
Sadece 14 gün önce iki takımın da bu maça yüksek moralle ve puan kaybetme lüksüyle geleceğini zannediyorduk: Öyle ya, 8 Mart’ta Fenerbahçe tarihi derbide Galatasaray’ı geçmiş, seriyi 16 yıla çıkarmış; Avrupa’da işleri harika giden Beşiktaş da Sivas’ta kazanıp ligde zirveye yapışmıştı. İki hafta sonraysa tablo beklenmedik bir şekilde baş aşağı: Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş, sezonun en yıpratıcı mağlubiyetlerinden birer tane aldılar geçen hafta içinde. Ve derbiye, 14 gün önce sanılanın aksine daha düşük tahammülle giriyorlar.
Derbide düşük tahammül demek, sinir testi demek, sükunet testi demek… Oyuncuların ayaklarında ikişer kiloluk kum torbalarıyla sahaya çıkmaları demek. Ağırlıkları farklı olmak üzere ayağına kum torbası bağlı en az 5-6 adam olacak derbide: Birer aydır suskun olan Emenike ve Sow… İki hafta önce harikalar yaratıp Gençlerbirliği maçını elleriyle veren Volkan… Sakatlık öncesi topladığı övgüleri Brugge maçında kaybetmeye yüz tutan Tolga… Baskı altında ayakları dolaşan Pektemek. Hafta içini kötü geçiren Necip… İki antrenör için de oyuncu seçiminin çok zorlu olacağı bir akşam bu. Ve eğer ben Biliç’le Kartal’ın yerinde olsam doğrusu bugünlük duygusal olmamayı tercih ederdim. Hisleri bir günlüğüne rafa kaldırmayı. Sezonun bitimine hâlâ 8 hafta olduğunu unutmadan bugün ayakları dolaşmayacak adamlarla başlamayı…
Gökhan Töre’nin aşırı övgülerle dönüştüğü kimlik ortada: Brugge maçında topları daha 30’uncu metrelerde aldı. Messi’nin-Ronaldo’nun takınmadığı bir tavırla durdu, baktı. Topu bir-iki dürttü ve manasız şişirdi ileriye! Eğer Biliç, bu maç öncesi Gökhan’a Messi olmadığını hatırlatmazsa, gurbetçi oyuncu “top benim, istemezsem hiçbirinize vermem” tavrını sürdürürse Beşiktaş sezonun büyük darbelerinden birini alır Kadıköy’de. Ersan’la sağ stoper, Necip’le sol stoper oynayan Franco’nun değişimi ortada. Biliç’in savunmada bir kez daha Necip-Franco lüksü alma şansı yok. Necip’e hepimiz çok saygı duyuyoruz ama bir öpücük yeterli! Bence abartmaya, her maç 11’de oynayacak mecburiyeti hissetmeye lüzum yok.
Biliç’in Necip’e öpücükle ifade ettiği sevginin bir benzerini de Kartal, Emenike’ye her maç forma vererek gösteriyor. Kimse Kartal’a Emenike’yi çöpe atmasını söylemiyor, sadece formsuzsa onun da herkes gibi kulübede oturabileceğini unutmamalı. Dünya üstünde kazanılma ihtiyacı, küsme ihtimali olan tek canlı Emenike’ymiş gibi davranmaya gerek yok bence. Diego’nun küsme ihtimaline karşılık formda Meireles’i kesmek de bir başka aşırı duygusal hareket olur. Bence bu müsabaka, her iki hoca için de öpücük, baba şefkati, duygusallık maçı değil. Bu maç, sakin kalma maçı. Bu maç, ciddiyet maçı. Bu maç, olgunluk maçı.
Bence kazanan da sakin kalan olacak zaten. Duygusal olan kaybedecek bugün.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS