Eğer Mourinho bir gün Madrid’den ayrılırsa Real’li yöneticiler hiç düşünmeden Prandelli’ye görev vermeliler bence. Çünkü İtalyan hoca, Real’den zayıf bir 11’le, oyunu çirkinleştirmeden, sertliğe başvurmadan İspanya görünümlü Barça’yı durdurdu, hatta kazanabilecek aksiyonları da geliştirdi.
Maça (Serie A’da moda olan) üçlü savunmayla başlamış gibi görünüyorlardı, ama aslında Maggio-Bonucci-Chiellini-Giaccherini klasik bir savunma dörtlüsü şeklinde oynadılar. De Rossi İtalya hücumdayken ön libero gibi görev yaptı, İspanya hücumdayken geriyi beşledi. İtalya öyle iyi bir taktik disiplinle, öyle harika bir akordeon görüntüsüyle oynadı ki (eğer bir-iki yetenekli oyuncuları daha olsa) bu takımın 2006 ruhunu yakaladığını rahatlıkla söyleyebilirdik.
Yine de turnuvanın gizli favorisinin İtalya olduğunu düşünüyorum ben. Büyük bir ihtimalle kalan iki maçta Montolivo’lu 4-3-1-2’ye dönecek ve gerektiğinde oyunu rakip yarı sahaya yıkabileceklerini de göstereceklerdir.
Maçın tek taktik sürprizini Prandelli yapmadı, Del Bosque de 4-6-0’la sahaya çıkarak taraftarlarını şaşırttı. Del Bosque’nin elinde formda orta saha oyuncuları ve yetersiz santrforlar olduğu için bunu denemesini anlıyorum ama hâlâ (alt yaş gruplarında santrfor oynayan) Adrian’ı kadroya almamasını kabullenemiyorum. Dün sahaya çıkan ekip topu ayaklarında iyi tuttu, her zaman yaptıkları gibi son 20-25 metreye kadar iyi geldi. Ama ileri altılının şut alışkanlığı zayıf olduğu için kalenin içine kadar pasla girmeye çalıştılar, meşin yuvarlağı bir türlü içeri dürtemediler. Del Bosque’nin de kalan iki maçta Torres’li düzene dönmesi olası.
Kalan iki maç gününde İspanya-İtalya diğer rakiplerine karşı şüphesiz favoriler ama Hırvatlar’ın da İrlanda önünde altın bir 3 puan aldığını not etmek gerek. Tabii ki yalnızca bir Modriç ederindeki Britanyalılar’ı yenmeleri normal, ama bunu 3 kafa golüyle yapmaları takdire değer.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS