Dün gece Avni Aker’de oynanan maçı izlerken, hedefsiz Belediyespor’la 10’uncu dakikada hedefine ulaşan Trabzon’un amaçsız futbolu aklıma Tottenham’ın eski futbolcusu Mike England’ın sözlerini getirdi: “Hafta sonu maç seyahatlerine çıkarken eşime asla futbol oynamaya gidiyorum demem. O iştir. Büyük liglerde veya Dünya Kupası’nda hiç kimse oyun oynamıyor artık” .
Dün Avni Aker’de de oyun oynanmadı. Bu sene ligin belki de en dengesiz/en kötü eşleşmelerinden biri, Metin-Burak eşleşmesi ilk 8 dakikada işin bitmesini sağladı. Kalan 80 küsür dakikada Şenol Güneş sahada bir oyun oynanması için çırpındı, ama Kadıköy’den gelen gol haberleri futbolcuların motivasyonunu sıfır düzeyine indirdi. Çünkü şampiyonluk zorlaşmıştı. Çünkü şampiyon olmazsanız bir hiçsiniz bu düzende…
Oysa o futbolcular, Chris Bambery’nin “Marksizm and Spor” makalesindeki örneği okusalardı, dün sahadaki tek hedefleri kupa kazanmak mı olurdu acaba: “18 Haziran 1994 günü, 22 yaşındaki Rus Alexander Popov’un bedeni Monako’da bir yüzme havuzuna daldı. Dakikalar sonra Popov, 100 metreyi diğer herhangi bir insandan daha hızlı giderek tamamen su yüzüne çıktı. 48 saniyede boyunca Popov’un her kası kasılmış, gerilmiş ve bükülmüş, ciğerleri tekrar tekrar dolmuş ve boşalmış, kalbi bedeninin her yerine 35 litre kadar kan pompalamıştı. Ne pahasına? Onu 10 yıl veya 20 yıl sonra kim hatırlayacaktır? (Rekor da 2000’de el değiştirmiştir zaten)… Artık bu düzeyde idman yapmayan Alexander, bugün 40 yaşında neye benziyordur acaba?
1996 Kasım’ında Guardian yazarı Vincent Hana da, bu garipleşen durumu sorguluyor: “Birinin size, Avrupa’da temsilcilerinin dereceye girmek için şiddetli rekabet nedeniyle üstünkörü eğitim alan, evlerinden koparılan, kölece işleri yapmaları için kamplara sokulan, sürekli talim yaptırılan yetenekli gençleri bulmak için ülkeyi taradığı bir sistem olduğunu söylediğini farz edin. Şanslı olanların devam ettiği, işverenler tarafından alınıp satıldığı bir kontrat sistemine bağlandığı.. Başarılı ve parlak olanların çok iyi para kazandığı, ama ikinci sınıftan olanların 30’larında kendisini posası çıkmış ve işsiz olarak bulduğu.. Bu, başka bir sanayide olsa ağır protesto uğultularına neden olmaz mıydı?”
1 hafta sonra şampiyonluk sevinciyle sokağa döküleceklerin de, ikincilik tesellisiyle evine döneceklerin aklının köşesinde bir Popov öyküsü olması umuduyla…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS