaması, bu yolda atılmış doğru bir adım. Ama detaylarda ciddi sıkıntılar olduğu da ortada.
1)Fişleme iddiası doğru mu?
Öncelikle bu e-bilete “bilgi toplama” veya “fişleme” itirazının yapılması bence hakkaniyetli değil. Zira verilen bilgiler bir banka hesabı açma prosedürüne paralel. Üstelik de Arsenal gibi Chelsea gibi kulüplerin de statlarının yüzde 85’i-90’ı kombine kartlıdır ve o tribünlerin de neredeyse tamamı fişlenir(!) Yani bir banka hesabı açarken nasıl birtakım bilgileri vermek zorunda isek, Digiturk’e-Vodafone’a-Türk Telekom’a nasıl bazı enformasyonu sağlamadan hesap açamıyorsak, bunda da bu bilgilerin paylaşılması normal.
2)Banka metodu doğru mu?
Bu passolig kartına sahip olmak için her sporseverin tek bir bankaya yönlendirilmesi detayı ise bence sakat. Zira sporda şiddete karşı atılan bu adım, bir sosyal sorumluluk projesi olarak görülmeli, sporsever için en kolay metot ne ise o benimsenmeliydi. Mesela TFF, isteyen her banka ile e-bilet ortaklığına gidebilirdi. Eğer bütün bankalar bu işe girerse, zaten hemen herkes bir sebeple banka müşterisi olduğu için kartı edinmek çok daha kolaylaşabilirdi.
İlgililerin bu konuda “ihale açtık, sadece AktifBank katıldı” savunması bence kabul edilebilir değil. Böyle büyük bir sorumluluk, üstünde daha fazla düşünülerek hayata geçirilmeliydi.
3)Peki ya banka müşterisi değilsem?
E-bilet uygulamasının bankalar üstünden yürütülmesine bütünüyle karşı olanlarsa bence haksız. Çünkü bir sporsever hiç bir bankanın müşterisi değilse, onu banka müşterisi olmaya teşvik etmek zaten kötü bir şey değil. Hatta kayıtdışına karşı da atılmış doğru bir adım.
4)Fiyatın 25 Lira olması normal mi?
Meselenin en problemli parçalarından biri de bu: Fiyat… Böyle bir proje, mümkün olan en ekonomik yolla sporsevere açılmalıydı bence. Kulüplerin şiddete karşı atılmış böyle bir adımdan bile para kazanmaya kalkması, 15 liralık fiyatı beğenmeyip 25 lira istemesi bence ülke güvenliğine yapılmış bir sabotajdır. Eğer e-bilet, bütün bankalar üstünden yürütülen bir proje olsa ve fiyatı da 5 Lira seviyelerinde tutulsa, kamuoyunun da bu uygulamayı benimsemesi çok daha kolay olurdu.
Kartı, yalnızca tek bir kulübün maçları için alabiliyor olmanız zaten bir başka felaket… Onun da ivedilikle değiştirileceğine inanıyorum.
Sonuç olarak, e-bileti tüm kalbimle destekliyorum; ama bu passolig’i ben de içime sindiremedim. TFF’nin önünde 4 aylık ciddi bir zaman varken, yeni sezona daha hazır ve âdil bir e-bilet uygulamasıyla girmesi gerekir bence…
++++++++++++++++++
Geçmiş olsun Fernandes
Tabii sporda şiddete neden olanları kusursuz bir şekilde stattan ayıklamak yetmiyor, bir de onları layıkıyla cezalandırmak gerekiyor. Ve maalesef o işte de felaket bir durumdayız.
Fernandes’e saha içinde uçan tekme ile saldıran adam, BJK-FB maçında tekrar tribünde. Ve sıkı durun, bu teröriste sadece 50 günlük idari para cezası kesilmiş. Siz Fernandes’in yerinde olsanız, çalıştığınız bu ülkenin hukukuna en ufak itimadınız kalır mı?
Burak Yılmaz’ın suratını çakı ile yaralayan terörist de 1 yıl spor sahalarından men edilmişti hatırlarsınız. Pes. Vallahi pes. Burak’ı sokakta çakı ile yaralasanız, ilgili hakkında kamu davası açılabilir. Sahada yaralayınca maçları 1 yıl evden izlemekle ödüllendiriliyor!
Geçmiş olsun Fernandes. Geçmiş olsun Burak. Size iki terörist saldırdı, yetmedi, birer tekme de devletten yediniz. Büyük geçmiş olsun gerçekten…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS