Bir tarafta Cech, Toure, Terry, Ferdinand, Heinze, Makalele, Essien, Ballack, Lampard, Henry ve Shevchenko; diğer tarafta Casillas, Marquez, R.Carlos, Puyol, Cicinho, Aimar, Zidane, Deco, Ronaldinho, Ronaldo ve Messi… Dünya Kupası’nda ülkeler değil de ligler yarışsaydı sizce kim şampiyon olurdu?
Bir ligin kalitesi nasıl ölçülür? Şampiyonluk düğümünün son haftaya kadar çözülmemesi ile? 2. ligden çıkan takımların başarısıyla? Birden fazla cephede savaşabilmekle veya Avrupa kupalarındaki turlarla? Cevap tabii ki birden fazla. Örneğin Fenerbahçe, bu yıl tarihinde ilk kez 3 büyük rakibini deplasmanda yenmesine rağmen şampiyonluğu son haftada Galatasaray’a kaptırdı ve bu da (şampiyonluğun son haftada el değiştirmesi) 48 yıllık lig tarihinde sadece ikinci kez gerçekleşen, rekabetin geliştiğine delalet eden bir hadise.
Yine bu yıl Süper Lig’e yükselen 3 takımın birden ilk 12’de yer alarak düşme korkusu yaşamamaları da 2.ligin kalitesinin arttığına işaret eden olumlu bir gelişme. Kupada format değişikliği ile Beşiktaş’ın bu sezon 34’ü lig, 8’i Avrupa, 9’u Türkiye Kupası 51 resmi maç oynaması da pozitif bir adım… Her zaman en çok müsabaka yapılan ülkelerin başında gelen İngiltere’de Tottenham iki kupada da ilk turda elenince sezonu sadece 40 maçla tamamlamış örneğin.
Tabii gündem Dünya Kupası olunca, bir de liglerin Almanya’ya gönderdikleri oyunculara bakmak lazım. Liglerin takımları arasında bir Dünya Kupası düzenlense idi, Ronaldinho’lu Messi’li La Primera Liga ile Henry’li Shevchenko’lu Premier Lig final oynarlardı şüphesiz. Bu finali tehdit edebilecek tek lig de Dida, Cafu, Thuram, Cannavaro, Nesta, Kaka, Nedved, Vieira, Adriano, Totti ve Ibrahimovic’li rüya ekibiyle Serie A olurdu herhalde.
Almanya 1.Bundesliga, Kahn, Sagnol, Lucio, Juan, Frings, Krstajic, Borowski, van der Vaart, Mahdavikia, Klose ve Santa Cruz’lu kadrosuyla yarı final görebilirdi belki. Ama tabii Ligue 1 de hiç fena bir ekip değil: Barthez, Givet, Abidal, Cris, Diarra, Malouda, Ribery, Juninho, Wiltord, Pauleta ve Fred…
Süper Lig’in bu kupada şansı olur muydu peki? İki tane 10 numaramız en önemli kozlarımız: Gana’da Appiah ve Polonya’da Szymkowiak… Kalemizde Ankaraspor’un Sırpı Jevric var. Defansta Tomas, Bouazizi ve Lee, orta sahada Appiah, Szymkowiak, Melliti, Kais ve Macanga, forvetteyse Heinz ve Ilic…
Eh, bu kadroyla herhalde ancak iyi bir gruba düşersek ikinci tur görebiliriz gibi. Galiba yabancı oyuncu transferinde Avrupa standardının biraz altındayız. Milli takım 2002’de dünya üçüncüsü oldu ama ligler kupasında şansımız sanırım hiç yok.
http://www.milliyet.com.tr/2006/06/02/spor/spo09.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS