• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 8 Haziran 2023
    • beIN Manşet, 31 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 22 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 16 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 25 Nisan 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Dünyanın en ucuz futbolcusu: Cristiano Ronaldo

Dünyanın en ucuz futbolcusu: Cristiano Ronaldo
Uğur Meleke
12 Temmuz 2009

“Biz Altın Top kazanan sporcular yetiştiririz, başkalarıysa onlar için para öder” demişti geçenlerde Barcelona başkanı Laporta… Barcelona’nın yıldız oyuncu üretimine sonsuz saygı duymakla birlikte, Real Madrid’in Ronaldo/Kaka gibi transferler için büyük paralar harcama yönteminden de alaycı bir üslupla söz etmek kolay değil sanki… Hatta Real Madrid’in bu transferler için tam anlamıyla “büyük paralar harcadığını” söylemek bile iddialı olur.

Evet Barcelona’nın, Manchester United’ın son dönemde sportif başarıları Real Madrid’in çok üstünde… Ama onların aldığı bu iyi neticeler bile, Real Madrid’in 4 yıldır üst üste Deloitte Futbol Para Ligi’nde tepede olmasına engel olamıyor. Madrid ekibi, 2008 sonu itibariyle yıllık gelirlerini 366 milyon euroya (yani en yakın rakibinin 41 milyon fazlasına) ulaştırmış durumda… Bu rakam, Madrid ekibinin 5 senede 3 Ş.Ligi şampiyonluğu kazandığı 2002 döneminin yaklaşık iki katı… 2008’deki yüzde 4’lük gelir artışı, söz konusu dönemin en büyük sıçraması… Yani Real’in, Barcelona’nın, Manchester’ın sportif başarılarıyla gelirleri tam anlamıyla paralel hareket ediyor demek mümkün değil…
* * *
Real Madrid’in sahada kaybederken, kasada kazanmak için kullandığı yöntemler içinde tabii ki yadsınamayacak “marka değeri” avantajı ilk sırada… Futbolun en güçlü markasına sahipler, hatta “sporun en kuvvetlisi” yarışmasında da favoriler arasındalar. Bu da onlara para ile birlikte prestijli şirketlerle çalışma lüksünü de getiriyor. Kulübün sponsorları arasında Adidas, Bwin, Coca-Cola ve Audi gibi dünya devlerinin olması tesadüf değil… (Sadece Adidas’tan 2007 yılında yapılan anlaşmayla kazanılan imaj hakları geliri 762 milyon euro)

Lokal avantajlar
Evet, lokal avantajları da var, kulübün sahibinin (Avrupa’daki birçok büyük kulübün aksine) binlerce Real Madrid taraftarı olması, yönetim kuruluna hareket kabiliyeti kazandırıyor. Kulübün sahibi taraftarlar, stada da gelmeyi ihmal etmiyorlar: Avrupa’nın en büyük üçüncü stadyumuna sahip Real Madrid’in yıllık maç günü gelirleri 101 milyon euro düzeyinde. 80 bin 354 koltuklu Bernabeu, tüm sezonu tam kapasiteyle geçiriyor.
Yayın sözleşmelerinde de yerel avantajları var: 1997’den beri tv haklarını bireysel olarak pazarlayabiliyorlar. Mediapro’nun 7 yıl için Real Madrid’e ödediği 1,1 milyar euro, olağan üstü bir rakam… Madrid ekibinin televizyondan kazandığı yıllık yaklaşık 157 milyon euro, Manchester United’ın neredeyse iki katı…
İspanya’da mücadele ediyor olmalarının bir diğer artısı da, yabancı oyunculara ilk 5 yıl için tanınan yüzde 23-25 civarındaki vergi oranı… Bu oran, rakip liglerde yüzde 40’larda seyrediyor.

Global tavır
Tabii bütün bu ön avantajların yanı sıra, Real Madrid’i rakiplerinin bir adım önüne çıkartan bir global pazarlama dehası olduğunu da belirtmek gerek. 2003’te Beckham transferiyle markalarını Doğu Asya ve Hint pazarına açtılar. Nigel Currie’nin deyimiyle, transferde sadece en iyi oyuncuları değil, en pazarlanabilir oyuncuları da takımlarına katma yöntemini benimsediler. Oradaki sporseverlerin kulüplerden çok yıldız oyunculara rağbet gösterdiğini öngördüler ve önümüzdeki 3-5 yıl içinde çok büyük rakamlara ulaşması beklenen “okyanus ötesi televizyon gelirleri” konusunda da öncü adımlar attılar.

Post-Beckham dönemi
Deloitte’ın övgülerle dolu “Real Madrid 2008” değerlendirmesinin son cümleleriyse enteresan: “Evet, Real Madrid’i muhtemelen gelecek yıl da bu listenin tepesinde göreceğiz. Ama Beckham sonrası dönemi nasıl idare edeceklerini de çok merak ediyoruz” Galiba, Perez’in Ronaldo transferi de, Deloitte raporundaki “Post-Beckham” sorusuna bir cevap niteliğinde… Dünyanın en “pazarlanabilir” oyuncusunu Madrid’e getirdiler; üstelik 75 bin kişilik Maradona-Napoli buluşmasını kıskandıran bir kalabalığın Ronaldo’ya hoş geldin demek için Bernabeu’ya gelmesine bakılırsa, hiç de fena bir oyuncu transfer etmediler!

Evet Ronaldo Madrid’e bedavaya gelmedi, yıllık 13 milyon euro gibi olağan üstü bir para alacak, ama şaşırtıcı olan şu: “Belki de o kadar parayı da Real Madrid’e verecek!” … Çünkü sözleşmeye göre Ronaldo’nun bugünden sonra yapacağı bütün reklam/sponsorluk anlaşmalarının yarısı Real’in kasasına girecek. Bu adamın 2009 yılı imaj gelirlerinin 25 milyon euroyu bulabileceği söyleniyor. Nike ve Banco Espiritu gibi firmalarla imzaladığı geçmiş sözleşmelerin parası hâlâ tamamen Ronaldo’nun. Ama bundan sonra kazanacaklarının da 13 milyon euronun altında olacağını kimse iddia edemiyor. Bir futbolcuya yıllık 13 milyon euro vereceksiniz. Onun da size o civarda bir parayı geri verme potansiyeli var. Herhalde dünyada bundan ucuz bir oyuncu yoktur! Üstelik de sizi Mayıs’ta Madrid’de oynanacak Şampiyonlar Ligi finaline de çıkarabilecek bir oyuncu bu… Belki Xavi’yi yetiştiremediler, ama Laporta kusura bakmasın, Ronaldo’yu almak da hiç küçümsenecek bir iş değil doğrusu…

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&KategoriID=6&ArticleID=1116686&AuthorID=112&a=Ugur Meleke&b=Dunyanin%20en%20ucuz%20futbolcusu:%20%20Cristiano%20Ronaldo&ver=95

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
12 Temmuz 2009
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Edin Dzeko, 4-4-2’de daha faydalı olacaktır

    Arda Güler, yeryüzünde 6 bin 688 gün geçirmiş. Dzeko ise 13 bin 612 günlük. Yani Dzeko, Arda’nın...

    Uğur Meleke 23 Haziran 2023
  • Devamı
    Hatalardan dönülünce galibiyet geldi

    Umut Nayir ve Arda Güler’in girişi sonrası canlandık, atak sürekliliği sağladık. Cuma akşamı FİFA sıralamasının 132’ncisi Letonya’ya...

    Uğur Meleke 20 Haziran 2023
  • Devamı
    Çok acı çekerek kazandık

    Letonya’da galip geldik ama çıkarmamız gereken dersler var. 1996 ve 2008’de Avrupa Şampiyonası’na katılmamız başarı idi. Euro...

    Uğur Meleke 17 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Teknik adam takımlarının zaferi

    Üç İstanbul büyüğünün 2,1 puan ortalamasının üstüne çıktığı, 10 takımın 43 barajını aşamadığı, orta sınıfın çok zayıf...

    Uğur Meleke 16 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Beşiktaş rehabilitasyon ve mutluluk merkezi

    Şenol Güneş takımı eski alışkanlıklardan kurtardı, dominant Beşiktaş geri döndü. Geldiği günden itibaren herkese dokundu, Aboubakar’a, Cenk’e,...

    Uğur Meleke 15 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Jorge Jesus tüm kontrolü 82 günde kaybetti

    Dünya Kupası öncesi herkese eşit davranan Jesus, Katar sonrası bambaşka bir karakter olarak döndü Türkiye’ye. 24 Aralık sabahına...

    Uğur Meleke 14 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / O topuk pasına şampiyonluk yakışırdı

    Sarı kırmızılı takımın geçen 1 sezondan en büyük farkı orta sahadaki kalite artışı. 12 Kasım Cumartesi akşamı Galatasaray...

    Uğur Meleke 13 Haziran 2023
  • Devamı
    14 sene sonra 4 takım kâbusu

    Avrupa’da 4 ekibimiz mücadele edecek. Türk takımları, bu sezon Avrupa kupalarında saygıdeğer performanslar gösterdiler. Dört takımımız birden...

    Uğur Meleke 12 Haziran 2023

Copyright © 1999 Meleke.com

Sabri, Federer'le Roddick'i izleseydi
Trabzon-Fenerbahçe-Sivas dehlizi