Maç öncesi Di Matteo kulübede, Capello tribünde. Ama herkes bu müsabakadan sonra iki İtalyan’ın yerlerini değiştirme ihtimalinin kuvvetli olduğunu söylüyor. Muhtemelen Chelsea’nin esame listesini görünce Capello da aynı şeyi düşünmüştür: Çünkü Di Matteo kağıt üstünde rakibinden çekinmiş, sol çizgiye iki beki (Cole ve Bertrand’ı) ön öne yerleştirmiş.
Tamam, Malouda yüzde yüz hazır olmadığı için Di Matteo’nun onunla başlaması beklenmiyordu. Ama genel kanı, Essien’in orta sahada/Mata’nın sol açıkta başlayacağı yönündeydi. Olmadı. Belli ki genç İtalyan Hoca, planlarını sadece Robben’i durdurmak üstüne yapmış. Ama bu sene (hatta iki senedir) şöyle basit bir gerçek de var: Bayern’i yenmek için onların üstüne gitmek zorundasınız (Bkz. Borussia Dortmund-Bayern maçları!). Bayern’in karmakarışık bir savunması var, üstüne üstlük Badstuber yok, Van Buyten hazır değil. Üstlerine giderseniz hata yapacakları çok bariz. Ama aynı Bayern, olağanüstü de bir hücum hattına sahip. Dünyanın en iyi takımı kabul edilen Barcelona yarın Ribery, Robben, Müller, Gomez (hatta Kroos veya Schweinsteiger) isimlerinden birini transfer ettiğini açıklasa kimse şaşırmaz. Bu adamların hepsi dün ilk 11’de bir aradaydı ve sadece geriye kapanıp onları beklerseniz eninde sonunda bir gol atacakları belliydi…
Attılar da… Ama bu sene Chelsea’yi yenmek için gol atmanız yetmiyor, -adeta- bir adamın cesedini çiğnemeniz gerekiyor! Dün gece de Bayern normal sürede Chelsea’yi ezdi ama bir isyankâr adamı, Drogba’yı geçemedi!
Bazı adamlar doğuştan kazanmak için yaratılıyorlar. Drogba da öyle bir adam işte! Cech kurtarıyor, Schweinsteiger kaçırıyor. Üç solak (Robben, Mata ve Oliç) sözleşmiş gibi penaltılarda kalecilerin soluna teslim ediyorlar topları. Ama hepsi teferruat oluyor sonunda… Çünkü bazıları belli ki kazanmak için doğuyor. Ve kader ağlarını onların kazanması, onların kahraman olması için örüyor…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS