Eduardo Suisso De Novaes, Marcio Moreira Jarro, Rapson Da Silva Ourique, Santiago Roberto Salazar Pena isimlerini hatırlıyor musunuz? Hiç sanmıyorum… Bu oyuncuların hepsi, 2001-2002 sezonunun başında Marco Aurelio Brito Dos Prazeres’le birlikte Trabzon’un yolunu tutmuşlardı. Tuttular tutmasına ama Türkiye günleri de adları gibi unutulmak istenen cinsten…
15 Aralık 1977’de Olaria’da doğan ve bu küçük şehirde futbol hayatına başlayan Marco, 2001 yazında bölgesel ligde oynarken, Trabzonspor’un çiçeği burnunda başkanı Özkan Sümer’in keskin gözlerinden kaçmayınca, evinden çok uzakların, Trabzon’un yolunu tuttu. Türkiye’ye gelen birçok yabancı oyuncunun ihtiyacı olduğu söylenen “uyum süresi” diye bir kavramdan belli ki haberi olmayan genç adam, daha ilk maçında İnönü’de Beşiktaş karşısında parlamayı başardı hatırlarsınız…
2 sezon boyunca hiç sakatlanmayan, pek de kart görmeyen Marco, 68 resmi maçın 64’ünde giydiği bordo-mavili formayla harikalar üretti ve kaptığı sayısız topun ve verdiği yüzlerce isabetli pasın yanına bir orta saha oyuncusu için hiç de azımsanmayacak 15 gol ekledi.
2002-2003 sezonunun sonu gelmeden Perugia, Gençlerbirliği ve Fenerbahçe arasında transfer kavgası başlanan Aurelio’nun iki ayrı kulübe attığı imzalar bir ara ceza alacağı ve bir süre futbol oynayamayacağı söylentilerini doğursa da, devam etti Allah’tan. 2003-2004’ün sonundaysa Kayserispor ve Trabzonspor’un kapısından döndü. Ama Fenerbahçe, tahmin ettiği kadar yabancının gönlünü alamayınca, Marco tekrar kadroda kaldı.
Şimdilerde “saçları uzamayan, büyüyen” ve Fenerbahçe’nin imzasının ilk yenilediği yabancı olan bu garip orta saha hamalının hangi milli takımda oynayacağını tartışıyoruz. Bize sorarsanız, nasıl Portekiz’in Deco’su, İspanya’nın Pernia’sı, Meksika’nın Zinha’sı ve Japonya’nın Alex’i varsa, artık Türk Milli Takımı’nın da bir “Cuma”sı var.
http://www.milliyet.com.tr/ozel/dunyakupasi2006/haber.asp?id=351
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS