Angel Mur Ferrer, 1941 Barselona doğumlu eski futbolcu, fizyoterapist… 1973’te FC Barcelona’da başladığı fizyoterapi görevine 30 yıldan fazla aynı kulüpte devam etmiş bir arka plan oyuncusu. 16 yıllık milli takım, 33 yıllık da Barcelona kariyerinde Kubala, Menotti, Cruyff, Aragones, Van Gaal ve Rijkaard gibi teknik adamların yanı sıra Maradona, Romario, Ronaldo, Figo, Messi, Krankl gibi yüzlerce şöhretli futbolcuyla da çalışmış.
Ben onu 5-6 yıl önce (Attila Gökçe Ağbi’nin tavsiyesiyle) izlediğim bir Barcelona TV belgeselinde tanıdım. O günlerde 60’lı yaşlarının başlarında olan Mur’a bir dev ekranda son çeyrek yüzyılda Barça’da forma giymiş futbolcuların sadece bacakları sırasıyla gösteriliyor. Ekrana bir çift bacak geliyor, Mur onların hemen (mesela) Bakero’ya ait olduğunu konkav yapısından fark ediyor. Onlar gidiyor, onlara tıpa tıp benzeyen başka bir çift bacağın (Mur sayesinde) Oleguer’e ait olduğunu öğreniyoruz. Mur, yüzlerce oyuncuyu topuğunun şeklinden, dizindeki operasyon izinden ya da sadece duruşundan bile rahatlıkla tanıyabiliyor.
Barcelona TV’den sıkılıp bir Türk spor kanalına geçtiğinizdeyse yüzde 70-80 ihtimalle karşınızda bir sakatlık haberi var! Galatasaray’da bir takım, Beşiktaş’ta bir buçuk takım oyuncu sakat… Kırığı/çıkığı olan şanssızlara diyecek yok, ama çoğu oyuncunun da türlü adale rahatsızlıklarıyla sezonda 10-15 maç oynamadığını biliyoruz.
O zaman insan şu basit kıyası yapmadan edemiyor: Beşiktaş’ta, G.Saray’da (ya da diğer tüm kulüplerimizde) bir sağlık ekibi istikrarı var mı? Bu sağlık ekibinin idman planlaması üstünde bir söz hakkı bulunur mu? Dünyadaki 6 milyar insanoğlu, 6 milyar farklı kodla yaratılmış.
Bir futbolcunun anatomisi diğerinden dünyalar kadar farklı, öbürünün fizyolojisi berikine gram benzemiyor! Acaba bu oyuncuların hepsinin aynı idman programını uyguluyor olması ne kadar verimli? Eğer Beşiktaş’ta / G.Saray’da futbolcuların vücut haritasını, sakatlık geçmişini, kalp ritmini vs. ezbere bilen bir fizyoterapist/bir doktor 20 yıldır tam mesaiyle/istikrarla söz sahibi olsaydı şu anda revirler bu denli kalabalık olur muydu?
Eğer o (yerli veya yabancı) fizyoterapist, kişiye/anatomiye özel çalışma programlarıyla oyuncuları hazırlasa, sakatlıktan dönüşler bu kadar uzar mıydı?
G.Birliği’nin çok sakatı var, Bursa’nın hemen hemen hiç yok. Galatasaray takım otobüsü yerine ambulans kullanırken, Trabzonlular genelde sağlam. Eğer revir nüfusu konusunda da kulüplerde bir istikrar söz konusuysa, meseleyi sadece şansla/şanssızlıkla açıklamak sanki çok akıllıca olmuyor.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS