SEZONUN ARDINDAN
8) GALATASARAY
Sezona hücumcu Rijkaard’la başlayan, kalenin önüne otobüs çeken Hagi’yle devam edip, bir maç Rijkaard/bir maç Hagileşen Ünder’le bitiren bir takımın iyi netice alması zaten düşünülemezdi. Ama sezonun sonunda gelinen nokta, korkulanın da aşağısında, çok çok aşağısında, neredeyse en aşağıda oldu.
Bu yıl ilk 8 maçta Galatasaray’ı yöneten ve 12 puanla veda eden Rijkaard, aslında takımının sorununun ne olduğunu biliyordu. O yüzden de geçen yılın sonunda Barış, Ayhan, Mustafa, Servet, Emre ve Gökhan’ın hepsini kulübeye/tribüne gönderip ligi savunmanın göbeğinde Neill-Hakan, orta sahanın göbeğinde Elano-Mehmet Topal’la bitirmişti. Ama transfer döneminde o bölgelere beklediği takviyeler yapılmayınca çaresiz kaldı ve 17 Ekim’deki Ankaragücü mağlubiyeti sonrası görevi Hagi’ye devretti.
Rijkaard’ın tam zıttı bir anlayış benimsendi. Önceliklerini topun arkasına geçme, eksik yakalanmama olarak belirledi; ama Galatasaray bunları iyi yapayım derken artık topun önüne geçemeyen, eksik yakalayamayan bir ekibe dönüştü! 18 haftalık Hagi döneminde Galatasaray sadece 17 gol atabildi, devre arası transfer döneminde harcanan büyük meblağlar da düşüşe çare olamadı.
Rijkaard’a gerekli zamanı tanımayan Galatasaray yönetiminin Hagi’ye sabretmesi de düşünülemezdi. Son 8 haftada bayrak bu kez Bülent Ünder’e devredildi. Ünder de Rijkaard’ın ve Hagi’nin geçtiği yollardan ısrarla geçti, ama sezonun sonunda nihayet o da orta sahasını Emre Çolak-Yekta-Culio olarak kurup 3 haftalık bir galibiyet serisi yakaladı. Galatasaray bu seriyle 15’inci basamaktan 8’inciliğe tırmandı ve Ünder Terim’e orta sahanın merkezinde iyi işler yapan bir Yekta devrederek sezonu kapattı.
“Transfer projeksiyonu yapılanma” kavramını hiç sevmiyorum, çünkü Türkiye’de çok sık ve çok lüzumsuz olarak kullanılıyor. Bir takımın 3-5 yılda (ya da birçok açıdan dip yaptığında) yeniden yapılanması kabul edilebilir, ama her yıl bunu tekrar etmek işin doğasına ters. Lâkin Galatasaray’da galiba uzun süre sonra ilk kez büyük bir reorganizasyona ihtiyaç var.
Bu yeni organizasyon bu işin altından kalkabilecek kudrette bir adama, Terim’e kurduruluyor; sanki o da elindeki kadrodan çok mutsuz gözükmüyor. Zaten Sabri-Servet-Zan-Hakan dörtlüsü, onun 2007-2008’lerde milli takımın başındayken kurduğu ve güvendiği bir dörtlü. Gerek Çağlar’ı, gerekse Mustafa Sarp’ı ilk kez ulusal kadroya davet eden de o… Belli ki ön tarafa bolca takviye yapacaklar, ama Terim’in savunma bloğunda birçok yerli oyuncuyla devam edeceğini tahmin etmek çok zor değil…
Terim döneminin ikinciye göre bir de önemli avantajı var, Fatih Hoca Galatasaray’ı bu kez en dip noktadan teslim alıyor. Bir büyük takımın daha aşağıya inmesi çok zor olduğu için Terim’in kredisi biraz daha fazla olacak; yeniden yapılanmaya daha fazla zaman ayırabilecek gibi gözüküyor.
Sezonun yıldızı
Seyrantepe tribünleri
Yönetimin lüzumsuz çıkışlarla futbolu/futbolcuları geri planda bıraktığı bir ortamda 15 Ocak protestosuyla onurlu bir tavır sergilediler. Merhum başkanları Canaydın’a sahip çıkıp, kulüplerine yapılan saygısızlığa karşı yönetimlerinin gösteremediği dik duruşu gösterdiler.
En çok yükseliş göstereni
Kazım Kazım
Galatasaray kadrosunda bu sezon performansı yükselen, geçen yılın üstüne koyan hemen hiçbir oyuncu olmadığı için 33 kötü adamın arasından seçim yapmak gerçekten çok zor oldu. Kâzım çok büyük bir sıçrama yapmamasına rağmen gerek Galatasaray’da, gerekse milli takımda ilk 11’de tercih edildiği için bu kürsüye oturdu.
En çok düşeni
Hakan Balta
Sorunu nedir bilinmez, ama saha dışında onun için bir şeylerin iyi gitmediğini insan ister istemez hissediyor. Son derece mutsuz ve bıkkın gözüküyor, bu da konsantrasyonuna yansıyor. Bu sezon sahada belki bedeni vardı ama ruhu/kafası yoktu. Galatasaray’a gerek Avrupa’da gerek ligde acı faturalar ödetti, bir anlamda Rijkaard’ın da sonu oldu.
En iyi transfer
Emmanuel Culio
Kendi ligine de kendi takımına da fazla olduğunu 2 sene önceki Şampiyonlar Ligi macerasında göstermişti. Devre arasında kötü bir takıma gelmenin avantajını iyi kullandı, çok çalışarak kolaylıkla görünmez olmaktan sıyrıldı. Etkili 4 golünün içinde de Gençlerbirliği’ne attığı aşırtmanın müstesna bir yeri olduğunu not etmek gerek.
En kötü transfer
Robinson Zapata
2012’de UEFA sıralamasının 11’incisi olacak Türkiye’nin büyük bir kulübü, devre arası transferinde istikametini aynı sıralamanın 22’nciliğine gerileyecek Romanya’ya çevirdi! Üstelik o ligde aylardır 18’e bile girmemiş bir kaleciyi transfer etti. O da Galatasaray’a acı bir başka fatura ödetmekten geri kalmadı zaten…
Anahtar sayı
1 maç
Türk futbolunun en büyük yıldızı Arda?Turan, bu yıl gerek kasık sakatlığı, gerekse mental iniş-çıkışlar nedeniyle Galatasaray’a hemen hiçbir şey veremedi. Yalnızca Manisaspor maçında ortaya koyduğu kalite galibiyeti getirdi, o karşılaşma da bu sezon Arda Turan’ın skor yaptığı tek müsabaka olarak kayıtlara geçti!
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS