Galatasaray için ligin ilk yarısı kendi içinde iki devre barındırıyordu aslında: Terim’in doğru sistemi ve doğru oyuncuları aradığı ilk iki ay ile arayış sonlandıktan sonra huzurun bulunduğu son bir ay…
11 Eylül-26 Kasım arası ilk 11 maçın genelinde Terim’in, Galatasaray’a gelmeden önce kafasında hazır olan plana göre oynandı. Elmander ya da Baros’un biri sahaya çıktı. Eboue, Sabri, Engin, Ujfalusi gibi oyuncular farklı pozisyonlarda denendi. Terim’in geçmişten beri sevip inandığı (Servet, Gökhan ve Hakan gibi) bazı adamlar eldeki son fırsatlarını kullandılar. Bu arayış Galatasaray’a ilk 11 maçta 14 puan kaybettirdi, kalede de tam 9 gol görüldü.
Kasım ayı (özellikle de 26 Kasım’daki Sivas maçı) milat niteliğindeydi. Bu ay içinde Fatih Terim, hem orta saha hem de forvet vazifelerini layıkıyla yapan Elmander’le 4-4-2 (hatta Elmander söz konusuysa 4-5-2) oynanabileceğini gördü. Savunmanın göbeği Terim’in kafasındaki pas oyununa daha uygun olan Semih-Ujfalusi’ye tamamen emanet edildi. Eboue ait olduğu sağ beke, Ujfalusi rahat ettiği stopere döndü. Servet ve Gökhan hazır kredilerini tükettiler, Kazım ve Hakan’sa iyi kullanarak devam ettiler. Zaten o günden sonra 6’da 6 kazanıldı, ilk yarının yıldızlarından Muslera da kalesinde sadece 2 gol gördü.
Galatasaray’ın başarısında tabii ki kredinin büyüğünü futbolculara, özellikle de birkaç iyi adamdan oluşan omurgaya vermek lazım: Kalede Muslera, savunma kaptanlığında Ujfalusi, orta sahada Selçuk-Melo ve hücumun liderliğinde Elmander ilk yarının kahramanlarıydılar. Ama Terim’in de ustalık dönemini yaşadığını kesinlikle kaydetmek gerek: Kimsenin kredisini sonsuza kadar sürdürmedi. Alttan çıkarıp cesurca koyduğu Semih ve Emre’yle kimsenin formasının tapulu olmadığını gösterdi. Sisteme göre oyuncu değil, oyuncuya göre sistem üretmeyi benimsedi. Ujfalusi, Hakan, Kazım gibi bitmeye yüz tutmuş oyunculara da kariyerlerinin en iyi dönemlerini yaşatacak beceriyi gösterdi.
Tüm bunlar bir arada olunca da, ilk yarının liderliği otomatik olarak geldi zaten… Eğer devrede iki kanada iki alternatif bulabilirlerse de birinci çinkodan sonra ikinci çinkoya da, tombalaya da en yakın takım olma hüviyetini sürdürecekler gibi…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS