3-4 ay önceydi, Muhammed’in maç görüntüleri internet sitelerini süslüyor, herkes 12 yaşındaki bu dahi çocuğu konuşuyordu… Yasin (Beşiktaş’ın eski üçüncü kalecisi olan), Muhammed’i Arsenal altyapısına göndermek gerektiğini sokmuştu kafama.. Genç milli takımlarda hep Emre’yle beraber oynamıştı ve 12-13 yaşlarında İngiltere’ye gidip gereken altyapı eğitimini alsaydı, onun dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından biri olabileceğini düşünüyordu…
Esasında “uzay çağının takımı” olduğunu düşündüğüm Arsenal’in kadrosuna bakıp, “Muhammed keşke şimdi oralarda olsa” diye içgeçirmiyor değildim, ama çarşamba gecesi Barcelona-Getafe maçını izlerken başka bir tablo oluştu zihnimde. Messi’nin (herkesin Maradona’nın golüne benzettiği ama o golün en az bir buçuk kat hızlandırılmış versiyonu olan) şaheseri, herhangi bir Arsenal maçında, hatta herhangi bir Premier Lig maçında kolay kolay görebileceğimiz türden bir iş değildi. O, başka bir şeydi…
Bu gol okulda yok
İngiltere, (Caner Eler’in araştırmasına göre) yılda tam 40 milyon paund harcıyor futbol okullarına. En büyük yatırımı ise 2,5 milyonla Arsenal yapıyor. Wenger, dünyanın her yerindeki futbolcu ajanlarına dikkatle izlettiği gençleri Arsenal Akademisi’ne topluyor ve 20’lerine gelmeden A takımda şans veriyor. Liverpool ve Chelsea de kaliteli filizi yakalamak için 13-14’lü yaşlara kadar inmiş durumda… Akademilerde büyük bir disiplin içinde eğitilen binlerce gençten birer Gerrard veya Lampard olmaları isteniyor. Her fırsatta ayağa tek top yapan, hiçbir pozisyonda aşırıya kaçmayan, 90 dakikada 13-14 kilometre koşan, sağlam fizikli, mücadeleci oyuncular… Arada fiziği zayıf olanlar (veya bireysel yeteneklerini ısrarla göstermek isteyenler) varsa eleniyor tabii… Çünkü altyapı hocaları genelde işsiz kalmış eski futbolculardan seçiliyor ve neredeyse hepsinin hedefi gençlerden şampiyonluk kupası çıkarıp A takımlara terfi etmek… Tabii hedef bu olunca da Premier Lig’e (ve aslında Süper Lig’e de) gelen sonuçların her biri makineden çıkmışçasına iri fizikli, düz, standart, sistem oyuncuları oluyor…
Yani deyim yerindeyse bu okullardan Agassi çıkmıyor, Federer çıkıyor… T-Mac gösteremiyor yeteneklerini, çünkü hocalar herkesten Tim Duncan olmalarını istiyor… Dolayısıyla da buradan pek Messi yetişmiyor, olsa olsa Walcott veya en iyi ihtimalle Fabregas çıkıyor…
Gerçi Muhammet’le ilgilenen Barça idi, ve (Fabregas değil) Messi olabilmek için gidilebilecek en iyi okullardan biriydi orası… Ama varsın olmasın, Muhammed sokakta oynamaya devam etsin. Kurallarla çok erken tanışmasın, yeteneklerini taştan yapılmış kalelere karşı keşfetme ve uygulama alanı bulsun. Emre gibi Newcastle’ın konservatif oyunuyla boğuşmasın, onun yerine 18-19 yaşında İspanya’ya gidip Nihat gibi yıldız tanımına girme şansı arasın. Çünkü bu okullardan Messi çıkmıyor, Getafe’ye attığı o gol okullarda öğretilmiyor…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS