Dün öğleden sonra Emirates’te oynanan maçı iki farklı devre olarak ikiye ayırmak gerek. Birinci yarıyı en kısa biçimde özetlemeye çalışırsak, herhalde şu cümleden faydalanabiliriz: “Wenger devre boyunca yeni sezonda uygulayacağı taktikleri ararken, Terim’in 45 dakikası, müsabakayı yavaşlatacak sihirli bir tuş arayışıyla geçti.”
Aslında dün ilk yarıdaki görüntünün bir benzerini Galatasaray, San Paolo’da Napoli’ye karşı da yaşamıştı. Orada da karşılarında genç ve enerjik bir takım vardı ve orada da Hamit (ve bazı birkaç arkadaşı) arkalarını dönene kadar Napoli’nin bıçkın kadrosu 5 pas yapmış oluyordu! Dün de Hamit, temponun yükseldiği bütün maçlarda olduğu gibi kayıptı. Engin galiba tempodan başı döndüğü için oyundan çıktı. Melo ilk yarıda pas hatası rekoru kırdı, Umut nerdeyse topla buluşamadı. Ve dünkü ilk yarıdaki Emirates sürat sınavı, Galatasaray için ciddi bir uyarı niteliğindeydi.
Sporcuları sadece genç/yaşlı diye ikiye ayırmanın yüzde yüz sağlıklı olmadığının farkındayım; temelde “futbolcunun genci-yaşlısı yok, iyisi-kötüsü var” prensibine de yakınım. Bu Drogba’ya yaşlı, bu Amrabat’a genç demenin ne kadar zor olduğunu da hepimiz çıplak gözle görüyoruz zaten. Ama takımın yaşlısı/genci oluyor maalesef. Bütün bir takımı veteranlardan kurduğunuzda, hepsi uluslararası yıldız bile olsa, 20’liklerle baş edemeyebiliyorlar. Çünkü bu çağda 20’liklerin hepsi birer atlet. Dünkü Galatasaray 11’inin 7’si otuzluk; Arsenal 11’inin yedisi 23 yaş altı olunca ilk yarıda gençler yaşlıların başını döndürdü ister istemez… Galatasaray’ın bu sene özellikle Devler Ligi’nde her genç ekibe karşı zor duruma düşmemesi için bir biçimde takımda enerji dengesini kurması gerek.
Maçın ikinci perdesinin, yani ikinci yarısının farklılığında tabii ki Ceyhun-Emre gibi enerjik genç enjeksiyonunun katkısı var; ama ikinci devrenin esas farkı, sahaya uluslararası bir yıldızın ayak basması oldu. Yaşsız Drogba herhangi bir maçta sahaya adım attığında kalan 21 adamın modunu değiştiriyor adeta. Herkes Drogba’nın sahada olduğu bölümü adeta ceketini ilikleyerek oynuyor. O da dün ikinci yarıdaki katkısıyla bu saygıyı hak ettiğini gösteriyor.
Son bir not: Rakibin bile saygı duyduğu adama Amrabat saygı duymamaya, Drogba boşken rakibinin içinden geçmeyi denemeye devam ederse, bu takımda kabul görmesi zor gibi.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS