Mâlum son 6 sezon, Fenerbahçe’de “Alex dönemi” ydi. Çeyrek asır sonra sarı-lacivertlilerin tarihini yazan kitaplar, bu seneleri Kocaman’ın/Zico’nun/Daum’un yılları olarak değil Alex’in yılları olarak tanımlayacaklar. Alex’in başarısı Fenerbahçe’yi transferde onun arkadaşlarına yöneltti, 2004’ten beri de sarı-lacivertliler sahaya hep ortalama 3-4 Brezilyalı’yla çıktı.
Yıllar sonra Konya’da Fenerbahçe 11’inde hiçbir Brezilyalı’nın olmaması tabii ki tarihi bir dönemeçtir. Belki de Alex başlıklı dönemin yavaş yavaş sonlandığının da göstergesidir, bunu kabul ediyorum. Ama Konya’daki Fenerbahçe 11’inin en dikkat çekici özelliğinin Brezilyalısızlık olduğunu düşünenlerden değilim.
Konya 11’inin bence dikkat çekici tarafı, ön liberosuzluktu. Fenerbahçe 11’inde Aurelio, Deniz, Selçuk, Josico, Maldonado, Cristian benzeri, tek işi üçüncü stoper vazifesi yapmak olan bir futbolcu, çok uzun yıllar sonra yoktu. Konya’daki santral görevlileri Emre ve Mehmet Topuz’u asla ön libero tanımı içine sıkıştıramayız; her ikisi de “orta saha oyuncusu” tabirinin sözlük karşılığı oyunculardır.
Ben insanları pasaportlarına göre sınıflandırma tarafında değilim, Fenerbahçe’de bir sonraki maçta sahada 2 Brezilyalı olabilir, hatta seneye 5 de olabilir, bunun üstünde çok fazla durmam. Türk futboluna büyük katkılar yapmış Taffarel, Bobo, Ronaldo, Carlos gibi adamlara her zaman kapılar açık olacaktır tabii ki…
Ama bir konuda taraf olmaktan geri duramayacağım, ön liberosuz Fenerbahçe’yi çok sevdim. Tek işi top kesmek olan oyuncuların sahaya çıkmadığı bir büyük takım, uzun zamandır hayal ettiğim bir şeydi. Kocaman’dan beklentim, orta sahayı iki yönlü merkez oyunculardan kurmak konusunda ısrarcı olması… Futbolun artık iki yönlü oynanmaya mecbur olduğunu öğrencilerine aşılamaya devam etmesi… Dia, Stoch ya da Alex geri dönmüyor diye geri adım atmaması, çareyi Cristian’da değil, asillere vazifelerini yaptırmakta araması…
Bu Fener'i çok sevdim
Yorum Sayısı : 4
Bir Cevap Yazın

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS