
Dursun Özbek, Sabri’yle yapılan yeni kontratı savunurken “Bu oyuncunun yerine adam bulmak için 30 milyon euro harcamışız” diye gerekçelendirmişti tezini. Ben de bu teze yanıt olarak, bu durumun Sabri’nin dehasını değil, Galatasaray’ın transfer beceriksizliğini işaret edeceğini iddia etmiştim. Beşiktaş’ın Beck’e, Fenerbahçe’nin Şener’e, Trabzonspor’un Cavanda’ya ödediği paranın toplamını Tarık’a ödemişti Galatasaray zira.
Benzer bir tablo Trabzon’un solu için geçerli maalesef… 3 sezonda sol beke Alper, Constant, İshak, Musa, Kadir, Emerson gibi oyuncular getirilmiş, hiçbiri Trabzon’da şans verilmemiş Eren’in Rize performansının yarısını yakalayamamış. Üstelik dün ilk 18’de orijinal sol bek Musa varken orada Cavanda’nın tercih edilmesinin acı tarafı, sadece Antalya’dan alınan oyuncunun yetersiz görülmesi değil. Bu tercihle “sağ bek Cavanda” katkısından mahrum olunacağının fark edilememesi. Solda Musa sıradan bir oyun oynasa bile, sağ bek Cavanda katkısından mahrum olmayacaksınız hiç olmazsa! İlk 7 haftada Trabzon hücumunda Cavanda’nın rolü tartışılmaz zira. Dahası, Cavanda 3 yıldır neredeyse solda hiç oynamıyor; Lazio’yla son 3 sezonda ligde sadece 2 kez (2013’te Chievo’ya, 2015’te Napoli’ye karşı) ters kanatta oynamış genç futbolcu. Dün ilk yarıdaki şaşkınlığını görünce, bu çocuğun daha 24 yaşında olduğunu ve futbolunun olgunlaştığı dönemi hep sağda geçirdiğini hatırlamıştır herhalde Şota Hoca.
Dün gece Mersin’deki maçın fişini ilk yarıda Pedriel-Cavanda eşleşmesi çekmiş olsa da, büyük planda Trabzonspor’un sorununu bir kez daha hatırlatmak gerek. Bu kulüp, 3 yıldır şeyh türü bir hastalığa tutuldu. Dışarıdaki oyuncu hep içeridekinden değerli görüldü. Çare hep transferde arandı. Oysa Trabzon’a artık yeni transferler yapacak bir sportif yönetim değil, eldekilerin değerini hissettirip verimini artıracak anlayış lazım. Önceki yılın kahramanları Medjani ve Mehmet Ekici’nin birkaç ay sonra kendilerini değersiz hissedecekleri bir anlayış değil.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS