Süper Lig’de ilk yarıda birkaç küçük Barcelona vardı: Trabzon gibi, Kayseri gibi, iç sahadaki Karabük gibi, hatta Uygun’lu Eskişehir gibi… İkinci devreyle birlikte Spor Toto Süper Lig’deki Barcelona etkisi azaldı; belki sona yaklaşıldığı, belki Mourinho’nun 4-5 pasla gole gidebildiği düşünce tarzı daha fazla benimsendiği için maçların ruh hali de değişti. Artık hemen hiçbir ekip 20-30 pasla kaleye gitmeye çalışmıyor, herkes takım savunmasını kusursuz uygulayıp az pozisyondan çıkaracağı kısıtlı üretimle sonuca varmak istiyor.
Aslında “Küçük Barcelona” lıktan sonra “Küçük Inter 2010” luğu da en iyi uygulayan takımdı Trabzonspor… Son 6 maçı kazanırken kalelerinde yalnızca iki (bireysel hata sonucu) gol gördüler, tam 630 dakikadır takım savunmasında çok az açık verdiler. Dün Colman’ın ve Alanzinho’nun öyle birer kritik müdahalesi var ki, yaptıkları defansif katkıyı Egemen’in-Giray’ın altına yazmak haksızlık sayılır. Yine Selçuk’un (belki de hayatında en fazla faulü de yaptığı maçta) savunmaya eklediği katkıya saygı duymamak mümkün değil.
Ama Trabzon’2011’in, Inter’2010’a göre en önemli eksiği az pozisyondan çok skor üretme becerisi. Trabzon’un bir hareketle tabela değiştirebilecek kendi Milito’su, kendi Sneijder’i yok; ya da en azından uzun zamandır formsuzlar. Bordo-mavililer’in uçtaki ikilisinden Umut’un son 11 maçta 2, Jaja’nın son 16 müsabakada 4 golleri var! Son birkaç aydır Trabzon’un bütün skor yükü Burak’ın üstüne binince, muhakkak bu kahramanın da yılacağı bir gün gelecekti. Galiba o gün de dündü…
Doğa’nın Selçuk’a, Alper’in Colman’a nefes aldırmadığı, Veysel’in stoperde oynamaya başladı başlayalı en az hatalı gününü geçirdiği akşamda Trabzon’un bir şans golü bulması da pek mümkün gözükmüyordu zaten. Bülent Uygun’un Sezer’i sol açıkta değerlendirdiği, 3 defansif orta sahalı (Doğa, Alper ve Pele’li) düzeninin de (bireysel bir hata olmadığı sürece) büyük bir açık vermesi de söz konusu değildi.
Bu maçın ve belki de Trabzon için sezonun özeti galiba şu: Defansif açıdan zirve yapabilirsiniz, ama şampiyonluk kupası için ofansif anlamda da dipte olmamanız gerek…
Defansif zirve, ofansif dip
Bir Cevap Yazın

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS