
Maalesef uzun bir süre Galatasaray-Fenerbahçe derbileri böyle.
Maalesef uzunca bir süredir Galatasaray-Fenerbahçe derbileri böyle… Kaygılar umutları bastırıyor, sahadaki ana plan hep kontrol duygusu oluyor. Bu maçla ilgili ‘dağ fare doğurdu’ diyemiyorum, zira bir dağ beklentim de yoktu bu kez! Son 11 derbinin 7’sinin berabere bitmesi kesinlikle tesadüf değil.
Dün akşam saat 18 sularında esame listesi elimize geldiğinde hemen herkesin aşağı yukarı hissettikleri şuydu sanırım:
SAAT 19.50’DE ZiNCiRLER KIRILDI
Fenerbahçe’nin savunma göbeğinde Tisserand-Lemos, merkezinde Sosa, ileri ucunda Valencia ile göstereceği performansı tahmin etmek çok güç. Sarı kırmızılılarsa daha 4’üncü haftadan 11’ini ezberletti Türkiye’ye. Galatasaray adeta kitabın 100’üncü sayfasına gelmişken, Fenerbahçe henüz kapağı çeviriyor gibiydi sanki. Ancak maç öncesi veriler, daha önce onlarca derbide oluğu gibi yanılttı yine. Evet, 90 dakika bittiğinde iki takım da evine birer puan götürdü ama yeniden yapılanma sancıları yaşayan Fenerbahçe’nin derbi performansı bir tık daha tatmin ediciydi sanki.
İlk devrede oyun, beklentilerin olağanüstü dışında değildi aslında. Galatasaray yüzde 60’ın üstünde topa sahip oldu, rakip yarı sahada daha fazla gözüken taraftı. Fenerbahçe de kazandığı toplarla hızlı çıkışlar aradı, birkaç kez de bu stratejiyle pozisyon buldu. Ancak ne olduysa devre arasında soyunma odasında oldu, Erol Bulut dün akşam 19.50 sularında adeta zincirlerini kırdı! Fenerbahçe ikinci yarıya bambaşka bir çehreyle çıktı, 20-25 dakika boyunca önde baskı yaptı. Luyindama başta olmak üzere Galatasaray savunmasını defalarca hataya zorladı. Dün 48’inci dakikada şutlar 7-7 iken, 63’te 13-7 olmuştu. Fenerbahçe 15 dakikada 6 şut-4 korner üretirken, Galatasaray’ın tek bir hücum aksiyonu yoktu o bölümde. Sarı lacivertliler maçın sonuna kadar elbette önde baskıyı aynı tempoyla sürdüremedi, ama yine de bu sezonun ilk 225 dakikasına göre çok daha cesurlardı, çok daha isteklilerdi. Dünkü ikinci devreyi izledikten sonra Erol Bulut’un bir daha merkezde Gustavo-Tolga ezberine döneceğini zannetmiyorum doğrusu.
MHK’nın sezon başından beri benimsediği ‘sisteme yeni hakem katma’ stratejisini destekliyorum. İlk hafta 4 yeniyle başladık, geçen hafta Erkan Özdamar sisteme eklendi. Önceki gün de ikinci maçını yöneten Yasin Kol’u beğendim doğrusu. 39 yaşındaki Ali Palabıyık’ın da derbiye atanma sebebi anladığım kadarıyla bu strateji. Bu seviye için cesur sayılabilecek bir karar. Ancak sahada Ali Palabıyık varsa VAR’da marka hakemlerden biri olsa daha iyi olmaz mıydı diye de düşünmeden edemedim doğrusu. VAR’da Alper Ulusoy değil de Cüneyt Çakır veya Fırat Aydınus olmalıydı bence.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS