• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
    • beIN Manşet, 27 Şubat 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Çeyrek final kulübü olmak

Çeyrek final kulübü olmak
Uğur Meleke
4 Ağustos 2008

MTK gibi çok sıradan bir rakip karşısında Fenerbahçe’nin yeni sezon profiliyle ilgili doneleri almak zordu, kabul etmek gerek… Ama, Aragones’in bu maçta bile vazgeçmediği bazı karakteristik hamlelerini İspanya Milli Takımı döneminden hatırladığımız için, belki 2008-2009’un Fenerbahçesiyle ilgili birkaç ipucuna ulaşmış olabiliriz…

Fenerbahçe’yle ilgili ilk çıkarım, Aragones maçlara iki santrfor özellikli oyuncuyla başlasa bile, çok azını böyle bitirecek. Euro 2008 elemelerinde zayıf İzlanda ve Letonya’ya karşı bile Villa/Torres’ten birini çıkarıp, Iniesta’yı soktuğu gibi… Avrupa Şampiyonası’nda başlangıç düzeni iki santrforlu olsa da, 6 maçın 4’ünü tek santrforla tamamladığı gibi…

İkinci çıkarımsa, oyuncu değişikliklerindeki benzerlikler… 2006 Dünya Kupası’nda David Villa’ya kafayı takmıştı ve 4 maçın üçünde bu oyuncuyu 55-60’larda değiştirmişti… (Hatta Dünya Kupası’ndan sonraki ilk resmi maç olan Liechtenstein önünde de 90 dakikayı tamamlayamadı Villa…)… Euro 2008’deyse kurbanı Iniesta idi. İlk 4 maçın dördünde birden 60’larda Iniesta’yı çıkarıp Cazorla’yı soktu kurt hoca… Fenerbahçe’de benzer kaderi yaşayacak oyuncu ise Uğur Boral gibi gözüküyor. Aragones, Shakhtar maçından sonra MTK önünde de 60’larda aynı değişikliği yaptı: Uğur dışarı, Gürhan içeri…

Maçta dikkat çeken diğer iki önemli detaysa, 4 numaranın yeni sahibinin Edu, 5 numaranınsa Emre olmasıydı… Bizim gözlerimiz de ister istemez bu formaların eski sahiplerini aradı etrafta…

4 numaranın eski sahibi Appiah, bir gün sonraki gazetelerde küçük kutu haberlerde yer bulmuştu… Kendi deyimiyle “kalbi kırık bir sevgili gibi” İtalya’ya dönüyordu. Zira kendi elinde olmayan bir hastalık nedeniyle terk edilmişti, karşılıklı sevgi beslediklerini düşündüğü takım elbiseli kişilerse onu çoktan unutmuş, “yaşayıp yaşamadığı hakkında bilgi sahibi değillerdi”. Onların “şimdilik” yeni sevgilisi, sağlıklı Emre idi, Appiah haberinin hemen komşu sütununda, taraftardan “yeni sevgilileri Emre’ye sahip çıkmasını” istiyorlardı.

Yasin’in hikayesi
5 numaranın eski sahibi Yasin’in hikâyesi de enteresan… İlk 18’de yok, ama kulüp onun sağ olduğundan haberdar, hatta sapasağlam ve hâlâ Fenerbahçe’nin oyuncusu… Ama forma numarasını (pek tabii ki gönüllü olarak) yeni takım arkadaşı Emre’ye devretmiş, büyük bir ihtimalle yönetiminin ricası ile…

Oysa aynı günlerde benzer bir şaşaa ile Milan’a transfer olmuş Ronaldinho’ya, milli takımında ve Barcelona’da giydiği 10 numaranın verilmesi söz konusu bile olmadı diyor başkan Galliani: “Şu anda 10 numarayı Seedorf giyiyor, ve ona formayı verip vermeyeceğinin sorulması bile söz konusu değildir. 23 yıllık yöneticilik hayatımda Milan’da böyle bir şey yaşanmadı, bundan sonra da yaşanmaz. Ronaldinho, şu anda boş olan formalardan 80 numarayı tercih etti zaten”…

Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynayarak hepimizi sevince boğdu, doğru… Bu yıl da yaptığı iyi başlangıçla, başarısını tekrarlama ihtimaliyle, bir “çeyrek final takımı” olma ihtimaliyle ilgili bizi umutlandırdı. Ama, bir “çeyrek final kulübü” olmak için, ya da popüler tabirleriyle bir “çeyrek final kurumu” olmak için “sevgi” ye/“empati” ye, kendini Appiah’ın, Seedorf’un, Yasin’in yerine koyabilmeye daha fazla ihtiyaç var gibi…

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=974443&AuthorID=112&b=&a=Uğur%20Meleke&ver=10

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
4 Ağustos 2008
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 22 Mart 2023

    Süper Lig’in 26. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 –...

    Uğur Meleke 21 Mart 2023
  • Devamı
    Süper Lig’in ciddi bir devrime ihtiyacı var

    Oyun her faul sonrası fazla duruyor yere yatan oyuncu kalkmak bilmiyor. Süper Lig’in neden zaman zaman izlenmesi...

    Uğur Meleke 20 Mart 2023
  • Devamı
    Otomatik vitesle kazandı

    Beşiktaş belki kolay kazanamadı ama son 3 haftada bir otomatik vites geliştirdi. Bu sene Süper Lig, kelimenin...

    Uğur Meleke 19 Mart 2023
  • Devamı
    Ciddi önlem için tribünlerde savaş mı çıkmalı!

    Türk futbolunun kanayan yarası yeşil sahalardaki şiddet olayları bu kez Kadıköy ve Sivas’taki Avrupa maçlarında hortladı. Kanun...

    Uğur Meleke 18 Mart 2023
  • Devamı
    5.5 dakikalık ihanetin sonucu

    Fenerbahçe için 2022-23 sezonu, iki perde olarak yaşandı garip bir biçimde… Temmuzdan kasıma kadar net bir stratejiyle...

    Uğur Meleke 17 Mart 2023
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 14 Mart 2023

    Süper Lig’in 25. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 – Türk...

    Uğur Meleke 14 Mart 2023
  • Devamı
    Beşiktaş’ta sezonun en kritik 3 puanı

    Türk futbolu, otuz yıl sonra ilk kez Avrupa 20’nciliğine düşmesinin bedelini önümüzdeki Temmuz’da ödeyecek. Evet, bu sezon...

    Uğur Meleke 13 Mart 2023
  • Devamı
    Okan Buruk’a çok yakıştı

    G.Saray 3. bölgede çok cömertti ama yine de kazanmasını bildi. 10 Şubat 1993 gününde güneşli bir öğleden...

    Uğur Meleke 12 Mart 2023

Copyright © 1999 Meleke.com

Yerli kaptan bulamıyoruz!
Yeni Süper Lig statüsü