Fenerbahçe-Trabzonspor maçının devre arasında (misafir takım taraftarı olduğu tahmin edilen) gazeteci arkadaşımız, Alex’in golünü kastederek, “Taçtan gol yenir mi yahu?” diye söyleniyordu etrafındaki bizlere… Yahu, yeniyor işte… Taçtan da yeniyor, kornerden de yeniyor, penaltıdan da… Bir biçimde bir atıştan geliyor top kaleye… Barcelona da yiyor bunu, Chelsea de, Trabzonspor da… Bu ülkede bir klişe yayılmaya görsün, böyle yıllarca yerleşiyor işte dilimize…
Bu maç sırasında duyduğum bir başka klişe de “penaltı gibi penaltı değil” sözü oldu. Bizim bildiğimiz ceza sahası dışında “faul” düdüğü çalınan her harekete, ceza sahası sınırlarında olduğunda “penaltı” kararı veriliyor. Ben şimdiye kadar hiç, orta sahada bir pozisyona, “faul gibi faul değil” diyeni duymadım… Ama bu aralar sıkça duyuyoruz bu “penaltı gibi penaltı değil” lafını… Geçenlerde Portekizli bir arkadaşımla izliyorduk bir maçı, tam ben de diyecektim “penaltı gibi penaltı değil” diye… Diyemedim. Ben, İngilizce’ye çeviremedim sanırım. Yoksa mutlaka onlar da kullanıyorlardır bu sözü değil mi?
Bir müsabakada 2 kırmızı, 9 sarı kart varsa “süper bir maç” diyor mesela spikerler! Gol yok, doğru düzgün pozisyon yok, iki bacak-bir kol kırılmış, futbolcular birbirine girmiş, ama “süper bir maç!”… Bu da toplumsal şiddet meylimizden midir nedir, anlayamıyorum…
“Yenemiyorsan yenilmeyeceksin” var bir de… Bu mantığı güdüp 34 beraberlik alan bir takım küme düşer mesela! İşin düşündürücü tarafı, bu sözü artık neredeyse her hafta maç sonraları bir-iki futbolcunun ağzından duyuyoruz… Eski-yeni bütün sporcular duştan çıkıp aynı sözleri söylüyorlar maalesef. Keşke biraz düşünseler, keşke biraz farklı laflar etseler, sahada ne yaşadılar, ne gördüler bize onu aktarsalar… Dilleri biraz gelişse… Dünyaları da gelişecek bu yolla… Zira “Dilimizin sınırları, dünyamızın sınırları demek” değil miydi? (Wittgenstein)
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS